Sosyal medyada izlenme oyunu: Sokak röportajı mı, provokasyon mu?

Son dönemde sosyal medyada içerik üretme adı altında yapılan sokak röportajları, milli ve manevi değerleri hedef alan provokatif söylemlerle tartışma konusu oldu. Aynı kişilerin kılık değiştirerek farklı fenomenlere benzer mesajlar verdiği görüntüler tepki çekerken, A Haber konunun uzmanlarıyla olayın perde arkasını araştırdı. İşte 'Halkın nabzı mı tutuluyor yoksa kurgu mu yapılıyor?' sorusunun yanıtı...

Sosyal medyada izlenme oyunu: Sokak röportajı mı, provokasyon mu?

Sosyal medyada sıkça karşımıza çıkan sokak röportajları, kimilerine göre sokağın sesini yansıtırken, kimilerine göre ise bilinçli bir provokasyonun parçası. Vatandaşların bir kısmı bu içerikleri "kışkırtma" olarak değerlendirirken, uzmanlar ise tehlikenin boyutuna dikkat çekiyor.

Sosyal medyada izlenme oyunu: Sokak röportajı mı, provokasyon mu?

Aytuğ açıklamalarında, "Adına sokak röportajı deniyor ama bana göre tek kelimeyle rezillik. Çünkü kamuoyunun beklentilerini, taleplerini öğrenmekten ziyade bir algı operasyonunun maşaları bunlar. Ağırlıklı olarak da siyasi konularda halkı yanlış yönlendirmeye, özellikle de hükümetin icraatlarını eleştirmeye çok gönüllüler, çok hazırlıklılar. Tabii ki her konuda olduğu gibi halkın eleştirisinden faydalanmak lazım ama burada bir tiyatro oynanıyor. Halktan kişiler değil, çoğu amatör oyuncular. Ellerine tutuşturulan metni ezberleyip okuyorlar ve istenileni söylüyorlar. Bunun da adı ne gazetecilik ne sokak röportajı..." ifadelerini kullandı.

Sosyal medyada izlenme oyunu: Sokak röportajı mı, provokasyon mu?

Kızıltaş, "Aslında her mesleğin kendine göre bir takım kuralları vardır. Biz yaygın medyadan, gazetelerden, televizyonlardan bir takım esaslara bağlılığı görüyoruz. Ama sokak röportajları dediğimizde; aklına esen herkesin mikrofonu alıp, bir de karşısına cep telefonu koyup bu işi bu kadar rahatlıkla yapamaması gerek. Aklına estiği gibi sorular sorup, aklına estiği gibi cevaplar alabiliyor. İşin daha da vahimi; toplumda ciddi manada sıkıntı doğurabilecek bazı konularda, konuşturduğu kişiyi çeşitli şekillerde ikna ederek ahlak kuralları ile alakası olmayan bir takım cevaplar alıp, bunu tık ve beğeni almak amacıyla yayınlayabiliyor." dedi.

Sosyal medyada izlenme oyunu: Sokak röportajı mı, provokasyon mu?

"BU BİR ALGI OPERASYONU, METİNLER EZBERLETİLİYOR"

Sabah Gazetesi Yazarı Yüksel Aytuğ, sosyal medyadaki bu videoların gazetecilik faaliyeti olmadığını belirterek, oynanan oyuna dikkat çekti.

Sosyal medyada izlenme oyunu: Sokak röportajı mı, provokasyon mu?

"BEĞENİ ALMAK İÇİN HALKI KIŞKIRTIYORLAR"

Takvim Gazetesi Yazarı Ekrem Kızıltaş ise geleneksel medya ile sosyal medyadaki denetimsizliği kıyaslayarak uyarılarda bulundu.

Sosyal medyada izlenme oyunu: Sokak röportajı mı, provokasyon mu?

"HUKUKİ DÜZENLEME ŞART"

Ekrem Kızıltaş, yalan haber yaymanın ve toplumu kutuplaştırmanın suç olduğunu hatırlatarak, yasal düzenlemenin gerekliliğini vurgulayarak, "Birilerinin kasıtlı şekilde ortalığı karıştırmak maksadıyla sorular sorup buna uygun cevaplar almaları, uygun cevaplar almadıkları taktirde muhataplarını ikna ederek buna yönelik cevap alma çabaları aslında mevcut kanunlara göre suç. Yalan olmayan haberi yaymak, insanları birbirine düşürmeye çalışmak zaten suç."

"Bunun sosyal medya üzerinden yapılıyor olması iki yönlü bir düzenlemeyi gerektiriyor. Bir; bu tür şeyler yapanların hukuki müeyyidelere maruz kalmaları şart. Bir de artık bu niyetle çalışanların öyle elini kolunu sallayıp çalışmalarının önüne geçecek düzenlemeler olmalı." ifadelerini kullandı.

Sosyal medyada izlenme oyunu: Sokak röportajı mı, provokasyon mu?

YAPAY ZEKA İLE "NİFAK TOHUMU" TEHLİKESİ

Teknolojinin kötüye kullanımına da değinen Yüksel Aytuğ, yapay zeka destekli manipülasyonlara karşı meslek kuruluşlarını göreve çağırdı ve "Yapay zeka yardımıyla ya da sahte sokak röportajları ile tamamen yapay zeka tarafından yaratılmış tiplerle istediklerini onlara söyletiyorlar, dublaj yaptırıyorlar. Bu algı operasyonuyla da mevcut hükümeti, iktidarı sözde zora düşüreceklerini zannediyorlar. Bir manipülasyon doğuyor kendiliğinden ve halkın arasına nifak tohumları serpiyor. Açıkça halkı galeyana getiriyorlar. Meslek kuruluşlarını göreve çağırıyorum; burada bu rezilliğe bir dur demeleri lazım. Çünkü gazetecilerin adını kötüye çıkartan, saygınlığını zedeleyen, kendisine gazeteci süsü veren sahtekarların ekmeğine yağ süren bir uygulamadan söz ediyoruz. Halkımız da bilinçli olsun; logosunu tanımadıklarını araştırsın, hatta görev kartı, kimlik kartı, basın kartı sorsun." ifadelerini kullandı.

Sosyal medyada izlenme oyunu: Sokak röportajı mı, provokasyon mu?

"HUKUKİ DÜZENLEME ŞART"

Ekrem Kızıltaş, yalan haber yaymanın ve toplumu kutuplaştırmanın suç olduğunu hatırlatarak, yasal düzenlemenin gerekliliğini vurguladı.

"Birilerinin kasıtlı şekilde ortalığı karıştırmak maksadıyla sorular sorup buna uygun cevaplar almaları, uygun cevaplar almadıkları taktirde muhataplarını ikna ederek buna yönelik cevap alma çabaları aslında mevcut kanunlara göre suç. Yalan olmayan haberi yaymak, insanları birbirine düşürmeye çalışmak zaten suç. Bunun sosyal medya üzerinden yapılıyor olması iki yönlü bir düzenlemeyi gerektiriyor. Bir; bu tür şeyler yapanların hukuki müeyyidelere maruz kalmaları şart. Bir de artık bu niyetle çalışanların öyle elini kolunu sallayıp çalışmalarının önüne geçecek düzenlemeler olmalı."