Kaosun ortasında EURO 2016

EURO 2016'ya ev sahipliği yapan Fransa sıkıntılı günler geçiriyor. Geçtiğimiz kasım ayında yaşanan terör saldırılarından sonra olağanüstü hal ilan edilen Fransa'da, yeni çalışma yasa tasarısına yönelik tepki ve grev hareketleri de çalışanlarla polisi karşı karşıya getirmiş durumda. Ülkede, başta güvenlik ve ulaşım konuları olmak üzere büyük bir kaos hakim.

"KAOSUN ORTASINDA FUTBOL"
Bu durum akla hemen EURO 2016'ya ev sahipliği yapmak için yaşanan yarışı ve dönemin UEFA Başkanı Michel Platini'nin yanlı tavrını getiriyor. Türkiye'nin favoriler arasında olduğu adaylık sürecinde İtalya ilk elemede saf dışı kalmış, Fransa ise ülkemizi 1 oy farkla geride bırakarak EURO 2016'nın ev sahibi olmaya hak kazanmıştı.

Yaşanan yarışta tarafsız olması gereken dönemin UEFA Başkanı Michel Platini, ülkesi Fransa için ciddi bir lobi yaparak tepki toplamıştı.

İşin ilginci Türkiye'ye oy vermeyen üyelerin gösterdikleri gerekçelerdi. Buna göre Türkiye, böylesine büyük bir organizasyonu yönetmek için yeterli olmadığı gibi, güvenlik açısından da riskler taşıyordu.
Gelin görün ki türkiye için yaratılan bu senaryolar aradan altı yıl geçtikten sonra fransa için gerçeğe dönüştü.

EURO 2016 KABUS OLDU

Ülkemiz adına adaylık sürecini yürüten görevliler, "Fransa, Türkiye'den daha güvenli değil" derken tebessüm eden delegeler, önce Charlie Hebdo dergisine yönelik saldırı; ardından, Bataclan Tiyatrosu ve Stad de France çevresinde yaşanan bombalı ve silahlı eylemler sonrasında terörün gerçekleriyle yüz yüze kaldılar.

Fransa'de geçtiğimiz yıl başlatılan olağanüstü hal durumu bugün hala devam ediyor ve şampiyona silahların gölgesinde oynanıyor...

Üstelik yeni çalışma yasa tasarısıyla ilgili tepkiler de günden güne büyüyen bir karmaşa ortamı yaratmış durumda. Günlük çalışma saatini 12 saate çıkarmayı amaçlayan ve çalışanların işlerinden daha kolay bir şekilde çıkartılmasını sağlayacak düzenlemeler içeren tasarı ülkede büyük tepki çekmiş durumda.

Bu tepki Fransa'da ciddi bir halk hareketine dönüşmek üzere. Toplu taşıma çalışanları 2 Haziran'dan itibaren kademeli olarak grev çağrısı yaptığı için ulaşımda tam anlamıyla bir kargaşa hakim.
Çöpler düzenli olarak toplanmıyor, rafinerilerde iş yavaşlatıldığı için benzin sıkıntısı yaşanıyor. Tren seferleri düzenli yapılmıyor, Air France pilotları 3 gündür grevde olduğu için hava yolu taşımacılığı da sekteye uğramış durumda. Greve giden işçiler Paris sokaklarında gösteri yapıyor ve sık sık Fransız polisi ile karşı karşıya kalıyor...
HALK İLE POLİS KARŞI KARŞIYA

Uzun lafın kısası Fransa'da tam bir kaos ortamı var! Şampiyonaya ev sahipliği yapmak için aday olurken, ülkedeki statları yenileme sözü veren ancak bu konuda hiçbir çalışma yapmayan Fransa, ülke çapında yaşanan güvenlik ve ulaşım konularındaki sıkıntılar yüzünden katılımcıları büyük bir sıkıntıyla baş başa bırakmış durumda.

Basın mensuplarından, taraftarlara kadar Fransa'ya giden hemen herkes bu sıkıntılardan nasibini alıyor. Maçları takip etmek için bir şehirden diğerine geçmek isteyenler 200 kilometrelik yolu kat etmek için 6,7 saat harcıyor.

PEKİ YA BU ŞARTLAR TÜRKİYE'DE OLSAYDI?
Görünen o ki, Fransa için oy veren ve lobi yapanlar; düzen umarken, karmaşa buldular. Ancak Türkiye için kaygılarını belirtenler, Fransa'da yaşanan kaosa rağmen hala seslerini çıkarmıyor. Bu şartlar içinde yaşananların bedelini Avrupa Şampiyonası'nı takip edenler ödüyor.
Dört yılda bir yapılan böylesine büyük bir organizasyon ise ne yazık ki futbol kadar, yaşanan karmaşa ile anılıyor!
A HABER