İkbal Gürpınar katil İsrail’in işkencelerini A Haber canlı yayınında anlattı: Gvir denilen gavur!

Sumud'a baskın sonrası hangi işkenceleri gördüler? Katil İsrail aktivistlere nasıl işkence yaptı? Aktivist İkbal Gürpınar, A Haber canlı yayınında Kübra Kılıç Tepeci'nin sorularını yanıtladı.

İkbal Gürpınar katil İsrail’in işkencelerini A Haber canlı yayınında anlattı: Gvir denilen gavur!

Gazze için dünya ayakta. Dün Türkiye genelinde yüz binler Gazze'nin özgürlüğü için yürüdü. Bugün de Üsküdar Sahili'nde anlamlı bir buluşma vardı. Kadınlar Gazze'ye özgürlük mesajı vermek için "sessiz çığlık" eyleminde bir araya geldi.

Sumud Filosu'nda bulunan aktivist İkbal Gürpınar, A Haber canlı yayınında katil İsrail askerlerinin yaptıkları işkenceleri anlattı.

İşte o açıklamalardan satır başları;

İkbal Gürpınar katil İsrail’in işkencelerini A Haber canlı yayınında anlattı: Gvir denilen gavur!

"ÖLMEYE GELDİK ZATEN"

Bu birlik beraberlik için bütün hanımefendilere, çoluğunu çocuğunu alıp gelmiş olan hanımefendilere sonsuz teşekkür ediyorum. Yani yola çıkışımız ayrı bir heyecandı ama bariyeri yarıp da, hani ablukayı yarıp da büyük teknelerimiz bizim ele geçirildi. Alma ve Sirius gemileri ele geçirildi, biz onları telsizle duyduk. Sonrasında ne yapacağımıza dair bir bilgimiz yoktu.

Yani çünkü ben önce Tunus'a gittim katılmaya, sonra omzumdaki kırık tekerrür etti zannedip döndüm, başka bir rahatsızlık varmış omzumda. Dolayısıyla o arada anlattılar mı, anlatmadılar mı bilmiyorum. Yani amiral gemiler ele geçirilirse bizim ne yapacağımızı bize söylemediler. Allah razı olsun Bekir Develi dedi ki, 'Oylama yapalım arkadaşlar, artık yolun sonundayız.' Gelmek istemeyen söylesin. Yani oy çokluğu, oy birliği ne olursa 'Devam etmek isteyen var mı, kalmak, teslim olmak isteyen var mı?' Çok şükür. Biz ölmeye geldik zaten dedik. Yani ama tabii amacımız ölmek değildi, yaşamak ve yaşatmaktı ama bu olmayacaksa hiç olmazsa onun uğrunda ölmeyi istedik. 'Gideceğiz' dedik ve biz ana gemiler yakalandıktan sonra 7 saat daha gittik.

İkbal Gürpınar katil İsrail’in işkencelerini A Haber canlı yayınında anlattı: Gvir denilen gavur!

"SAATLERCE BİZİ YAKTILAR"

Gideceğimiz yere kadar gittik ama bir yerde artık C şeklinde sarılmıştı, bize geçecek bir yer yoktu. Bize silahları doğrulttular, teknemize bindirdiler.

1 milyon başvuru olmuş. 1 milyon başvurunun Türkiye'den olmuş olması müthiş bir şey. Yani bizim için Mescid-i Aksa, tabii burada görünürde Gazze'ymiş gibi görünüyor ama biz Mescid-i Aksa için gittik. Çünkü Mescid-i Aksa bizim ilk kıblemiz. Gazze ve El-Halil kentindeki kavi Müslümanlarla orası hala ayakta duruyordu. O yüzden Gazze'ye gitmek zorundaydık. Yani senelerdir abluka altındalar. Bizi silahlarla tekneye, teknenin güvertesine çıkardılar. Çok küçük bir tekneydi bizim. Güneşin altında işte saatlerce bizi yaktılar. Ben geldiğimden beri neler sürdüm suratıma hani o kayış gibi hal çıksın diyerek. Ondan sonra bizi bir alana getirdiler. Alanda karaya çıkarttılar, tekrar başka bir tekneye bindirdiler, tekrar karaya çıkardılar, başka bir Alma teknesinde beklettiler. Ardından da yere yatırdılar.

İkbal Gürpınar katil İsrail’in işkencelerini A Haber canlı yayınında anlattı: Gvir denilen gavur!

"GVIR DENİLEN GAVUR"

Düşünsenize oradaki herkes kendi ülkesinde belli noktaya gelmiş insanlar, tamam mı? Yani benim izzeti nefsime zarar gelmez. Onlar istediklerini yapsınlar. Bizim için sevgili arkadaşlar sadece Allah'ın bizi nasıl gördüğü, Allah'ın bizim için ne dediği önemlidir. Bana bir Siyonist hani pislik demiş, affedersin, köpek demiş, bilmem ne demiş, çok da tın yani umurumda bile değil. Benim bir de dizimden de ameliyatlıyım, namazda yere oturamıyorum mesela. Dedim ki: 'Allah'ım, bana güç ver.' Yere oturtturdular. O zaman kelepçe takmadılar bize. Savunma Bakanı geldi o Gvir denilen gavur geldi. Onu onu taklit etmek istiyorum eğer müsaade ederseniz. Şimdi diyelim ki siz bodyguard'larsınız, tamam mı? Bodyguard'lar burada, tamam mı? Çıkıyor Gvir böyle saklanıyor. Konuşuyor, konuşuyor, geri saklanıyor. Biz kahkaha attık.

İkbal Gürpınar katil İsrail’in işkencelerini A Haber canlı yayınında anlattı: Gvir denilen gavur!

"ALLAH BİZE YOL AÇTI"

Yani bizi yere yatırıp, yere oturtturup, o adama yukarıdan bizi konuşturttular. Ama kendileri o kadar komik ve o kadar korkaktı ki biz dalga geçtik ve orada 'Özgür Filistin' dedik. 'Katil terörist' dediler. Ondan sonra İngilizce bilenler İngilizce, Arapça bilenler Arapça, 'Katil sensin, terörist sensin!' diye bağırdılar. Biz tekrar ederken kameralar bizi çekti. Acaba kimler hani protesto ediyor diye, kimler korkup susuyor. Hepimiz, bir Allah bize yol açtı yani. Tam ben bağırırken adam başka yere çekti, beni çekmedi mesela, tamam mı? Ama tabii kudurdular bu kadar insanın korkmadan onlara kafa tutmasına ve sonra ters kelepçe yaptılar. Beni de yapmaya kalkıştılar. Benim dedim, 'Omzum kırık, ben yapamam.' Bana acıdılar nasıl olduysa.

İkbal Gürpınar katil İsrail’in işkencelerini A Haber canlı yayınında anlattı: Gvir denilen gavur!

"EŞYALARIMIZI TAMAMEN ÇALDILAR"

Yani kadınların çoğunda vücudumuz mosmor. Ama dayak yemedik. Sürekli müdahale, sürekli itip kakma oldu. Omzundan itiyor, bilmem ne yapıyor vesaire. Ondan sonra kelepçeden sonra bizi işte içeri götürdüler. Eşyalarımızı tamamen çaldılar. Saati olanların saati, güya çöpe atıyormuş gibi yaptılar. Polisler çöpten gelip araklayıp ceplerine koydu her şeyi.

Değerli eşyaları aldılar ama ilaçlarımızı, benim sürekli içmem gereken kan sulandırıcım var, ilaçlarımı çöpe attılar.

İkbal Gürpınar katil İsrail’in işkencelerini A Haber canlı yayınında anlattı: Gvir denilen gavur!

"İÇ ÇAMAŞIRLARIMIZI GÖSTERDİLER"

Oradaki kardeşlerimiz tecavüze uğradılar biliyorsunuz. Filistinli kadınlar, Gazzeli kadınlar tecavüze uğradı. Bizim affedersiniz iç çamaşırlarımızı bayrak gibi valizimizi açıp böyle tek tek gösterip gösterip yere koydular. Bir tane Müslüman kadın hangi ülke bilmiyorum, başörtüsünü aldılar, açık vaziyette herkesin önünde tuttular. Bana onu yapamadılar mesela. Herkese aynı şey herhalde bakınca 'Ha bu kadının sesi çıkıyor filan' diye mi, şansımıza mı bilmiyorum. Benim orada başörtümü çıkartırdılar ama ben hemen tekrar taktım. O kadını başı açık beklettiler. Ondan sonra işte valizlerimizi boşalttılar, attılar her... Montumu çaldılar vesaire. Ondan sonra esas dava başladı. Bizi dört kişilik hücrelerin olduğu bir otobüse bindirdiler. 6-7 saat demirin üstünde, hava alacak hiçbir yer yok, sadece klima var ve hava soğuktu akşam. O şeylerin içine koydular, kafeslerin, kafes demeyeyim de tabut gibi bir şeylerin içine koydular. Otobüste klimayı da sonuna kadar açtılar ve en düşük seviyeye getirdiler ve üzerimizde incecik şeyler var. Hiçbir şeyimiz yok.

Bunu kasten yaptılar. Ondan sonra bir yere getirdiler. Çöllerden geçtik. Biz nereye gittiğimizi anlayamadık yani bu kadar büyük müydü onların sınırı diye. Sonra bizi götürdükleri yer hapishaneymiş ve geçmişte Filistinlilere en çok işkence ettikleri ve öldürdükleri hapishaneymiş.

İkbal Gürpınar katil İsrail’in işkencelerini A Haber canlı yayınında anlattı: Gvir denilen gavur!

"ÇIRILÇIPLAK SOYDULAR"

Ondan sonra bizi affedersin bir odaya aldılar. O odada çırılçıplak soydular. Çırılçıplak soyduktan sonra bize hapishane kıyafeti verdiler, 'Onu giyeceksiniz' diye. Kendi kıyafetlerimizi çöp poşetine doldurdular. Ve o aynı odanın içinde 5-6 kişi aynı anda soyunuyor. Hani birbirimize haramız biliyorsunuz göğüs ve diz altı. Birbirimizin gözlerimizi kapatıyoruz ki en azından birbirimizi görmeyelim diye yani. Ondan sonra fakat o askerlere karşı Allah bize bir güç verdi.

"TÜRKİYE ÇOK BÜYÜK BİR DEVLET"

Sonra alıp artık hücrelere koydular. Sonra bir gecede üç kez hücre değiştirdiler bizi. Uyutmadılar. Gece erkekler birdenbire cart diye ışıkları yakıp odalarımıza girdi. Bağırıp çağırıp hepimizi çıkarıyor. Nereye gideceğimizi bilmiyoruz. Orada tek düşündüğüm şey şuydu: Bugün de, dün de hep bunu tefekkür ettim. Türkiye Cumhuriyeti çok büyük bir devlet. Eminiz ki gelip bizi kurtaracaklar. Ve bu geçici.

İkbal Gürpınar katil İsrail’in işkencelerini A Haber canlı yayınında anlattı: Gvir denilen gavur!

"KOLALARLA KARŞILADILAR"

Yani 'Su verir misiniz, ilaç içeceğim?' diye kendi adıma değil ama yaşlı İskoçyalı kadın için rica ettim, tamam mı? 'Lütfen' dedim, 'Su verin, kadın ilaç içecek, ilacını verin' falan. 'Vağh!' diyor, domuz gibi. Hepsinin elinde kola vardı arkadaşlar. Bizi kolalarla karşıladılar. Yani o kolaları içenleri Allah'a havale ediyorum. Zehir zıkkım olsun! Evet, kim içiyorsa da zehir zıkkım olsun.

"MOSSAD AJANLARINA PABUÇ BIRAKMAYIN"

Ama çok fazla şu anda MOSSAD ajanı, fitne yaratmak için sanki Müslümanmış gibi mesaj yazıyorlar. Hepimizin paylaşımlarının altına. Onlara pabuç bırakmayın, olur mu? İşte 'Gitti de ne bileyim şov yaptı geldi' diyorlarmış. İşte 'Ulaşamadı sanki bir zafer yapmış gibi.'

"TÜRKİYE NE KADAR BÜYÜK BİR DEVLET DEDİLER"

Türkiye Cumhuriyeti'ne çok teşekkür ediyorum. Türk Hava Yolları öyle bir karşıladı ki bizi... Sanki özel hostesler seçilmişti. Şefkatle! Şefkate o kadar çok ihtiyacımız vardı ki! Ve turistlerin, o yabancı esirlerin hepsi ağladı. 'Türkiye ne kadar büyük bir devlet' dedi. Gurur duyduk.

Hazreti Yusuf'u kuyuda aç bırakmayan Allah, bizden de açlık düşüncesini, susuzluğu yemin ediyorum aldı. Hazreti Musa'dan korkuyu alan Allah, bizden korkuyu aldı. Bunların hiçbirini biz kendimiz yapmadık, yapamazdık. Allah'ın izniyle oldu her şey. Ben tekrar tekrar dualarıyla, paylaşımlarıyla destek veren herkese çok teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız. Şunu unutmayalım: Bütün dünyada sadece 16 milyon Yahudi var. Bunların kaçı Siyonist bilmiyorum. En az 8 milyon Siyonist olduğu söyleniyor. Biz kaç milyarız? 2 milyarız güya 2 milyarız. 2 milyar Müslüman eğer kahvesinden, kolasından, kredi kartından şundan bundan hala vazgeçemiyorsa, o 2 milyarın içinde saymayacak kendini. 1.

İşte biz diyelim ki 1 milyar Müslümanız. 1 milyar insan bir kere tükürse, 8 milyon insanı biz tükürüğümüzle boğmuş oluruz. Yani korkmayacağız, tamam mı? Korkmayacağız. Biz kendi ekmeğimizi kendimiz yapalım. Kendi ürünlerimizi kendimiz üretelim. Kendi savaş uçaklarımızı kendimiz yapalım. Zaten bunların affedersiniz de biraz kaba olacak, kudurmalarının sebebi bu. Bir türlü bizi zayıflatamadılar. Ekonomik kriz yaptılar, doları yükselttiler, bilmem ne yaptılar. Hala biz bak burada tek yüreğiz. Başı açığı, kapalısı, hepimiz birlikteyiz, tamam mı? Çünkü bir insan vatansız kalırsa hiçbir şeyi kalmamış demektir.

"TİKTOK'LARINIZI SİLİN"

Biz acaba çocuklarımıza kimleri rol model olarak gösteriyoruz? Altına, hurmayı koyup, tesbihi koyup çırılçıplak masanın üstünde poz veren sahte edepsizleri mi örnek aldırıyoruz? Allah rızası için TikTok'larınızı silin. Allah rızası için çocuklarınızı cep telefonuna mahkum etmeyin, tamam mı? Rica ediyorum. Biz kimleri çocuklarımıza rol model olarak gösterirsek, onlar da büyüdükleri zaman Nene Hatun'un, Nesibe Hatun'u örnek aldığı gibi alacaklar. Lütfen en çok biz örnek olalım evlatlarımıza, tamam mı? Bu bizim görevimiz diye düşünüyorum.