2015'te 'zengin' olacağız!

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye'de yoksulluk göstergelerinin hızla iyileştiğini belirterek, ''Türkiye inşallah 2015 yılı itibariyle Dünya Bankası'nın sınıflamasına göre yüksek gelirli ülke grubuna girecek'' dedi.

TBMM Genel Kurulu'nda, Hazine Müsteşarlığı, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) 2013 yılı bütçesi üzerine söz alan Başbakan Yardımcısı Babacan, 2008, 2009 yıllarında başlayan küresel krizin safhalar değiştirerek devam ettiğini söyledi.
Özellikle gelişmiş ülkelerdeki sorunların gün geçtikçe derinleştiğini, gelişmekte olan ülkelerde de büyüme rakamlarının aşağı yönlü revize edildiğini kaydeden Babacan, 2. Dünya Savaşı'ndan sonra dünyanın gördüğü en derin krizde Türkiye ekonomisinin gayet güzel bir performans sergilediğini ifade etti.
Bu performansta güçlü bir siyasi irade ile ekonomi alanında uygulanan politikaların çok önemli payı olduğunu anlatan Babacan, 2008 öncesinde bankacılık, kamu mali yönetimi ve kontrolü, sosyal güvenlik ve sağlık alanlarında yapılan reformlar sayesinde Türkiye'nin krize güçlü bir yapıyla girdiğini vurguladı.
Türkiye'de 2010, 2011 yıllarında yüksek büyüme oranlarının görüldüğünü, ancak bankalardan kredi çekilerek canlanan iç tüketiminin kendilerini korkuttuğunu belirten Babacan, istikrarlı ve sağlam bir zeminde yürümek için geçen yıl bankalarla ilgili tedbirleri aldıklarını hatırlattı.
Bu yılın büyümesinin dış talep ağırlıklı bir büyüme olduğuna dikkati çeken Babacan, geçen yıl yüzde 10'un üzerinde olan enflasyonun Kasım sonu itibariyle yüzde 6,37'ye kadar düştüğünü, geçen yıl yüzde 10'u gören cari açığın da bu yılın sonunda yüzde 7 civarına ineceğini söyledi.
AB ve OECD ülkeleri içerisinde en yüksek büyüme hızına sahip ülkenin Türkiye olduğunu ifade eden Babacan, ''2013'te de yüzde 4'lük hedefimiz bizim Avrupa'nın en hızlı büyüyen ekonomisi olacağımızı gösteriyor'' dedi.

-Türkiye yüksek gelirli ülke grubuna girecek

Bir yandan toplam ekonomi büyürken, kişi başına düşen milli gelir artarken, bir yandan da bu gelirin daha adil dağıtıldığının görüldüğünü söyleyen Ali Babacan, şöyle konuştu:
''OECD'nin açıkladığı Gelir Dağılımı Raporu'na göre Türkiye tüm OECD ülkeleri içerisinde gelir dağılımını en hızlı düzelten ülke. Zaten mutlak yoksulluk göstergelerine baktığımız zaman da bunu görüyoruz. Bizim artık 2,15 (günlük) doların altında geliri olan bir nüfusumuz çok şükür kalmadı. 4,3 doların altındaki nüfusumuza bakıyoruz; 2002 yılında yüzde 30,3'tü, en son TÜİK'in açıkladığı rakamda bu yüzde 2,79'a indi. Türkiye inşallah 2015 yılı itibariyle Dünya Bankası'nın sınıflamasına göre yüksek gelirli ülke grubuna girecek. Biliyorsunuz 4 grup ülke var, az gelirli, orta gelirli, üst orta gelirli ve yüksek gelirli ülkeler. Şu anda Türkiye üst orta gelir ülke grubunda. İnşallah 2015'te Dünya Bankası sınıflamasında yüksek gelirli ülke grubuna girecek. Son hazırladığımız OVP hedefleri de bunu gösteriyor.''

-''Kamu net borcu da azalıyor''-

Babacan, 2002 yılında Türkiye'nin net 54,1 milyar dolarlık kamu dış borcu olduğunu hatırlatarak, bu yılın Haziran sonu itibariyle bu rakamın sıfırın da altına düştüğünü, hatta 1,9 milyar dolar artıya geçildiğini söyledi.
Babacan, ''Yani şu anda toplam kamunun döviz varlıkları döviz borcunun daha üzerine çıkmış durumda. Net dış borcu çok şükür sıfırlamış, hatta artıya dönmüş durumdayız'' dedi.
Hazine'nin dünkü borçlanma ihalesinde yüzde 5,77 ile iç piyasada tarihin en düşük borçlanma oranının gerçekleştiğini, bundan bir hafta önce 2041 vadeli borçlanmada da yüzde 4,35 faiz ile yine tarihin en düşük borçlanma faizinin görüldüğünü anlatan Babacan, Alman, ABD gibi gelişmiş ülke hazineleriyle aradaki farkın tarihi düşük seviyelere indiğini vurguladı.
Bütün bunlar yapılırken geçmişin de yüklerinin ödendiğini ve AK Parti hükümetleri döneminde batan özel bankalar ve kamu bankalarından kaynaklanan 111 milyar lira borç ödendiğini kaydeden Babacan, ''Biz 'bu borcu ödemeseydik' diye bakacak olursak, bu rakamı Hazine faiziyle bugünkü rakama getiriyoruz 231 milyar lira. Yani eğer bankacılık krizi olmasaydı iç borcumuz 231 milyar lira daha aşağı olacaktı'' diye konuştu.
Babacan, geçmişte hep Hazine'ye yük olan Halkbank ve Ziraat Bankası'na kendi dönemlerinde tek kuruş kaynak aktarmadıklarını, hatta bu bankaların kara geçerek Hazine'ye 16 milyar lira temettü, Maliye'ye de 10 milyar lira kurumlar vergisi ödediğini dile getirdi.

-Banka sayısı artacak mı?

Bazı milletvekillerinin önümüzdeki dönemde banka sayısında artış olup olmayacağına yönelik soruları üzerine Ali Babacan, ''Biz bu konuda çok açığız. Türkiye'de artık yeni banka lisansları verilecek. Doğru, ama çok güçlü sermayesi yapısı ve çok güçlü bir itibarla bu mümkün olabilecek. Yani güçlü bir sermaye, çok çok temiz bir itibar olmadıktan sonra Türkiye'de bankacılık lisansı almak mümkün olmayacak'' diye konuştu.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.