Habertürk'ün eski Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Akif Ersoy'un uyuşturucu operasyonu kapsamında tutuklanmasının ardından birçok olay gün yüzüne çıkmaya başladı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında hakkında 'kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak', 'kabul etmek veya bulundurmak' ya da 'uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak, kullanılmasına yer ve imkan sağlamak' suçlarından tutuklanan Ersoy'un taciz ve tehditlerine maruz kalan spikerler yaşadıklarını itiraf etmeye başladı. Bu isimlerden biri de eski Habertürk çalışanı Nur Köşker oldu.
Ünlü spiker, "Mehmet Akif Ersoy uyuşturucu ve seks partileriyle anılan bu düzenin parçası olmayı kabul etmezsem, ekranda yer alamayacağını söyleyerek, beni tehdit etti" dedi. İşte gündeme bomba gibi düşecek sözler...
YETKİSİ ARTTIKÇA BASKI ARTTI
Habertürk'te tam olarak neler yaşadınız?
Bu bir söylenti değil. Bir yanlış anlaşılma hiç değil. Bu, gücünü makamından alan bir erkeğin, bir kadının mesleğini açıkça pazarlık konusu yapmasının hikâyesidir. Taciz süreci, Habertürk'te çalışmaya başladıktan birkaç ay sonra başladı. O dönem ben evliydim, kendisi de evliydi. Ancak bunun onun açısından hiçbir ahlaki sınır oluşturmadığı kısa sürede ortaya çıktı. Bana rahatsız edici mesajlar göndermeye başladı. Bu mesajlardan ve varlığından kaçınmak için işimi yaparken dahi sürekli önlem almak zorunda kaldım. Bültenlerimizin arka arkaya olduğu günlerde stüdyoda adeta köşe kapmaca oynuyorduk. Yayın çıkışında karşılaşmamak için stüdyoya çok erken gidiyor, mikrofonlarımı önceden taktırıyor, bazen onun rejiden ayrılmasını bekleyip ancak öyle stüdyoya giriyordum. Bu durum uzun süre böyle devam etti. Daha sonra herkesin nasıl biri olduğunu bildiği bu kişi genel yayın yönetmeni yapıldı. Yetkisi arttıkça, benim üzerimde kurduğu baskı da arttı. Artık kaçacak alan kalmamıştı. İstifa ettiğim gün beni odasına çağırdı.
Orada son derece açık bir dille şunu söyledi. Onunla birlikte olmazsam ve kurduğu, uyuşturucu ve seks partileriyle anılan bu düzenin parçası olmayı kabul etmezsem, ekranda yer alamayacağım konusunda tehdit etti. "Ekranı unut, istersen masada oturur haber yazarsın" diyerek beni açıkça ekrandan almakla tehdit etti. Ben bu pazarlığı reddettim ve istifa ettim. Bedelini ise ben ödedim. Yaklaşık bir yıl boyunca işsiz kaldım. Evsizlik yaşadım. Ciddi sağlık sorunları ve ataklarla mücadele ettim. Önce mesleğimden, sonra da bu ülkeden kopmak zorunda kaldım.