Gazze'de son durum! İsrail katliamı ve Filistin'den son dakika bilgileri

ABD'nin Başkan Donald Trump'ın kararıyla Tel Aviv'deki ABD Büyükelçiliği'nin Kudüs'e taşıması ile Gazze'de olaylar arttı. İsrail askerlerinin, Gazze sınırında ABD'nin Kudüs'te büyükelçilik açmasını protesto etmek isteyen göstericilere ateş açması sonucu şehit edilen Filistinlilerin sayısının 62'ye yükseldiği belirtildi. Okuyucular internetten ve Google'dan İsrail, Filistin ve Gazze hakkında son dakika ve flaş haberleri araştırıyor. İsrail’in Gazze’de yaptığı katliam Avrupa basınında nasıl yer aldı? Dünyadan ve Türkiye'den Gazze'deki soykırım için hangi tepkiler geldi? Peki, Gazze'de şehit sayısı kaç oldu? Gazze nerede? İşte Gazze'de en son durum ve Kudüs'te yaşanan süreçle ilgili ayrıntılı bilgiler haber a haber.com.tr'de...

15 MAYIS SALI - SAAT 14:41:22 Filistin Sağlık Bakanlığı, Gazze'deki protestolarda 62 filistinlinin hayatını kaybettiğini, yaralı sayısının 2 bin 800'e yükseldiğini duyurdu.
Filistin Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, sınırda yaşanan protestolarda İsrail askerlerinin gerçek mermi ve gaz bombası kullanması sonucu 62 kişiyi şehit ettiğini, 2 bin 800 kişiyi de yaraladığı ifade edildi.
Filistin Kızılayı Derneği Sözcüsü Hanan Lazn, yaralanmaların çoğunun gerçek mermi ve gaz bombasından olduğunu söyledi.
İSRAİL'İN ANKARA BÜYÜKELÇİSİ DIŞİŞLERİ'NE ÇAĞIRILDI
15 MAYIS SALI - SAAT 15:57:46 İsrail'in Ankara Büyükelçisi Eitan Naeh Dışişleri Bakanlığına çağrılarak Gazze sınırındaki olaylar nedeniyle İsrail'in protesto edildiği belirtildi.

İsrail'in Gazze'deki katliamı sonrası, İsrail'in Ankara Büyükelçisi, Dışişleri Bakanlığı'na çağrıldı. İsrail Büyükelçisi'ne "Bir süre Tel Aviv'e dön" denildi.

İsrail'in Ankara Büyükelçisi Eitan Naeh'in Dışişleri Bakanlığına çağrılarak Gazze sınırındaki olaylar nedeniyle İsrail'in tutumunun protesto edildiği ve bir süre ülkesine dönmesinin uygun olacağı belirtildi.

Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre, Naeh Bakanlığa çağrıldı ve dün Gazze sınırında 60 Filistinlinin hayatını kaybetmesi ve 2 bin 770'ten fazla kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan olaylar nedeniyle İsrail'in tutumu protesto edildi.

"ÜLKENE DÖN" DENİLDİ
​Naeh'e, Türkiye'nin Tel Aviv Büyükelçisi Kemal Ökem'in istişareler için Türkiye'ye çağrıldığı iletildi. Naeh'e ayrıca bir süre ülkesine dönmesinin uygun olacağı bildirildi.

HÜKÜMETTEN KUDÜS MESAJI: TÜM DÜNYA SUSSA DA TÜRKİYE SUSMAYACAKTIR

15 MAYIS SALI - SAAT 15:05:00 TBMM'deki Kudüs için toplanan özel oturumda konuşan Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, "Hiçbir oldu bitti Kudüs'ün Filistin'in başkenti olmasını değiştirememiştir, değiştiremeyecektir. Tüm dünya sussa da Türkiye susmayacaktır. Kim ne derse desin Kudüs Filistin'in başkentidir, başkenti olmaya devam edecektir. Kudüs özgürüğüne kavuşana kadar Türkiye susmayacaktır." dedi.

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER: İSRAİL'İN FİLİSTİNLİ GÖSTERİCİLERE MÜDAHALESİ SAVAŞ SUÇU

15 MAYIS SALI - SAAT 15:54:00 BM İşgal Altındaki Filistin Topraklarındaki İnsan Hakları Özel Raportörü Michael Lynk, İsrail'in Filistinli göstericilere karşı güç kullanmasının savaş suçu olabileceğini söyledi.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN İNGİLTERE'DE GAZZE AÇIKLAMASI
14 MAYIS PAZARTESİ - SAAT 23:30:00 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "İsrail devlet terörü estirmektedir. İsrail, bir terör devletidir ve bir terör devleti olarak da şu anda attığı adımlarla bunu ispatlamaktadır." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İntercontinental Otel'de Anadolu Ajansı ve TRT World'ün Genç Yetenek Geliştirme Projesi kapsamında İngiltere'de eğitim gören öğrencilerle bir araya geldi.

Erdoğan, "Bugün İsrail terörüne kurban verdiğimiz Gazzeli şehitlerimize, Filistinli şehitlerimize yüce Mevla'dan rahmet niyaz ediyorum. Aynı saldırılarda yaralanan Filistinli kardeşlerime acil şifalar temenni ediyorum." dedi.

Filistin'de bugün yaşanan hadiselerde 55 şehit olduğunu ve 2 bin 500 civarında Filistinli'nin de yaralandığını belirten Erdoğan, yaralılar arasında yoğun bakımda olanların da bulunduğunu ve ilaç ulaştırmakta bile sıkıntı çektiklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ben bu insanlık dramını hangi taraftan olursa olsun, ister Amerika, ister İsrail lanetliyorum ve buna sessiz kalanlara da kusura bakmayın onları da lanetliyorum zira herhangi bir yerde bu tür hadiseler olduğu zaman veyahut da ülkemizi ziyarete gelenler bizlerle görüştükleri zaman teröristlerle verdiğimiz mücadele sebebiyle teröristleri öldürdüğümüz zaman bizi hesaba çekenler, şu anda kendi topraklarını işgal edenlere karşı en ufak bir ses çıkarmıyorlar. Şu anda İsrail devlet terörü estirmektedir. İsrail, bir terör devletidir ve bir terör devleti olarak da şu anda attığı adımlarla bunu ispatlamaktadır.

Ne yazık ki Amerika, PYD, YPG ile DEAŞ'a karşı mücadele ettiğini söyleyerek nasıl iş birliği yapıyorsa işte burada da ne yazık ki İsrail ile acımasız bir şekilde iş birliğine girmiştir. İsrail'in yaptığı bir soykırımdır ve bu soykırımı ilk defa bugün yapmıyor. 1948'den itibaren biliyorsunuz bu işgal devam etmektedir ve küçüle küçüle küçüle Filistin bugünkü bir avuç yerde kaldı. Şimdi de buradan atmanın gayreti içerisindeler. Gayrimeşru bir karara karşı sadece demokratik hakkını kullanan sivillere yönelik bu saldırılar bir kez daha İsrail'in çirkin yüzünü ortaya koymuştur."

ERDOĞAN: YENİKAPI MEYDANI'NDA DEV BULUŞMAMIZI ZULME KARŞI İNŞALLAH GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ

Saldırı haberini almalarının ardından Başbakan Binali Yıldırım ve diğer ilgililerle görüşmeler yaptıklarını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

"İstişarelerimiz neticesinde Türkiye olarak yaşanan vahşete tepkimizi ortaya koymak için bazı kararlar aldık. Filistinli kardeşlerimizle dayanışma için ülkemizde yarından başlamak üzere 3 gün milli yas ilan ettik. Ayrıca dönem başkanlığını yürüttüğümüz İslam İşbirliği Teşkilatını da olağanüstü toplantıya çağırıyoruz. Cuma günü sabahtan öğleye kadar olağanüstü toplantımızı yapacağız, öğleden sonra da Yenikapı Meydanı'nda dev buluşmamızı zulme karşı inşallah gerçekleştireceğiz.

Bunun yanında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nu da acil olarak toplanmaya davet ediyoruz. İnşallah yarın Türkiye Büyük Millet Meclisimiz de özel gündemle toplanacak. Ayrıca Filistinli kardeşlerimizle dayanışmamızı göstermek için cuma günü atacağımız adımı İstanbul'da yaparken, pazar günü de Diyarbakır'da mitingler düzenleyeceğiz ve bu bir seri halinde devam edecek. İslam İşbirliği Teşkilatı olarak ramazan ayı boyunca üye ülkelerde Filistinli kardeşlerimiz için yardım kampanyası düzenleyeceğiz, mektuplarını yazdım, imzalar atıldı ve bu mektuplar da liderlere gönderiliyor. Bunun yanında liderleri bir taraftan şahsım ararken, başbakanları Başbakanımız, dışişleri bakanlarını da Dışişleri Bakanım aramaya başlayacaklar ki cuma günü yapacağımız bu zirveyi şanına yakışır bir şekilde gerçekleştirelim."

Kızılay'ın Gazze'de bugün 100 bin dolarlık acil alım yaparak, Gazze'deki hastanelere yardımları ulaştırmaya başladığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "AFAD ve Genelkurmay Başkanlığımızın koordinasyonunda Gazze'deki yaralıların tahliyesi için gerekli çalışmalara başladık." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

"İstişarelerde bulunmak üzere Washington ve Tel Aviv büyükelçilerimizi Türkiye'ye çağırıyoruz. Öte yandan Sayın Abbas ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri başta olmak üzere pek çok liderle görüşmeler yapacağım. Burada şunu özellikle belirtmek istiyorum bugün zulme ve haksızlığa karşı insanlığın dayanışma günüdür, bugün sağduyu sahibi Hıristiyan, Musevi ve diğer inanç mensuplarından herkesi bu haksızlığa karşı seslerini yükseltmeye çağırıyoruz. Bugünün İslam dünyası olarak Kudüs'ü kaybettiğimiz bir gün olmasına asla izin vermeyeceğiz. Tüm imkanlarımızla Filistinli kardeşlerimizin yanında olmayı kararlılıkla sürdüreceğiz."

ERDOĞAN, ABBAS İLE TELEFONDA GÖRÜŞTÜ
15 MAYIS SALI - SAAT 00:55:52 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile telefonda görüştü.

Cumhurbaşkanlığı kaynaklarından edinilen bilgiye göre görüşmede, ABD'nin Tel Aviv büyükelçiliğini Kudüs'e taşıması ve İsrail askerlerinin Gazze sınırında düzenlenen gösterilere katılan 55 Filistinliyi öldürüp 2 bin 500'ü aşkın Filistinli'yi yaralaması ele alındı.

ABD'nin bölgede şiddetin tırmanmasına yol açan büyükelçiliği Kudüs'e taşıma kararını ve İsrail'in Filistinlilere yönelik saldırılarını kınayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filistinliler'den hayatlarını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifa diledi.

Filistin'deki dramatik gelişmeler karşısında neler yapılabileceği hakkında görüş alışverişinde bulunan iki liderin, dünyanın bu zulme seyirci kalmaması gerektiğini vurguladıkları belirtildi.
TBMM BAŞKANI İSMAİL KAHRAMAN'DAN ABD'NİN TEL AVİV BÜYÜKELÇİLİĞİNİ KUDÜS'E TAŞIMASINA TEPKİ
15 MAYIS SALI - SAAT 01:19:19 TBMM Başkanı İsmail Kahraman, ABD'nin uluslararası hukuku ve kararları hiçe sayarak büyükelçiliğini Kudüs'e taşıdığını belirterek, "Bununla dünya ve bölge barışına önüne geçilemez şekilde büyük bir darbe vurmuştur. Bu durumu kabul etmemiz mümkün değildir. Bunu takbih ve telin ediyoruz." ifadelerini kullandı.

Kahraman, ABD'nin Tel Aviv Büyükelçiliğini Kudüs'e taşımasına ilişkin yazılı bir açıklama yaptı.

ABD'nin bu uygulamasına tepki gösteren Kahraman, "ABD uluslararası hukuku ve kararları hiçe sayarak büyükelçiliğini Kudüs'e taşımıştır. Bununla dünya ve bölge barışına önüne geçilemez şekilde büyük bir darbe vurmuştur. Bu durumu kabul etmemiz mümkün değildir. Bunu takbih ve telin ediyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Kahraman, Kudüs'ün üç semavi dinin kutsal kabul ettiği bir şehir olduğuna dikkati çekti.

Kudüs'ün, Birleşmiş Milletler (BM) kararlarına göre uluslararası statüye sahip olduğunu vurgulayan Kahraman, şunları kaydetti:

"Kudüs'te bir insanlık dramı yaşanmaktadır. Dünyanın gözü önünde insanlık ve manevi değerler katledilmektedir. İnanç dünyası ve tüm insanlık, bir bütün halinde, kabul edilemez bu duruma karşı gerekeni yapmalıdır. İsrail'in yaptığı bu devlet terörüne ve insanlık dramına karşı sessiz kalınmamalıdır. Türkiye gereken tavrını göstermekte ve göstermeye devam edecektir. Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak İslam alemini, inanç dünyasını ve bütün insanlığı bu zulme, bu drama ve devlet terörüne karşı sessiz kalmamaya, karşı durmaya davet ediyoruz."

SAĞLIK BAKANI AHMET DEMİRCAN'DAN GAZZE AÇIKLAMASI

15 MAYIS SALI - SAAT 15:03:33 Sağlık Bakanı Ahmet Demircan, "Gazze tarafında, Filistinlilerin olduğu yerde yeterli ilaç ve malzeme olmadığından yaralılar çok büyük bir risk altında. Türkiye olarak daha ilk andan itibaren her türlü hazırlığımızı yaptık. O bölgedeki yaralılara ulaşmak için her türlü tedbirimizi aldık. Görüşmeler olumlu sonuçlanır sonuçlanmaz Türkiye olarak yaralıları getirmek için hazırlığımızı yaptık." ded.

Sağlık Bakanı Ahmet Demircan'ın açıklamaları şöyle;

"Gazze tarafında, Filistinlilerin olduğu yerde yeterli ilaç ve malzeme olmadığından yaralılar çok büyük bir risk altında. Türkiye olarak daha ilk andan itibaren her türlü hazırlığımızı yaptık. O bölgedeki yaralılara ulaşmak için her türlü tedbirimizi aldık. Görüşmeler olumlu sonuçlanır sonuçlanmaz Türkiye olarak yaralıları getirmek için hazırlığımızı yaptık.

AFAD ve Genelkurmay Başkanlığımızla yaptığımız çalışmada, Gazze'deki yaralıların Türkiye'ye nakledilmesi amacıyla hava köprüsünü oluşturmak için her türlü hazırlık yapıldı, bekleniyor. 'Gelin alın' noktasına gelindiğinde, yaralılardan ağır olanları Türkiye'ye getireceğiz.

Gazze'den gelecek yaralıları önce Ankara'da kabul edeceğiz. Yaralıların durumuna göre hastanelerimizi hazırladık."

ÇAVUŞOĞLU FİLİSTİN İÇİN TELEFON DİPLOMASİSİNİ SÜRDÜRÜYOR
15 MAYIS SALI - 15:34:11 Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ABD'nin büyükelçiliğini Kudüs'e taşıması ve Gazze sınırında çıkan olayların ardından mevkidaşlarıyla telefon diplomasisini sürdürüyor.

Diplomatik kaynaklardan alınan bilgiye göre, Bakan Çavuşoğlu, gelişmelere ilişkin Katar Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Sani, Kazakistan Dışişleri Bakanı Kayrat Abdrahmanov, Kuveyt Dışişleri Bakanı Şeyh Sabah Halid Al Hamad Al Sabah ve Afganistan Dışişleri Bakanı Saluhiddin Rabbani ile telefon görüşmeleri gerçekleştirdi.

ABD Başkanı Donald Trump'ın daha önce aldığı karar doğrultusunda, ABD'nin Tel Aviv'deki büyükelçiliğini dün resmen Kudüs'e taşıması, bölgede infiale yol açtı.

İsrail askerleri, ABD'nin Kudüs'te büyükelçilik açmasını protesto etmek için abluka altındaki Gazze sınırında düzenlenen gösterilere katılan 60 Filistinliyi şehit etti, 2 bin 770'in üzerinde Filistinliyi yaraladı.

İsrail'in Filistinlilere yönelik saldırısına sert tepki gösteren Türkiye, şehit Filistinliler için 3 günlük milli yas kararı aldı.

İSRAİL'İN GAZZE'DE YAPTIĞI KATLİAM AVRUPA BASININDA
ABD'nin Tel Aviv büyükelçiliğini Kudüs'e taşıması ve İsrail askerlerinin Gazze sınırında düzenlenen gösterilere katılan 59 Filistinliyi şehit edip 2 bin 770'den fazla Filistinliyi yaralaması Avrupa medyasında geniş yer aldı.

İngiltere'nin önde gelen gazetelerinden Guardian'ın editöryel yazısında, ''Gazze ateşlemeleri hakkında Guardian görüşü: silahsız sivilleri öldürmeye son verin.'' ifadesi kullanıldı.

''Özellikle demokratik, sivil denetimin kontrolündeki bir ordunun askerlerinin, neredeyse tümü silahsız olan ve tehdit oluşturmayan protestocuları vurup, öldürmesi affedilemez.'' vurgusu yapılan yazıda İsrail'in Gazze'ye yönelik yürüttüğü politikalar eleştirildi.

Gazze'nin abluka altında bulunması sebebiyle İsrail'in 2 milyon kişiyi dikenli teller ile askeri kulelerin arkasında hapsettiğini aktaran Guardian, ABD'nin büyükelçiliğini Kudüs'e resmen taşımasını ''Bu, barış beklentilerine zarar verecek, umursamaz ve kışkırtıcı bir adımdır.'' ifadeleriyle eleştirdi.

Ülkenin en fazla okunan gazetelerinden Daily Mail de "Kan gölü" manşetini atarak, ABD Başkanı Donald Trump'ın yeni elçilik tercihinin insanların canına mal olduğunu aktardı.

İngiliz Sky News haber kanalı da internet sitesinde ''ABD büyükelçiliği Kudüs'te açıldığı sırada aralarında bebeğin de bulunduğu 58 kişi Gazze'de hayatını kaybetti.'' ifadesini öne çıkardı. BBC haber kanalının internet sitesi de bölgedeki gelişmeleri ''2014'den bu yana en ölümcül günün ardından Gazze gergin'' başlığıyla sundu.

ALMANYA

Tageszeitung gazetesi ''Ateş ve kundaklayıcısı'' başlığını manşetine taşıyıp kullandığı iki fotoğrafta Gazze'deki protestolara ve ABD'nin Kudüs Büyükelçiliği'nin açılışına yer verdi. Protestolarda İsrailli askerlerin çok sayıda Filistinliyi öldürdüğüne dikkati çekilen haberde, binlerce kişinin yaralandığı belirtildi.

Tagesspiegel gazetesi, ABD'nin Kudüs Büyükelçiliğinin açılışında şiddet patlaması yaşandığına dikkati çekti. Haberi manşetinden gören gazete Gazze'deki protestolarda çok sayıda can kaybı olduğunu vurguladı.

''Şiddet ABD Büyükelçiliği'nin açılışını gölgeledi'' başlığını kullanan Die Welt gazetesi, Gazze ve Kudüs'te yaşananları manşetine taşıdı.

Frankfurter Rundschau ise ''Kanlı Büyükelçililik'' başlığını kullanarak, İsrail'in 70. kuruluş yıl dönümünde bölgede yine huzurun olmadığını ifade etti. Haberde Filistinlilerin şiddetli protesto yaptıkları İsrail askerlerinin ise daha sert tepki gösterdiği belirtildi.

FRANSA

Liberation gazetesi bugün "Kudüs-Gazze, bir büyükelçilik ve bir katliam" manşetiyle çıktı. Haberde, bir yanda gösterişli bir açılış, diğer yanda ise elliden fazla ölü ve binlerce yaralının olduğu vurgulanarak, Trump tarafından kutlanan "büyük günün" ölümcül bir gün olduğunun altı çizildi.

Le Figaro gazetesi de bugünkü manşetinde Gazze'deki katliamı ele aldı. Gazete, ABD'nin büyükelçiliğini Kudüs'e taşımasının Gazze'deki olaylara neden olduğunu kaydederek, "Tsahal (İsrail ordusu), sınırda elçiliğin taşınmasını protesto eden binlerce Filistinlinin üzerine ateş açtı ve elliden fazlasını öldürdü." ifadesini kullandı.

HOLLANDA

''İsrail'in yaş gününde kan gölü'' manşetini atan De Volkskrant haberinde, İsrail'in 70. yıl dönümünde ve ABD'nin büyükelçiliğini Kudüs'e taşıdığı günde İsrail askerlerinin 50'den fazla Filistinliyi öldürdüğü, hem taşınmanın hem de şiddetin dünya genelinde kınandığını yazdı.

NRC gazetesi ''Gazze'deki gösteri kan gölüne dönüştü'' başlığını kullanarak haberinde, ABD'nin büyükelçiliğinin resmi açılışının yapıldığı saatlerde İsrail askerlerinin Gazze sınırında 52 Filistinliyi öldürdüğü aktarıldı.

Algemeen Dagblad gazetesinin "Kudüs'e dokunan, İsrail-Filistin sorununun kalbine dokunuyor" başlıklı haberinde, Kudüs'te şampanyalar patlatılırken, İsrail sınırında Filistinli protestocuların açılan ateşler sonucu öldükleri belirtildi.

İSPANYA

El Pais gazetesi, İsrail yönetiminin göstericilere müdahalesini ilk sayfadan "İsrail, ABD karşıtı Filistin protestosunda katliam yaptı" başlıklı haberiyle okuyucularına duyurdu.

ABD'nin elçiliğini Kudüs'e taşımasının protesto edildiği ve binlerce kişinin katıldığı gösterinin toplu katliam ile sona erdiğini yazan gazete, "İsrail ordusunun açtığı ateş neticesinde 50'den fazla kişi öldü binden fazla kişi yaralandı. Bu, 2014'ten sonra en kanlı gün oldu." ifadesini kullandı.

Gösteriye 40 bin kişinin katıldığını yazan gazete, "Akdeniz kıyı şeridi, dükkanlar ile resmi ve eğitim kurumlarının kapatıldığı genel grevin ortasında kana bulandı. Otoparklara kurulan çadırlarda hizmet veren hastaneler, 2 bin yaralıya müdahale etmekte zorlandı." ifadesine yer verildi.

YUNANİSTAN

"Katliam" manşetini kullanan Ta Nea gazetesi, ABD'nin Tel Aviv'deki büyükelçiliğinde düzenlenen tören sırasında Gazze'de onlarca Filistinlinin hayatını kaybettiğine dikkati çekti. Haberde, açılış töreni devam ederken aralarında çocuk ve kadınların bulunduğu onlarca masum insanın İsrail tarafından açılan ateşle yaşamını yitirdiği kaydedildi.

Efimerida Ton Sindakton ise "Trump'un damgasıyla katliam" başlığını kullanarak, ABD'nin Tel Aviv'deki büyükelçiliğinin açılışının "kanlı" geçtiğini ve İsrail ateşinden binlerce Filistinlinin yaralandığı, onlarca kişinin ise yaşamını yitirdiğine yer verdi. Gazze Şeridi'nde İsrail askerlerinin Filistinlilere yönelik yeni bir katliam uygularken, ABD dışında tüm ülkelerden İsrail'e kınama geldiğine işaret edildi.

MACARİSTAN

''Kudüs'teki ABD Büyükelçiliğinin açılışına kan gölü eşlik etti'' başlığını atan Magyar İdök gazetesi, ABD'nin Tel Aviv'den Kudüs'e taşıdığı büyükelçiliğin açılış programının uluslararası tepkiler ve kanlı Filistin eylemleri arasında gerçekleştiğine vurgu yaptı.

24.hu ise ''8 aylık bebek de hayatını kaybetti'' başlığını kullandığı haberde, Türkiye'nin Tel Aviv ve Washington büyükelçilerini istişare amacıyla Ankara'ya çağırması ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İsrail'in Gazze'de soykırım yaptığını söylemesini öne çıkardı.

ŞEHİT FİLİSTİNLİLER İÇİN SELA OKUNDU GIYABİ CENAZE NAMAZI KILINDI
15 MAYIS SALI SAAT 13:00:00 Diyanet İşleri Başkanlığı'nın aldığı karar doğrultusunda İsrail askerlerince şehit edilen Filistinliler için sela okundu ve öğle namazının ardından gıyabi cenaze namazı kılındı.

İsrail askerleri, ABD'nin Kudüs'te büyükelçilik açmasını protesto etmek için abluka altındaki Gazze sınırında düzenlenen gösterilerde 61 Filistinliyi şehit etti, 2 bini aşkın Filistinliyi de yaraladı.

Yaşananlar üzerine Diyanet İşleri Başkanlığı, yurt genelindeki camilerde sela okunması ve öğle namazının ardından şehit Filistinliler için gıyabi cenaze namazı kılınması kararı aldı.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş da bu kapsamda Fatih Camisi'nin minaresine çıkarak sela okudu.

Erbaş, selanın okunmasını ardından Fatih Camisi'deki cemaate öğle namazı kıldırdı. Sonrasında ise cami avlusunda şehit Filistinliler için gıyabi cenaze namazı kıldıran Erbaş, başta Filistinliler olmak üzere tüm mazlum Müslümanlar için dua etti.
DEVLET BAHÇELİ'DEN KUDÜS AÇIKLAMASI

MHP Genel Başkanı Bahçeli, ABD'nin büyükelçiliğini Kudüs'e taşımasına ilişkin, "Kudüs, İsrail başkenti olamayacaktır." ifadesini kullandı.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada, ABD Başkanı Donald Trump'ın 6 Aralık 2017'de tek yanlı ve yozlaşmış bir anlayışla Kudüs'ü İsrail'in başkenti ilan etmesinin bölgesel huzur ve sükunete tamiri ve telafisi çok zor olacak bir tahribat verdiğini belirtti.

İsrail'in, şiddet ve terörü politika enstrümanı haline getirerek masum Filistinli kardeşlerin hayat ve varlık haklarına kast ettiğini, sonuç itibarıyla katliamcı bir devlet olduğunu hem resmileştirdiğini hem de belgelendirdiğini vurgulayan Bahçeli, ABD'nin Tel Aviv'de bulunan büyükelçiliğini haksız ve hukuksuz şekilde Kudüs'e taşımasının, büyük bir çatışmanın fitilini tutuşturduğunu, dehşet verici bir kamplaşmanın gerekçesini oluşturduğunu kaydetti.

Bahçeli, İsrail'in, ABD'nin açtığı karanlık ve kanlı güzergahta gözü dönmüşçesine ilerleyerek Gazze'de son yılların en ağır katliamına imza attığını belirterek, dün Gazze sınırında düzenlenen gösterilere ve bu kapsamda meşru tepkisini koyan göstericilere acımasızca saldıran İsrail askerlerinin sayıları 60'ı bulan Filistinliyi öldürdüğünü, 2 bin 500'ü aşkın Filistinliyi de yaraladığını bildirdi. Bahçeli, "İsrail katil, haydut ve terörist bir devlet olduğunu tüm delilleriyle ispatlamıştır." ifadesini kullandı.

Mübarek ramazan ayının hemen öncesinde Gazze'de vasat bulan insanlık ve inanç dramının tahammül sınırlarını aştığını, sabır taşını çatlattığını aktaran Bahçeli, "İsrail, dinler arası husumet ve cepheleşmeye açıkça hizmet etmiştir. İlk kıblemiz Kudüs'ün manevi dokunulmazlığını ihlal eden, inancımızın kutsallarına ihanet ve istila cüretinde bulunan ABD-İsrail şebekesi, ateşle oynadığını, çok tehlikeli bir cepheleşmeye hizmet ettiğini vakit daha fazla geç olmadan idrak etmelidir." görüşünü bildirdi.
"ABD yönetimi, uluslar arası hukuka tamamen aykırı davrandı"

Devlet Bahçeli, Gazze'de sadece mazlumların, sadece Filistinlilerin kanı değil İslam'ın da kanının döküldüğünü vurguladı.

Son vahim gelişmelerin, Filistin meselesinin adil, kalıcı ve barışçı çözüm kulvarına girmesini de sert ve net şekilde sabote ettiğini belirten Bahçeli, İsrail'in Gazze'de alenen ve canice insanlık suçu işlediğini bildirdi. Bahçeli, siyonist emellerin, herkesin yüreğini kavuran cinayetlerin bedelini acı ve ağır biçimde ödemesi gerektiğini kaydetti.

Bahçeli, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

"ABD yönetimi, uluslar arası hukuka tamamen aykırı olarak büyükelçiliğini Kudüs'e taşımış, gerilim ve derin ihtilafları düşmanlık boyutuna tırmandırmıştır. Trump, izah ve bahanesi olamayacak bir yanlış kararın fail ve figüranı olarak mazlumların ölümünde pay sahibi olmuş, alnına ömrü boyunca çıkmayacak kara bir leke sürmüştür. Kudüs, İsrail başkenti olamayacaktır. Buna hem tarih hem insanlık vicdanı hem de inancımızın derin miras ve kadim hakları müsaade etmeyecektir."

ABD'nin büyükelçiliğini Kudüs'e taşımasının uluslar arası hukuk açısından yok hükmünde olduğunu vurgulayan Bahçeli, şöyle devam etti:

"13 Aralık 2017'de İstanbul'da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı Olağanüstü Zirvesi ve ardından 21 Aralık 2017'de BM Genel Kurulu'nda 128 ülkenin iradesiyle alınan kararlar, ABD'nin gayrimeşru tasarrufunu buruşturup tarihin çöplüğüne atmıştır. ABD yalnızlığa itilirken meşum ve melun Kudüs kararı da reddedilmiştir. İsrail, ne yaparsa yapsın Kudüs'ü başkenti yapamayacaktır. Filistinli kardeşlerimizin meşru hak ve kazanımlarını inkar ve işgale teşebbüs eden ABD-İsrail vandallığı, inanıyorum ki hak ettiği cevap ve karşılığı mutlaka alacaktır.

ABD yönetimi, ahlaksız ısrarıyla bölgesel istikrar, güvenlik ve uzlaşma zeminini dinamitlemiş, planlı ve kontrollü gerilim stratejisini genişleterek dengeleri alt üst etmiştir. Gazze'de akan kanların asıl sorumlusu İsrailli canavarlar olduğu kadar aynı zamanda ABD emperyalizmidir. Çünkü İsrail, ABD'den güç ve cesaret alarak masum sivillere ölüm yağdırmış, ilk kıblemizi ahlaksızca kundaklamış, İslam'a alçakça suikast düzenlemiştir."

PEKİ GERİLİMİN TIRMANDIĞI GAZZE NEREDE?

Gazze , Filistin'in güneybatısında bulunan, Gazze Şeridi'nin en büyük şehri. Akdeniz sahilinden 4 km içeride kurulmuş olan Gazze'nin nüfusu 450.000'dir.

Gazze'deki insan yerleşim tarihi bu şehri dünyadaki en eski şehirlerden biri yapacak şekilde 5.000 yıla ulaşmaktadır.[1] Kuzey Afrika ve Levant arasındaki Via Maris denilen ticaret rotası üzerinde yer aldığı için tarihinin büyük bir bölümünde Güney Filistin'in değerli bir antreposu ve Kızıldeniz üzerinden gelen Baharat Yolu üzerinde önemli bir mola yeri olarak işlev gördü.

Romalılar ve daha sonra Bizanslılar altında, Gazze ve göreceli barış dönemi yaşayarak önemli bir yerleşim birim oldu. 635 yılında, İslam Ordusu tarafından fethedildi ve hızlı bir şekilde İslami bir hukuk merkezi haline geldi. Ancak, Haçlılar istilası ile şehir harap oldu. Aşağıdaki bölümlerde bir tarihçinin Haçlılar'ın şehri "insansız ve harap bulduğundan" bahsettiği yazmakta olup bu konuda kesin kaynak yoktur. Sonraki yüzyıllarda, Gazze seller ve Moğol akınları yüzünden birçok sıkıntı yaşadı. 16. yüzyılda, Osmanlı İmparatorluğu'na dahil olduğunda bir köy durumundaydı.[3] Osmanlı hakimiyetinin ilk yarısında, Rıdvan Hanedanı yönetiminde şehirde büyük ticaret ve barış içinde dönem geçti.

Gazze I. Dünya Savaşı sırasında, İngiliz kuvvetlerine teslim oldu ve İngiliz Mandası altında Filistin'in bir parçası haline geldi.[4]1948 Arap-İsrail Savaşı sonucu, Mısır yönetiminde Gazze Şeridi'nde bazı gelişmeler olmuştur. 1967 yılında İsrail tarafından Altı Gün Savaşı sonucu ele geçirildi; ancak 1993 yılında, şehir yönetimi Filistin Ulusal Yönetimi'ne geçti. Hamas, 2007 yılında yapılan seçimleri kazanarak şehri El Fetih'den teslim aldı ve o tarihten beri İsrail tarafından abluka altında tutulmaktadır.

Gazze'nin temel ekonomik faaliyetleri küçük ölçekli sanayi, tarım ve işçiliktir. Ancak, ekonomi abluka ve devamlı süren çatışmalar ile ekonomik olarak şehir kötü durumdadır.[6][7] Nüfusunun çoğu Müslüman olan şehirde, çok az Hıristiyan azınlık vardır. Gazze halkının yaklaşık % 75'i 25 yaşın altındadır ve dünyada mülteci olarak başka bölgelerde yaşayan en yüksek sayıda halka sahip şehirdir.

FİLİSTİN'İN ANKARA BÜYÜKELÇİSİ DR. FAED MUSTAFA: İSRAİL HESAP VERMELİDİR
15 MAYIS SALI 14:42:25 Filistin'in Ankara Büyükelçisi Dr. Faed Mustafa, işgalci İsrail'in Gazze'de Filistin halkına katliam yaptığını belirterek "İsrail, hesap vermelidir ve bunların hesapları sorulmalıdır İsrail'e." dedi.

Büyükelçi Mustafa, Nekbe'nin 70. yıl dönümünde ABD'nin Tel Aviv'deki büyükelçiliğini Kudüs'e taşıması ve bunu protesto eden Filistinlilerin şehit edilmesinin ardından yaşananları AA muhabirine değerlendirdi.

Dün yaşananları "cinayet" olarak niteleyen Mustafa, "Dün yaşananları ikili bir cinayet olarak görüyoruz. Bu cinayetin bir kolu; Gazze'de işgalci İsrail'in halkımıza uyguladığı katliamdır. Bu katliamda yaklaşık 60 şehidimiz var ve 2 bin 800'ün üzerinde yaralımız var. Bunun yanında halkımıza yönelik siyasi bir cinayet de işlendi dün. Bu da ABD'nin büyükelçiliğini Tel Aviv'den Kudüs'e taşımasıydı. Halkımız, sivil bir şekilde hiçbir silahı olmadan askeri araçlara, silahlara karşı göğüs gerdi ve Nekbe'nin, Büyük Felaket'in 70. yıl dönümünde bu kararı da protesto etti." diye konuştu.

Büyükelçi Mustafa, "Çünkü İsrail, kanun üstü bir varlık olduğunu düşünüyor. Bunun üzerine de halkımıza karşı sürekli şekilde bütün cinayetlerine devam ediyor. Bu yüzden İsrail, hesap vermelidir ve bunların hesapları sorulmalıdır İsrail'e." dedi.

Bölgede kötüleşen insani duruma dikkati çeken Büyükelçi Mustafa, "Gazze'de bir insani durum devam ediyor. Hastanelerimiz, hastaları artık kabul edemiyor. İlaçlar, tedavi malzemeleri bitti. Bugün şehitlerimiz defnedilecektir. Çok büyük bir öfke var halkımızda." ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE'YE TAKDİR VE TEŞEKKÜR

Büyükelçi Mustafa, Türkiye ve Türk halkının gösterdiği duruştan övgüyle söz ederek, teşekkür etti.

Türkiye'nin hem devletiyle hem halkıyla, Filistin'deki olay ve gelişmeler karşısında her zaman canlı ve etkileşim içinde olduğunu belirten Mustafa, "Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Türkiye hükümetinin attığı adımlar, açık ve net şekilde Filistin halkının ve davasının yanında yer aldıklarını gösteriyor. Bu yüzden dünden itibaren gösterilen duruşlar, verilen mesajlar, hem bu cinayetleri kınamak için atılan adımlar hem de halkımızın insani zorluklarını, yüklerini hafifletmek açısından yapılan adımlar halkımız tarafından da sevgiyle, saygıyla karşılandı." değerlendirmesinde bulundu.

Büyükelçi Mustafa, dün gece Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas arasında, ayrıca Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Filistin Dışişleri Bakanı Riad Malki arasında telefon görüşmeleri yapıldığı bilgisini paylaştı.

"BEYAZ SARAY'DA YÖNETİM İSRAİL VE SİONİST DİASPORADIR"

ABD'nin, Tel Aviv'deki büyükelçiliğini Kudüs'e taşıyarak Ortadoğu Barış Süreci'ndeki pozisyonunu kaybettiğini belirten Mustafa, "(ABD) işgalci İsrail'in yanında yer alarak gerçekçiliğini tamamen kaybetti. ABD, ne yazık ki tarihin doğru kısmında durmaktan vazgeçip yanlış kısımda durdu ve burada uluslararası toplumun, uluslararası hukukun bütün kurallarını çiğnedi." ifadelerini kullandı.

Kudüs'te dün yapılan töreni bir açılış töreni olarak görmediklerinin altını çizen Mustafa, büyükelçiliğin taşınmasının "yeni bir yerleşme" olduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:

"Biz dün yapılan töreni, bir açılış töreni olarak görmüyoruz, bir yeni yerleşme yapıldığını düşünüyoruz. Bu yüzden uluslararası hukukun da kurallarına göre, yerleşimler nasıl yasa dışı bir şey ise büyükelçilik ve o binasını da bir yerleşme olarak görüyoruz, yasa dışı görüyoruz. ABD, bu dönemde bir tavır sergiliyor sanki İsrail'in parçası gibi tam ortak olarak. Şunu hissediyoruz: Beyaz Saray'da yönetim İsrail ve Siyonist diasporadır. Çünkü dün BM Güvenlik Konseyi'nde bir kınama bildirisi çıkmasını da ABD engelledi. 14 devlet buna sıcak bakmasına rağmen, Amerika'nın girişimiyle bunu engellediler. Bu yüzden ABD'nin gerçekçiliğini kaybettiğini görüyoruz ve bundan sonraki barış süreçlerinde hiçbir şekilde ABD'nin tek başına olmasını kabul etmeyeceğiz."
KKTC, İSRAİL'İN GAZZE'DE YAPTIĞI KATLİAMI KINADI

15 MAYIS SALI 14:39:24 Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), İsrail askerlerinin, ABD'nin Tel Aviv Büyükelçiliğini Kudüs'e taşımasını protesto eden Filistinlilere yaptığı katliamı kınadı.

Başbakan Yardımcılığı ve Dışişleri Bakanlığının yazılı açıklamasında, Filistin topraklarında, Filistin halkının haklarını ve hassasiyetlerini yok sayarak yaratılmak istenen oldu-bittiler sonucunda ortaya çıkan can kayıplarından derin üzüntü duyulduğu belirtildi.

Uluslararası hukuk ve uyuşmazlıkların barışçıl yöntemlerle çözülmesi gerektiği vurgulanan açıklamada, ABD, "Arap-İsrail savaşlarına benzer şekilde, barışı tehlikeye atan yeni bir vahim hataya imza atmakla" eleştirildi.

Açıklamada, "Dünyanın gözü önünde, insanların yaşam hakkını elinden alan bu olaylara sebebiyet vermesi nedeniyle ABD'yi ve sivillere karşı orantısız silahlı güç kullanmaktan çekinmeyen İsrail devletini kınıyoruz." ifadelerine yer verildi.

Olaylar karşısında İslam İşbirliği Teşkilatının Türkiye'nin çağrısıyla olağanüstü toplanacak olmasını önemsendiği ve desteklendiği belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Bahse konu toplantıda KKTC olarak yerimizi alıp Filistin halkı ile dayanışmamızı ortaya koyarak uluslararası toplumun bir parçası olma irademizi bir kez daha göstereceğiz. 21. yüzyılda dünyanın gözü önünde sivillere karşı yaşanan bu şiddet olayları, bir toplumun var olabilmesi açısından güvenliğin aslında halen en önemli unsurlardan birisi olduğunu bir kez daha hepimize göstermiştir. Bu bağlamda Kıbrıs Türk halkının, güvenliğini sağlayacak etkili bir garanti sistemini neden talep ediyor olduğunu anlamakta zorlanan ya da anlamak istemeyenlerin Filistin'de yaşananları dikkatle izlemesinde yarar görüyoruz."

GAZZE'DEKİ ŞEHİTLER NEKBE ACISINI İKİYE KATLADI
İsrail askerlerinin Gazze sınırında dün 61 kişiyi şehit etmesi "Nekbe"nin (Büyük Felaket) 70'inci yılını anan Filistinlilerin acısını ikiye katladı.

Gazze sınırında düzenlenen gösterilerde İsrail askerleri tarafından şehit edilenler için Filistin'de ulusal yas ve genel grev ilan edildi. Bu katliamlara tepki göstermek ve İsrail'in kuruluş yıl dönümü olan Nekbe'yi protesto etmek için Filistin topraklarında bugün kitlesel protesto gösterileri planlanıyor.

Filistinliler için zorunlu göç, yağma ve katliamların simgesi olan "Nekbe" tam 70 yıldır dinmeyen bir acıyı ifade ediyor. Filistinliler bugüne "Büyük Felaket" anlamına gelen Nekbe ismini veriyor.

İsrail'in 15 Mayıs 1948'de tarihi Filistin topraklarında bağımsızlığını ilan etmesi, Filistinliler için onlarca yıldır devam eden felaketler silsilesinin başlangıcı oldu.

Günümüze kadar uzanan bu süreçte Filistin topraklarının büyük bölümü işgal edildi, sistematik katliamlarla binlerce Filistinli öldürüldü, bir milyona yakın kişi vatanından sürdü, 675 köy yok edildi ve bazı kentler Yahudileştirildi.

Nekbe'den bu yana işgali genişleten İsrail, şu an 27 bin kilometrekarelik tarihi Filistin topraklarının yüzde 85'ine el koymuş durumda. Filistinliler ise bu alanın sadece yüzde 15'ini kullanabiliyor.

İsrail ayrıca 1967'de işgal ettiği Doğu Kudüs ve Batı Şeria'da da yasa dışı Yahudi yerleşim birimi inşaatlarına devam ediyor.

Yüz binlerce Filistinlinin vatanından sürülerek bir günde "mülteci" konumuna düştüğü günü "Nekbe" olarak adlandıran ilk kişi ise Arap ulusalcılığının en önemli teorisyenlerinden Suriyeli tarihçi Konstantin Zurayk olarak biliniyor.

Zurayk'ın "Nekbe Ne Anlama Gelir?" adlı kitabının yayınlanmasının ardından bu isim 15 Mayıs'la özdeşleşti. Dünyanın dört bir yanında her 15 Mayıs'ta Nekbe protestoları düzenleniyor.

1 milyona yakın filistinli sürüldü

Filistinlilerin "Nekbe" ismini verdiği 15 Mayıs günü, Filistin ve İsrail toplumlarının zihninde taban tabana zıt şekilde algılanıyor.

İsrailliler için "bir devletin kuruluş" günü olan 15 Mayıs, Filistinliler için ise nüfuslarının yüzde 67'sine tekabül eden 957 bin kişinin vatanlarından zorla çıkarılması, kültürel ve sosyal dokunun yok edilmesiyle başlayan ve günümüze kadar devam eden felaketler silsilesi anlamına geliyor.

O tarihten bu yana nüfus artışıyla birlikte Filistinli mültecilerin sayısı dünya genelinde 5,9 milyona ulaştı. Bunların yaklaşık 5,3 milyonu Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı'na (UNRWA) kayıtlı durumda.

675 köy ve kasaba yok edildi

İsrail güçleri Nekbe'de Filistinlilere ait 675 köy ve kasabayı yok etti ve binlerce Filistinliyi öldürdü. Birçok tarihi Filistin şehri de Yahudileştirildi.

Bu süreçte Negev bölgesinde yaşayan Bedevi kabileler yerlerinden edildi. Ayrıca yerleşim bölgelerinin isimleri değiştirilerek kültürel kimlik de hedef alındı.

5 milyonu aşkın Filistinli, mülteci kampında yaşıyor

Nekbe'de sürgün edilen yüz binlerce Filistinli, ülke içinde ve dışında oluşturulan 61 mülteci kampında zor şartlar altında hayatlarını sürdürüyor.

Ülke toprakları içinde yer değiştiren Filistinlilerin yoğun olarak sığındığı yerlerden olan Gazze'de 8 mülteci kampı bulunuyor. İsrail ablukası altındaki Gazze Şeridi'nin kuzeyinde yer alan Cibaliya Mülteci Kampı 108 bin Filistinliye ev sahipliği yapıyor. Bölgenin en büyük kampı olan Cibaliya 1987 yılında Filistin İntifadası'nın patlak verdiği yer olarak biliniyor.

İşgal altındaki Batı Şeria'da inşa edilen Birzeit Mülteci Kampı'nda 132 bin, Ramallah'ın batısında yer alan ve 1949 yılında kurulan Deyr Ammar'da 2 bin 400, 1948 yılında kurulan Emari'de 10 bin 500, yine Ramallah kentinin kuzeyindeki Celezon Mülteci Kampı'nda 9 bin, 1972 yılında kurulan Silvad'da 600, Ein Arik'te 500, Batı Şeria'nın kuzey kesimlerinde yer alan ve 1952 yılında kurulan Nur Şems'te 9 bin, 1950 yılında kurulan Tulkerm'de 20 bin, 1949 yılında inşa edilen Ed-Dehişe'de 9 bin, 1950'de inşa edilen Beyt Cebrin'de 2 bin mülteci yaşıyor.

İsrail'in kuruluş sürecinde topraklarından ayrılmak zorunda kalan Filistinlilerin sığındığı komşu ülkelerin başında gelen Lübnan'da 12, Ürdün'de 10, Suriye'de 12 mülteci kampı bulunuyor.

Nekbe'nin tarihi 2 asır öncesine uzanıyor

Nekbe'nin ilk tohumunun "Fransız General Napolyon Bonapart'ın fikriyle atıldığı, Balfour Deklarasyonu ile şekillendiği ve son olarak İsrail'in ilk başbakanı Ben Gurion tarafından somutlaştırıldığı" ifade ediliyor.

Fransız General Napolyon Bonapart 1799 yılında Osmanlı idaresi altındaki Filistin'de bir Yahudi devleti kurulması fikrini gündeme getirdi. Sonraki süreçte dünyanın her yerinden Yahudilerin gruplar halinde Filistin'e göç etmesi sağlandı. Böylelikle siyonist Yahudilerin Filistin topraklarını ele geçirmesi için zemin hazırlandı.

Osmanlı'nın tüm engel olma çabalarına rağmen Filistin'e Yahudi göçü devam etti. İngiliz General Edmund Allenby, Aralık 1917'de Kudüs'ü işgal ederek, Filistin'in Birinci Dünya Savaşı'nda yenilgiye uğrayan Osmanlı Devleti'ne bağlılığını sonlandırdı ve "siyonistlere" hareket alanı açtı.

Bölgenin 1917'de İngiliz mandasına girmesiyle Filistin'e Yahudi göçü daha da hızlandı. İngiltere Dışişleri Bakanlığının 1917 yılında yayımladığı ve Yahudilerin Filistin'de devlet kurmasını öngören "Balfour Deklarasyonu" ile İngilizler, İsrail'in kurulmasına desteklerini ilan etti.

İngiliz manda yönetiminden Nekbe'ye

BM Genel Kurulu'nda 29 Kasım 1947'de Filistin'in, Yahudi ve Filistin devleti olarak bölünmesini öngören karar onaylandı. Karara başta Filistinliler olmak üzere Arap ülkeleri karşı çıkarken, siyonistler ise kararı memnuniyetle karşıladı.

Bölünme kararının ertesi günü, siyonistler tarafından kurulan Haganah adlı silahlı çete tarzı örgüt, Yahudilerin ikamet etmesi için hazırlanan bölgeleri ele geçirdi. Filistin'de İngilizlerin manda yönetimi sona erer ermez silahlı örgütler, 14 Mayıs 1948'de David Ben Gurion tarafından İsrail devletinin kurulduğunu duyurdu.

Bu tarihten sonra Yahudilerin "kendilerine ayrılmış" bölgelere yönelik göçleri büyük ölçüde arttı. Mısır, Suriye, Irak, Birleşik Arap Emirlikleri ve Ürdün tarafından oluşturulan Arap ordusuyla İsrail arasında meydana gelen savaş da söz konusu göçü önleyemedi.

Bu savaş, 3 Mart 1949'da İsrail'in BM'ye tam üye olarak kabul edilmesiyle sona erdi. İsrail, ABD ve ardından dünyadaki ülkelerin pek çoğu tarafından tanındı.

Siyonizmin iddiası

Siyonistlerin, Filistin topraklarını "işgal gerekçeleri" arasında üç iddia öne çıkıyor.

Bu iddiaların ilki yazar Israel Zangwill'in "Topraksız bir halk için, halksız bir toprak" sözüyle ifade edilen "halksız topraklar" fikriydi. Filistin'in işgalini "haklı göstermeye" çalışan en büyük propagandalardan biri olarak sunulan bu iddiayla Filistinlilerin varlığı inkar edildi.

Siyonistlerin ikinci iddiası, 2 bin 70 yıl önce bu topraklarda "İsrail devleti"nin var olduğu şeklindeydi.

Üçüncü iddia ise "Filistinlilerin topraklarını satıp gönüllü olarak yurtlarını terk ettikleri" yönündeydi. Siyonistlerin defaatle öne sürdüğü ve uluslararası kamuoyunda kendisine taraftar bulan bu gerekçeyle, Filistinlilere yapılan katliamlar ve tehcirler görmezden gelindi. Oysa bu iddianın aksine İsrail devleti kurulduğunda Yahudilerin bölgede sahip olduğu toprakların oranı yüzde 5'i geçmiyordu.
İsrail devletinin inşası

Modern siyonizm fikrinin kurucusu Theodor Herzl'in başkanlığında 1897'de İsviçre'de düzenlenen Pal Konferansı'nda, kurulacak yeni devletin esasları belirlendi.

Bu andan itibaren "siyonizmin dini değil, milliyetçi fikirleri benimseyen, emperyalist ve ırkçı yerleşime hizmet eden, sömürgeci bir siyasi hareket olduğu" ifade ediliyor.

Herzl, Yahudi devleti kurulması projesine uluslararası onay almaya çalıştı. Dönemin Osmanlı Padişahı Sultan 2.Abdülhamit'i "Filistin'de Yahudiler için toprak elde etme" konusunda ikna edemeyen Herzl, aradığı desteği İngiltere'den almayı başardı.

Herzl, 1902'de, "Bu devletin barbarlığın karşına dikilen uygarlığın ileri karakolu olacağını" beyan etti.

Herzl'in bu söylemi gerçekte karşılığını bulmadı. Aksine 1950'deki "Dönüş Yasası" ile göçmen olarak İsrail'e gelen her Yahudi'ye vatandaşlık hakkı verildi ve Filistin toprakları, dünyanın dört bir yanındaki Yahudiler için "vatan" ilan edildi.

Filistinlilerin geri dönüş hakkı

Batı Şeria ve Gazze Şeridi'ndeki mülteci kamplarının yanı sıra başta Suriye, Lübnan ve Ürdün olmak üzere dünyanın farklı bölgelerinde vatanlarından uzakta hayat süren Filistinliler, yüzlerinin hala "çalınan cennet" olarak tanımladıkları Filistin'e dönük olduğunu her fırsatta dile getiriyor.

Birleşmiş Milletler'in "evlerine geri dönmeyi ve komşularıyla huzur içinde yaşamayı arzulayan mültecilerin, mümkün olan en yakın zamanda bu arzularını gerçekleştirmelerine izin verilmeli ve geri dönmemeye karar verenlerin arazileri için tazminat ödenmeli" şeklindeki 194 sayılı kararını ise İsrail uygulamayı reddediyor.

Onlarca yıldır sürgün hayatı yaşayan milyonlarca Filistinli için "Nekbe" (Büyük Felaket) zorunlu göç, yağma ve katliamların simgesi olmaya devam ediyor.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.