BDDK'dan piyasalara moral!

BDDK'nın Finansal Piyasalar Raporu'na göre, Avrupa ülkeleri ile karşılaştırıldığında, borçlanma oranlarının çok daha iyi bir görünümde olması ve mali disiplinin devamına yönelik yeni adımların atılması sayesinde, Türkiye'nin kredibilitesinin daha yukarıya çıkması bekleniyor.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) Haziran 2012 Finansal Piyasalar Raporu'nda, Türkiye'ye ilişkin son açıklanan öncü göstergelerin, başta büyüme olmak üzere ekonomik parametrelerin uluslararası kuruluşların öngördüğünden daha iyi olacağına ilişkin sinyaller verdiği belirtildi.
BDDK'nın Finansal Piyasalar Raporu Haziran 2012, Kurumun internet sitesinde yayımlandı.
Buna göre, Türkiye'de kapasite kullanım oranlarının kötüleşmemesi, sanayi üretiminin ılımlı artışa işaret etmesi, aylık ve yıllık bazda cari açığın hız kesmesi ve işsizlik oranının düşme eğiliminde olması, 2012 yılının ikinci yarısında muadil ekonomilere kıyasla daha istikrarlı bir büyüme olacağı beklentisini kuvvetlendiriyor.
Türkiye'ye ilişkin son açıklanan öncü göstergeler, başta büyüme olmak üzere ekonomik parametrelerin uluslararası kuruluşların öngördüğünden daha iyi olacağına ilişkin sinyaller veriyor.
Avrupa ülkeleri ile karşılaştırıldığında, borçlanma oranlarının çok daha iyi bir görünümde olması ve mali disiplinin devamına yönelik yeni adımların atılması sayesinde, Türkiye'nin kredibilitesinin daha yukarıya çıkması bekleniyor.
Kredilerin dağılımına bakıldığında konut kredilerinin toplam içindeki payının azalma eğilimi göstermesi, bu kredilerin, varlık fiyatları ile pozitif ilişkisi ve uzun vadeli yapısı göz önünde bulundurulduğunda olumlu değerlendiriliyor.

-''Kredilere yönelik sıkılaştırıcı politika tedbirleri esnetilebilir''-

Kredilerin artış hızına da değinilen raporda, Haziran 2012 itibarıyla kredilerdeki yıllık nominal artış yüzde 18,8 iken, kur etkisinden arındırılan dolar bazlı yıllık artışın yüzde 6,7 olduğu belirtilerek, ''Kredilerdeki artışın yavaşlatılması amacına ulaşıldığı; küresel gelişmeler, büyüme hedefleri ve kredi kalitesindeki iyileşme göz önünde bulundurularak kredilere yönelik sıkılaştırıcı politika tedbirlerinin esnetilebileceği değerlendirilmektedir'' denildi.
Öte yandan, rapora göre, yılın ikinci çeyreğinde bankalar aracılığıyla internet üzerinden yapılan finansal işlemlerin hacmi yüzde 2,9, mobil bankacılık finansal hizmetlerinin hacmi ise yüzde 29 artış gösterdi.

-Tüketiciler, bilinçli kart kullanımına yöneldi-

Rapora göre, banka kartlarının nakit çekimi dışında alışveriş amacıyla kullanım payının yüzde 31,6'ya ulaşması, tüketicilerin bilinçli kart kullanımına yöneldiklerini gösteriyor.
Yeni teşvik uygulamalarıyla Bireysel Emeklilik Sistemi'ne katılım sayısının yüzde 5,8 artış gösterdiği belirtilen rapora göre, bankacılık sektöründe 2012 yılının ilk yarısı sonunda toplam aktiflerinde meydana gelen 127,8 milyar liralık yükselişin yüzde 93'ü kredilerdeki artıştan kaynaklandı.
Bankacılık sektörünün toplam aktifleri 2012 yılının ilk yarısında 1,3 trilyon lira olurken, sektörün dönem karı geçen yılın Haziran ayına göre yüzde 11,5 oranında artarak 11,6 milyar lira olarak gerçekleşti.
Rapora göre ayrıca, bu dönemde bankacılık sektörünün net faiz gelirleri de yükseldi.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) Haziran 2012 Finansal Piyasalar Raporu'nda Avrupa ülkeleri ile karşılaştırıldığında, borçlanma oranlarının çok daha iyi bir görünümde olması ve mali disiplinin devamına yönelik yeni adımların atılması sayesinde Türkiye'nin kredibilitesinin daha yukarıya çıkmasının beklendiği kaydedildi.
Buna göre, Avro Bölgesi'ndeki kırılganlıkların daha da artması ve bölgenin yeniden durgunluğa girmesi beklenirken, görece daha güçlü olan ABD'de ise özellikle kamu borçlanma sınırına ilişkin siyasal riskler ve ABD Merkez Bankası'nın (FED) yeni bir parasal genişleme için seçim sonrasını işaret etmesi büyüme konusunda yatay seyir beklentilerinin oluşmasına neden oluyor.
IMF'nin gelişmekte olan ekonomilerin 2012 ve 2013 büyüme tahminlerini sırasıyla, yüzde 5,6 ve yüzde 5,9 olarak açıkladığı belirtilen raporda, gelişmekte olan ekonomilerin küresel ticaret hacmindeki gerilemeden etkilendikleri ve birçok ekonominin yurtiçi makroekonomik dengelerini sürdürebilmeleri hedefiyle yumuşak inişi sağlamaya çalıştıklarına yer verildi.
Raporda, küresel ekonomik aktivitenin büyüme momentumunu kaybettiğine, bu durumun kalıcı bir nitelik kazanmaması için gelişmiş ekonomilerin kamu borç sorunlarını çözmelerine, AB'de bankacılık alanındaki sıkıntının finansal kırılganlık alanı olmaktan çıkarılması ve küresel ticaretin yeniden canlanmasına ana hususlar olarak işaret edildi.
Küresel kriz sonrasında bazı gelişmiş ekonomilerin kamu maliyesi ve büyümede hedeflenen istikrardan uzaklaşmasına karşın Türkiye ekonomisinin uygulanan isabetli makro iktisadi politikalar sayesinde bu yılın ikinci çeyreğinde yüzde 2,9'luk bir GSYH büyümesi gerçekleştirdiği anımsatılan raporda, şu değerlendirmelere yer verildi:
''Bu oran, 2012 yılında dengeli, istikrarlı ve sürdürülebilir büyümeye doğru yumuşak geçişin devam ettiğini teyit etmekte. Küresel krizin Türkiye ekonomisine dış ticaret ve sermaye kanalıyla olabilecek muhtemel olumsuz yansımaları, alternatif dış pazarlara yönelim, iç talebi kısıtlayan tedbirler, üretimi ve tasarrufu teşvik eden politikalar ve istikrarlı kamu maliyesi sayesinde asgari düzeyde tutulmakta.
Bu süreçte en son açıklanan öncü göstergeler, başta büyüme olmak üzere ekonomik parametrelerin uluslararası kuruluşların öngördüğünden daha iyi olacağına ilişkin sinyaller vermekte. Kapasite kullanım oranlarının kötüleşmemesi, sanayi üretiminin ılımlı artışa işaret etmesi, aylık ve yıllık bazda cari açığın hız kesmesi, işsizlik oranının düşme eğiliminde olması, bu yılın ikinci yarısında muadil ekonomilere kıyasla daha istikrarlı bir büyüme olacağı beklentisini kuvvetlendiriyor. Avrupa ülkeleri ile karşılaştırıldığında, borçlanma oranlarının çok daha iyi bir görünümde olması ve mali disiplinin devamına yönelik yeni adımların atılması sayesinde, Türkiye'nin kredibilitesinin daha yukarıya çıkması beklenmekte.''

-Sermaye yeterlilik rasyosu uluslararası standartların üzerinde-

Raporda, bankacılık sektörünün finansal sağlamlık göstergelerinden bankacılık faaliyetlerine ilişkin rasyoların gelişimi incelendiğinde, yüksek likiditeye sahip varlık yapısı gözlenirken, bu durumun sektörün riskliliğini azaltan bir husus olduğu ifade edildi. Likit ve likite yakın aktiflerin yabancı kaynaklara oranının yüzde 193,9 seviyesinde bulunması ve bu seviyenin oldukça yüksek olması likidite riski açısından olumlu değerlendirildi.
Aktiflerin 1,4 katı büyüklüğe ulaşan bilanço dışı işlemler içinde türev işlemlerin payının artış eğilimi göstermesinin ve son dönemlerde bu işlemlerden zarar kaydedilmesinin sektörün riskliliğini artırdığı tespitinde bulunularak, şöyle denildi:
''Sermaye yeterliliğine ilişkin rasyolar, sektörün yüksek kaliteli sermaye yapısına işaret etmekte. Sermaye yeterlilik rasyosu ve ana sermaye rasyosu, uluslararası standartların oldukça üzerinde. Sektörün aktif kalitesine ilişkin göstergeler analizinde, takibe dönüşüm oranının 2009 yılından itibaren azalma eğilimine girdiği, ancak kredi hacminde yüksek artışların gözlendiği bu dönemde kredilendirme sürecinde yapılacak iyileştirmelerle söz konusu oranın daha da aşağı çekilebileceği düşünülmekte.
Kredilerin dağılımında ise konut kredilerinin toplam içindeki payının azalma eğilimi göstermesi, bu kredilerin, varlık fiyatları ile pozitif ilişkisi ve uzun vadeli yapısı göz önünde bulundurulduğunda olumlu değerlendirilmekte. Sektörün gelir-gider ve karlılık rasyoları, karlılığın, faaliyetlerin idamesinde yeterli düzeyde olduğunu göstermekte. 2008 yılından itibaren azalma eğilimi gösteren gelir yaratma oranları ve karlılık oranlarında, 2012 ilk çeyreğinden başlamak üzere iyileşme gözlenmektedir.''

-Kredilerdeki artışın yavaşlatılması amacına ulaşıldı-

Kredilerin çeyrek dönemler itibarıyla büyümesi incelendiğinde, Merkez Bankası ve BDDK tarafından alınan önlemlerin de etkisiyle 2011 yılının ikinci çeyreğinden sonraki üç çeyreklik dönemde kredi büyüme hızının azaldığına işaret edilerek, 2012 yılı ikinci çeyreğinde kredi büyüme hızının bir önceki döneme göre arttığı belirtildi.
Yılın ikinci çeyreği itibarıyla, yıllık bazda kredilerdeki reel büyümenin yüzde 9,1 düzeyinde gerçekleştiği, bu oranın küresel krizin etkilerinin en fazla hissedildiği 2009 yılı haricinde son 10 yıldaki en düşük büyüme oranı olduğu vurgulandı.
Haziran 2012 itibarıyla kredilerdeki yıllık nominal artış yüzde 18,8 iken kur etkisinden arındırılan dolar bazlı yıllık artışın yüzde 6,7 olduğuna yer verilen raporda, ''Kredi genişlemesi modeline göre de kredi türlerinin hepsinin kredi genişlemesini ifade eden eşik değerlerin altında kaldığı görülmekte. Netice olarak, kredilerdeki artışın yavaşlatılması amacına ulaşıldığı, küresel gelişmeler, büyüme hedefleri ve kredi kalitesindeki iyileşme göz önünde bulundurularak kredilere yönelik sıkılaştırıcı politika tedbirlerinin esnetilebileceği değerlendirilmekte'' denildi.
Raporda, bankacılık sektöründe hem yurt içi hem de yurt dışı şube sayısının arttığı, 2 bin 429 kişiye ek istihdam olanağı sağlandığı da belirtildi.

-BES'e katılım yüzde 5,8 arttı-

Rapora göre, teknolojik gelişmelere uyumlu olarak finansal hizmetlerin elektronik ortamda yatırımcılara sunulması, online bankacılık şube sayısının artışını destekliyor. Yılın ikinci çeyreğinde, bankalar aracılığıyla internet üzerinden yapılan finansal işlemlerin hacmi yüzde 2,9, mobil bankacılık finansal hizmetlerinin hacmi yüzde 29 arttı.
Yeni teşvik uygulamalarıyla Bireysel Emeklilik Sistemi'ne (BES) katılımın yüzde 5,8 arttığı belirtilen raporda, finansal araç kullanımı konusunda farkındalık sağlanmasına yönelik faaliyetlerin arttırılmasıyla başta bütçe dengesi fikrini destekleyen banka kartlarının kullanımı olmak üzere sigorta sektörüne olan ilginin daha da artacağının düşünüldüğü belirtildi.
Yatırımcıların yatırım davranışlarının izlenmesinde önemli bir veri olduğu düşünülen kaldıraçlı işlemlerin sayısının yüzde 23,9 azalmasına karşın karşın işlem hacminin yüzde 80,7 arttığına dikkat çekilen raporda, ''Hisse senedi portföyünde tüzel kimliğe sahip yatırımcı sayısının yüzde 15,5 oranında artması, kurumsal yatırımcıların hisse senedi piyasasına yöneldiğini göstermiş. Yılın ikinci çeyreğinde, hem yurt içi hem de yurt dışı yatırımcılardan talep görmeye devam eden özel sektör tahvil ve bono hacmi 24,3 milyar liraya ulaşmış. Toplam yatırımların nominal olarak yüzde 2 artması, yurt içi ve yurt dışı yerleşik yatırımcıların Türkiye ekonomisine olan güvenlerinin devam ettiğini göstermekte'' denildi.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) Haziran 2012 Finansal Piyasalar Raporu'nda, bankacılık sektörünün dönem net karının, Haziran 2012 itibarıyla 11,5 milyar lira düzeyinde gerçekleştiği belirtilerek, sektörün net faiz gelirlerinin yükseldiği bildirildi.
BDDK'nın Finansal Piyasalar Raporu Haziran 2012, Kurumun internet sitesinde yayımlandı.
Buna göre, bankacılık sektöründe yılın ilk yarısı sonunda toplam aktiflerinde meydana gelen 127,8 milyar liralık yükselişin yüzde 93'ü kredilerdeki artıştan kaynaklandı.
Kredilerin toplam aktifler içindeki payı artış eğilimini devam ettirirken, aktif büyüme yaratan diğer kalemler menkul kıymetler portföyü ve zorunlu karşılıklar oldu. Kaynak yapısının kompozisyonunda, bankaların mevduata alternatif kaynak yaratma politikalarını devam ettirdikleri görüldü. Kaynak artışı yaratan kalemler içinde bankalardan alınan krediler ve özkaynaklar, geçen üç aya göre payını yükseltirken, toplam aktifler yılın ilk yarısında 1,3 trilyon lira oldu.
Kaynaklar içinde mevduatta geçen çeyreğe göre belirgin bir artış yaşanırken, ''bankalara borçlar kalemi'', artışını devam ettirdi.
Sektörün uzun vadeli kaynak imkanlarının artırılmasının bilanço yapısının güçlenmesinde önem taşıdığı vurgulanan raporda, şunlar kaydedildi:
''Toplam bilanço dışı işlemler 2012 yılının ikinci çeyreğinde ılımlı bir büyümeyle 1,8 trilyon lira düzeyine ulaşmıştır. Söz konusu artışta türev işlemler kaynaklı taahhütlerdeki artış belirleyici olmuştur. Son altı aylık dönemde bilanço dışı işlemler ile bilanço arasındaki makasın görece yatay seyri sektörün risk yönetimi açısından olumlu bulunmaktadır. Sektörün dönem karı geçen yılın Haziran ayına göre yüzde 11,5 artarak 11,6 milyar lira olmuştur. Bankaların nakit ve nakde eşdeğer varlıklarında Haziran ayında 4,7 milyar liralık azalma yaşanmıştır.
Nakit akım tablosuna göre nakit akımlarındaki değişimi değerlendirildiğinde; döviz kurundaki değişim kaynaklı 1,8 milyar lira, bankacılık faaliyetleri kaynaklı 11,6 milyar lira nakit azalması olurken, finansman faaliyetlerinden 8 milyar lira nakit artışı sağlanmıştır. Özkaynak değişim tablosuna göre Haziran ayında özkaynaklar dönem başına göre nette 13,7 milyar lira artmıştır. Bu artışın 11,5 milyar lirası dönem karından, 4,5 milyar lirası menkul değerler değerleme farklarından, 0,3 milyar lirası ise sermaye artırımından sağlanmıştır. Bankacılık sektöründe halka arz yoluyla özkaynaklarını güçlendirme yolunu kullanan bankaların artması sektörün kaynak yapısının yanı sıra hisse senedi piyasalarının da gelişmesinde olumlu yansımalarda bulunacaktır. Özet kar dağıtımı tablosuna göre, kar dağıtımı nedeniyle özkaynak değişiminde 2,8 milyar lira azalma meydana gelmiştir.''

-Takibe dönüşüm oranı yüzde 2,66'ya geriledi-

Rapora göre, bankacılık sektörünün maruz kaldığı kredi riski, yılın ilk yarısında ılımlı azalış eğilimini sürdürdü.
Kredi riskine ilişkin en önemli gösterge olan ve Mart 2012 itibarıyla yüzde 2,74 olarak gerçekleşen takibe dönüşüm oranı (TDO), Haziran 2012 itibarıyla yüzde 2,66'ya geriledi. Yılın ikinci çeyreğinde kredilerdeki artışın tahsili gecikmiş alacaklardaki artıştan daha hızlı olması, TDO'nun azalmasını sağladı.
Bu dönemde KOBİ kredileri ve ticari kredilere ilişkin takipteki alacaklar azalırken, bireysel kredilere ilişkin takipteki alacaklar arttı.
Takipteki alacakların sektörel dağılımı incelendiğinde, hizmetler sektörüne kullandırılan kredilere ilişkin takipteki alacakların diğer gruplara göre daha fazla arttığı görüldü.

-Sektörün sermaye yükümlülüğünün yüzde 86,7'si kredi riskinden kaynaklandı-

Sektörün sermaye yeterlilik rasyosunun (SYR), 2009 yılı sonundan itibaren büyüme ve risk tercihlerindeki artışa paralel olarak ılımlı bir azalma eğilimi gösterdiği ancak bununla beraber hedef rasyonun oldukça üzerinde seyrettiği belirtilen rapora göre, SYR, 2012 yılının ikinci çeyreğinde kısmi bir azalma göstererek yüzde 16,5 seviyesinde gerçekleşti.
Söz konusu dönemde sektörün özkaynakları yüzde 4,06 oranında artarken, risk ağırlıklı varlıklar yüzde 4,69 oranında artış gösterdi ve SYR'de 0,1 puanlık bir azalma meydana geldi. Özkaynaklarda en büyük artış yüzde 10,1 ile genel karşılıklarda meydana gelirken, söz konusu dönemde risk ağırlıklı varlıklarda en büyük artış 21,5 milyar lira ile yüzde 100 risk ağırlıklı kredilerde gözlendi.
Sektörün sermaye yükümlülüğünün yüzde 86,7'si kredi riskinden, yüzde 9,8'i operasyonel riskten, yüzde 3,6'sı ise piyasa riskinden kaynaklandı.
Bu dönemde ana sermayenin özkaynak içindeki yüksek payının, güçlü sermaye yapısına işaret ettiği ifade edilen rapora göre, söz konusu oran, Haziran 2012 itibarıyla yüzde 89,1 düzeyinde gerçekleşti.

-Sektörün dönem net karı Haziran itibarıyla 11,5 milyar lira oldu-

Rapora göre, bankacılık sektörünün dönem net karı, Haziran 2012 itibarıyla 11,5 milyar lira düzeyinde gerçekleşti. Dönem net karının, önceki yılın aynı dönemine göre 1,2 milyar lira arttığı görüldü.
Söz konusu dönemde kredilerde meydana gelen hacim artışının etkisiyle kredilerden alınan faizler yüzde 45,1 oranında, menkul değerlerden alınan faizler ise gerek hacim artışının gerekse getiri oranlarındaki yükselmenin etkisiyle yüzde 20,1 oranında artış gösterdi. Bu gelişmelerin etkisiyle sektörün net faiz gelirleri yükseldi.
Buna karşın, söz konusu dönemde faiz dışı giderlerde meydana gelen görece yüksek artış, faiz dışı gelir-gider dengesini ve karlılığı olumsuz etkiledi. Bu dönemde özellikle türev finansal araçlarda 4,4 milyar lira düzeyinde zarar kaydedilmesi, sermaye piyasası işlemlerinin 3,4 milyar lira zarar ile kapatılmasına sebep olarak faiz dışı giderleri artırdı.

-Haziran 2012 itibarıyla sektörün aktif karlılığı yüzde 1,7 düzeyinde-

Bununla beraber, sektörün net faiz marjı ve spread göstergelerinde, geçen yılın aynı dönemine göre yükseliş gözlendi.
Aktif ve özkaynak getiri oranlarında 2010 yılından beri gözlenen azalma eğilimi, 2012 yılının başından itibaren, yerini paralel bir görünüme bıraktı. Haziran 2012 itibarıyla sektörün vergi sonrası özkaynak karlılığı yüzde 14,3, aktif karlılığı ise yüzde 1,7 düzeyinde oldu.
Raporda, ''Stres testi çalışması kapsamında uygulanan duyarlılık ve senaryo analizleri sonuçları çerçevesinde risk faktörlerine uygulanan en olumsuz olası şoklarda bile sektörün sermaye yeterliliğinin güçlü kalacağı ve hedef rasyo üzerinde gerçekleşeceği tahmin edilmektedir. Bu durum, sektörün beklenmeyen risklere karşı yeterli düzeyde sermaye bulundurmayı sürdürdüğünü ve alınan pozisyonlara ilişkin risklerin etkin biçimde yönetildiğini göstermektedir'' denildi.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.