Şimşek: AB hala ilham kaynağı

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ''Avrupa Birliği'ne (AB) ilişkin bu kriz nedeniyle çok basite indirgenmiş yaklaşımlar görüyorum. Bunu doğru bulmuyorum, AB hala -eğer kurumsal altyapınızı iyileştirecekseniz, demokratik standartlarınızı, temel hak ve özgürlüklerinizi iyileştirecekseniz, hukukun üstünlüğünü oturtacaksanız- bir ilham kaynağıdır'' dedi.

Bakan Şimşek, partisinin Bursa İl Başkanlığı'nca Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde (Merinos AKKM) düzenlenen AK Parti Siyaset Akademisi'nde ''Deneyim ve Vizyon Paylaşımı'' konulu sunum yaptı.
Türkiye ekonomisinde son 10 yıldaki kazanımların temelinde, siyasi istikrar, doğru politikalar ve çözüme yönelik yapısal reformlar konusundaki irade olduğunu belirten Şimşek, bunun da beraberinde makroekonomik istikrarı ve refah artışını getirdiğini söyledi.
Şimşek, 1924 ile 2002 arasındaki ortalama yıllık büyüme oranının yüzde 4,5 olduğunu, 2003-2011 arasındaki AK Parti hükümetleri döneminde ise bu oranın yüzde 5,2'yi bulduğunu belirterek, ''Bugünkü milli geliri ikiye katlıyorsunuz, yani '0,7 puan çok önemli değildir' demeyin. 0,1 puan bile o kadar önemli ki çok büyük fark ediyor. O nedenle son 60 yılın en büyük küresel krizinin yaşandığı bir dönemde bile Türkiye bu ortalamayı tutturabilmiştir'' diye konuştu.
AB'nin son 5-6 yıldır yerinde saydığına dikkati çeken Şimşek, şöyle devam etti:
''Yani, 2007 yılında AB'nin milli geliri 100 avro ise bugün 98,5 avro. Yerinde saymış hatta geriye gitmiş. Türkiye de 90'lı yıllarda bu süreci yaşadı. 70'li yıllarda çok büyük sıkıntılar yaşanmış. Şimdi ilk defa, Türkiye bu kadar hızlı çıkış yaşıyor. Dolayısıyla 2023'ten 2050'ye de bir 2,5 kat daha artırmayı ümit ediyoruz. Tabii bu aynı zamanda kişi başına milli gelire de yansımış. Nüfustaki 2002'de 3 bin 500 dolarlık kişi başına düşen milli gelir, geçen sene muhtemelen 10 bin 700 dolar civarına çıktı. 2023'te bizim hedefimiz 25 bin dolar. 2050'de de 50 bin dolar... Biz bu son küresel krizden bu yana neredeyse 4 milyon civarında net istihdam imkanı oluşturmuşuz. Yani 4 milyon civarında vatandaşımıza iş bulmuşuz. Çok büyük bir rakam. Aynı dönemde Avrupa'da 22 ülkede, net 2 milyondan fazla istihdam kaybı var. Yani bir tek kişiye istihdam oluşturamadıkları gibi 2 milyon net istihdam kaybı var. 27 ülkeden bahsediyoruz, tek bir ülkeden de değil. Yani biz kriz öncesi seviyenin çok altına hızlı bir şekilde gelmişiz.''
-''Kamu olarak dünyadan alacaklıyız''-
Şimşek, kamu borçlarının durumuna da değinerek, ''Kamu borçları, yani iç borç, dış borç ve bunun brütü, brüt kamu borç stokunun milli gelire oranı, yüzde 74'lerden yüzde 36'ya düştü geçen sene. Bu rakam, OECD ülkeleri için yüzde 107, AB ülkeleri için yüzde 90'ların üzerinde, yüzde 100'lere doğru gidiyor. Maastricht kriteri yüzde 60. Yani AB diyor ki; 'Bizim ülkeler yüzde 60'ı aşmasın', halbuki ortalamaları yüzde 90'ın üzerinde, Türkiye yüzde 36'' dedi.
Türkiye'nin borçlarını artırdıkları yönünde eleştiriler yapıldığını dile getiren Mehmet Şimşek, şunları kaydetti:
''Türkiye'nin iç borcu 1982'de neredeyse yokmuş, sadece bir milyon lira. 10 yıl sonra 92'de 144 kat artmış. Peki 92'de 194 olan rakam 2002'de ne olmuş? Tam 150 milyar liraya çıkmış. Kaç kat artmış? 772 kat artmış. AK Parti hükümetleri döneminde ise sadece 1,6 kat artmış. 'Niye azaltamadınız' diye sorabilirsiniz. Bedava kimse borç vermez. Borçlanmayı azaltsanız bile mevcut, borç en az faiz kadar arttığı için, yani borcun nominal olarak TL cinsinden artması kadar doğal bir şey yok.''
Şimşek, devletin dış borcunun bulunduğunu, ancak dövizinin de olduğunu ifade ederek, ''Borcundan dövizi düştüğünüz zaman bizim devlet, -yani Hazinemiz- kamu olarak dünyadan alacaklıyız. Borcumuz yok. 31 küsur milyar lira, dış dünyadan alacağımız var. Devletten bahsediyorum. Muhalefet ne der buna? 'Özel sektörün borcu artıyor. Doğrudur, ama özel sektörün yatırımları da varlıkları da artıyor'' dedi.
''Türkiye hakikaten evini düzene koymuş bu dönemde, açıklarını azaltmış, borçlarını azaltmış. Bunu hem geçmişiyle karşılaştığında durum ortada, hem başka ülkelerle karşılaştırdığında ortada'' diyen Şimşek, ortadaki resmin çok açık ve net olduğunu vurguladı.
-Tütün ve alkollü içecekler üzerindeki vergi yükü-
Vergilerin yüksek olduğu konusunda oldukça yaygın bir algı bulunduğuna dikkati çeken Şimşek, oysa kurumlar vergisi ve gelir vergisi oranlarını önemli oranda düşürdüklerini belirtti.
''Toplam vergi yükü ne? Yani Türkiye'de toplanan bütün vergiler, mahalli idareler tarafından, devlet tarafından toplanan bütün vergiler, sosyal güvenlik primleri, bütün harçlar, her şeyi toplayın, bütün vergi ve primler milli gelirin ne kadarı? Yüzde 26'sı. OECD ortalaması ne? Yüzde 34. Genel bir algı var 'Türkiye'de vergi yükü yüksek' diye. AK Parti hükümetleri döneminde bu anlamda tam aksine biz vergileri indirmişiz, vergi yükü de iddia edildiği gibi yüksek değil. Şunu söyleyebilirsiniz; 'Türkiye'de kayıt dışı ekonomi yüksek, kayıt içinde olanların vergi yükü fazla'. Bu argüman doğru bir argümandır veya 'Bazı ürünlerde vergiler yüksek' diyebilirsiniz, o da doğrudur. Evet, biz tütün ürünleri üzerinde vergileri artırmışız, alkollü içecekler üzerindeki vergileri artırmışız. Akaryakıt ürünleri üzerinde vergi yüksektir, biz artırmadık, ama yüksektir. 2002 yılında bir arabanız olsa, benzinliğe gitseniz, 'Bana 100 liralık benzin ver' deseniz, o 100 liranın 70 lira 20 kuruşu Hazine'ye gelirdi, bugün gitseniz, 100 liranın 62 lirası Hazine'ye vergi olarak gelir. Dolayısıyla bazı alanlarda otomotivde, vesairede vergi oranları yüksek, kısmen biz yükseltmişiz, ama istihdam, yatırım, üretim ve ihracatı biz desteklemişiz, oralarda vergileri artırmamışız.''
-''Son 44 yılın en düşük enflasyonu''-
Bir ülkenin geleceğinin üretime, istihdama ve yatırıma bağlı olduğunu vurgulayan Şimşek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Bu konuda da çok açık ve net olarak biz bir tercih yapmışız. Tüketim üzerinde vergileri yüksek tutmuşuz, ya da yükseltmişiz, ama üretim ve istihdamın önünü açmışız. Neden? Size bir rakam söyleyeyim; geçen sene 60 milyar dolar petrol ve doğal gaz gibi enerji ithalatı yapmışız. Bunun üzerinde vergilerin yüksek olmadığını bir düşünün. Bu 60 değil de kaç milyar dolar olur, onu sizin hayal gücünüze bırakıyorum. Dolayısıyla Türkiye birtakım tercihlerde bulunmuş, doğrudur. Ama bu tercihler, üretimden, yatırımdan, istihdamdan yana olmuştur. Bu anlamda da doğru olduğu kanısındayım.''
Türkiye'nin enflasyonda da önemli başarılar elde ettiğini belirten Şimşek, ''Geçen seneyi yüzde 6,2 ile kapattık. Yüzde 6,2'lik enflasyon son 44 yılın en düşük enflasyonudur'' dedi.
-''Ferasete sahip değiller''-
Maliye Bakanı Şimşek, Türkiye'nin kredi notunun da arttığını, tam 6 basamak yükseldiğini belirterek, şunları kaydetti:
''1992'de ilk defa Türkiye kredi notu alıyor. Standard&Poor's ve Moody's'e diyor ki; 'Bize not verin, dışarıdan borçlanmak istiyoruz.' O dönemde tabii bu kuruluşlar Türkiye'nin gizli bütçe açıklarını bilmedikleri için, yani Türkiye'nin ne tür bir felakete doğru gittiğini öngöremedikleri için, bugün de öngöremiyorlar, Türkiye'nin ne tür bir çıkış yaşadığını bugün de göremiyorlar, o 90'lı yılların aslında tahribatını da görememişler. Bunlar zaten o anlamda bir ferasete de sahip değiller. Bu küresel krizde 3 A notu verdikleri şirketler battı, A notu verdikleri ülkeler battı. 1992'de Türkiye ilk defa Türkiye not verdiklerinde 'Yatırım yapılabilir' kategoride not vermişler, ama bir yıl sonra 2003'te 2004'ten sonra hızlı bir şekilde not inmiş, bir daha da çıkmamış. Ama AK Parti hükümetleriyle birlikte bakın, Türkiye tam 6 basamak yükselmiş ve ilk defa bir kredi kuruluşundan 'Yatırım yapılabilir' kategoriye yükselmişiz.''
-''AB hala bir ilham kaynağıdır''-
Türkiye'nin AB üyelik sürecinin önemine dikkati çeken Şimşek, Avrupa'daki krize dikkati çekti. Krize rağmen, Almanya ve İskandinav ülkelerinin inanılmaz yenilikçi ve muazzam ülkeler olduğunu vurgulayan Şimşek, şöyle konuştu:
''Bunlar da Avrupa Birliği. Dolayısıyla AB'de sizin kime baktığınız önemli. AB büyük bir başarı hikayesidir. AB'ye ilişkin bu kriz nedeniyle çok basite indirgenmiş yaklaşımlar görüyorum. Bunu doğru bulmuyorum, AB hala -eğer kurumsal altyapınızı iyileştirecekseniz, demokratik standartlarınızı, temel hak ve özgürlüklerinizi iyileştirecekseniz, hukukun üstünlüğünü oturtacaksanız- bir ilham kaynağıdır. İlham için referans için ne yapalım biz, Afrika'ya mı bakalım? Ortadoğu'ya mı, Orta Asya'ya mı, Rusya'ya mı bakalım? Balkanlar'a mı bakacağız? Tabii ki Avrupa'da, hala bu konuda bizim hakikaten katedeceğimiz mesafe var. O bakımdan bu kurumsal altyapının iyileştirilmesi hususu AB süreciyle yakından ilişkilidir.''
-''(Üç çocuk konusu) Teşvikler üzerinde çalışacağız'' -

Türkiye'de nüfusun giderek yaşlandığına da değinen Şimşek, ''Üç çocuk'' konusunun son derece kritik bir konu olduğunu vurguladı. Şimşek, şunları kaydetti:
''Başbakanımızın hassasiyetleri çok doğru, bu anlamda sıkıntı yaşayabiliriz. Nüfus hızla yaşlanabilir. Ortalama yaş da zaten rakamlar geçen sene açıklandı, 30'u geçmiş. Onun için bu önemli. Bu konuda başbakanımız, bana ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımıza talimat verdi, 'Bu konuyu çalışın, birtakım teşvikler getirin' diye. Teşvikler üzerinde de çalışacağız'' dedi.

Toplantıya, Bakan Şimşek'in eşi Esra Şimşek, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe ve AK Parti İl Başkanı Sedat Yalçın ile partililer katıldı.

AA

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.