Ayhan Bora Kaplan soruşturması! Gizli tanık üzerinden kumpas iddiaları
Ankara'da suç örgütü lideri Ayhan Bora Kaplan'ın gözaltına alınmasıyla başlayan sürecin ardından çarpıcı gelişmeler yaşanıyor. Dosyada "m-7" kod adı verilen gizli tanık Serdar Sertçelik'in gündeme getirdiği "Devlete yönelik kumpas iddiaları" derinleşti. Soruşturma kapsamında Ankara Emniyet Müdürlüğünde görevli 3 emniyet müdürü dahil 4 kamu görevlisi gözaltına alındı. Sabah saatlerinde gizli tanık Serdar Sertçelik'in yurt dışına kaçırılması ile ilgili 3 sivil ile 1 komiserin daha gözaltında alındığı bilgisi geldi. Gelişmeleri A Haber canlı yayınına katılan uzman isimler değerlendirdi.
Ayhan Bora Kaplan soruşturması üzerinden hükümete kumpas kurulacağı iddiaları gündemdeki yerini korurken, bu sabah saatlerinde yeni bir gelişme yaşandı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan açıklamada, "Serdar Sertçelik'in yasa dışı yollarla yurt dışına kaçırılmasıyla ilgili 3 sivil şahıs ve 1 komiser gözaltına alınmıştır." ifadeleri kullanıldı.
GÖREVİ KÖTÜYÜ KULLANMA
Öte yandan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma kapsamında görevden alınan Ankara İl Emniyet Müdür Yardımcısı, Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü ve Müdür Yardımcısı ile bir komiser hakkında soruşturma başlatmıştı. Soruşturmada polis müdürleri ile komisere, suç işlemek için anlaşmak, adil yargılamayı ve tanığı etkilemeye teşebbüs, görevi kötüye kullanma ve suçluyu kayırma suçlamaları yöneltilmişti.
"KUKLAYI DA KUKLACIYI BİLİYORUZ"
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ve MİT Başkanı İbrahim Kalın ile görüşen Başkan Recep Tayyip Erdoğan dün grup toplantısında olaya dair "FETÖ'ye diyet borcunu ödemek için Yenikapı ruhunu baltalamak isteyenler boş durmuyor. Kuklayı da kuklacıyı da oyunu kimin yazdığını da iyi biliyoruz. Biz o tuzağa düşmeyeceğiz." ifadelerini kullandı.
"BURDAYIZ DİMDİK AYAKTAYIZ"
Başkan Erdoğan, "Bürokratik vesayetin tekrar nüksetmesine fırsat vermeyiz. Son dönemde gündeme gelen her hadiseyi tüm boyutlarıyla en ince detayına kadar takip ediyoruz. Biz buradayız, dimdik sapasağlam ayaktayız." sözlerini kullandı. Türkiye'nin sıcak gündemini A Haber canlı yayınına katılan uzman isimler değerlendirdi.
"DARBE ŞARTLARI OLUŞTURMAK İSTENİYOR"
Sabah gazetesi Ankara Temsilcisi Okan Müderrioğlu: 31 Mart Yerel Seçimlerinin ardından bir hareketlenme olduğunu hissettik. AK Parti'nin seçimlerde 2. parti konumuna düşmesini merkezi iktidar açısından Türkiye'yi yönetilebilirlik açısından sorgulamak isteyenler oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan buna karşı bir reaksiyon göstererek yerel ve merkezi iktidarın farkını ortaya koydu. Burada yapılan salvoları savuşturdu. Bunun ötesinden Cumhur İttifakı içerisinde yer alan MHP'yi tartışmaya açmak isteyenler ve ittifakın sorgulanmasına yönelik hamleler yapanlar oldu. Cumhur İttifakı Yenikapı'da kuruldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan milat olarak Ağustos 2016'yı referans göstermesi önemlidir. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhur İttifakı'nın kuruluş felsefesini ve hangi şartlarda oluştuğunu hatırlatıyorsa bugünde benzeri şartların oluşturulmak istediğine ilişiklin sonuca varmak büyük bir kehanet değildir.
ÇETELERE OPERASYON DÖNEMİ
Ali Yerlikaya'nın İçişleri Bakanlığı görevine gelmesiyle birlikte düzenli olarak ve neredeyse her sabah kamuoyuyla paylaşılan bilgiler içerisinde etkili terörle mücadele bilançosunun ve Türkiye'nin farklı yerlerde suç örgütleri mücadelenin bilgileri paylaşılıyor. Bu hemen her sabah düzenli olarak yapılıyor. Bu dönemde 500'e yakın çete çökertildi. Ayhan Bora Kaplan soruşturması burada oldukça önemli. Bir çetenin varlığını sürdürebilmesi için elbette bütün kurumların kurumsal yapısını gözeterek hassas bir şekilde söylemek istiyorum; Emniyet, Yargı ayağında ilişki içinde oldukları kural dışına çıkan hukuk dışına çıkan aktörler oluyor.
ELEKTRONİK KELEPÇE İLE KORUMA
Bu örgütün içyapısına yönelik operasyon derinleştirildikçe farklı şeyler çıkıyor. Bir gizli tanık yurt dışından getiriliyor, özel teminatlar veriliyor, bir takım ifadeler onun ağzına yakıştırılarak Fetövari yöntemler kullanılarak siyasileri işin içine katacak şekilde nitelik değiştirecek boyutta işlemler yapılıyor. Aslında ilk ifadesinde siyasileri hedef alan hatta gazetecileri içine kattıkları bir bölüm yok. Bunlar hep sonradan ekleniyor. Elektronik kelepçele takılarak gizli tanık altında koruma altına alınıyor. Bu adam sürekli olarak evinden çıkabiliyor oysa 100 metre çapını geçtiğiniz zaman Adalet Bakanlığındaki izleme merkezi Emniyeti uyarır. Ayağı alçıdayken yurt dışına kaçışı sağlanıyor. Bu adam bir cinayetin sanığı olarak gösterildiğini de öğreniyor.
POLİS MÜDÜRLERİ GÜCÜ NEREDEN ALIYOR?
Türkiye'nin 17-25 Aralık Emniyet-Yargı darbesinin nasıl kurgulandığına dair hafızası tazeyken bu işi kalkışanlar bunu becerebilir mi? Bunlar öyle 3 kişi yürek yemiş insanlar olamazlar. Şu anda soruşturmanın merkezinde olan Emniyet Müdür Yardımcısı, Şube Müdürü ve Şube Müdür Yardımcısı bu operasyonu fiilen yapan isimler. Burada devlet içinde emniyet içinde bir örtülü mücadele var. Bu örtülü mücadele siyasetçileri de işin içine dahil ettirerek kapsam alanı genişletilme suretiyle aslında bu örgüt ve etrafındaki çıkar şebekesinin kendisini koruma faaliyetine de dönüştürülmüş. İşte at izi it izi meselesi burada son derece kritik. Çünkü birbirinden farklı birbirine karşı harekete geçen ve deşifre olacağını anlayınca olayın niteliğini değiştiren buna ciddi bir siyasi boyut katmaya gayret eden ama henüz altını dolduramadan deşifre olan bir yapı var.
MİLLİ İRADENİN YANINDAYIZ
BBP Genel Başkan Yardımcısı Ekrem Alfatlı: Her daim milli iradenin yanında durma iradesini göstermemiz lazım. Millet, devlet ve vatandaşlar olarak bunu bir kenara koymamız lazım. 1980 darbesi, diğer darbeler, e-Muhtıralar, 17-25 Aralık darbesi ve sonunda 15 Temmuz darbesi girişimi millet bunların hepsini iliklerine kadar yaşadı. Şehitlerimiz, gazilerimiz oldu. 17-25 Aralık'tan sonra darbelere millet ve devlet olarak hep birlikte karşı çıktık. Bunlar hafızamızdayken biz BBP olarak anayasamızın kanunların, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, seçilmişlerin milletimizin her zaman yanındayız. Tüm siyasilerin bu duruşu göstermesi gerekir.
YENİ BİR DARBE KUMPASI MI KURULDU?
Burada ciddi bir mesele ile karşı karşıyayız. Olayın geçmişi, süreci ve getirilmek istenen nokta itibarıyla ciddi bir durumla karşı karşıyayız. Bu süreci soğukkanlı şekilde takip etmek gerekir. Bu olay üzerinden bir siyasi karalama, taraf olma ve özellikle seçilmişleri bu anlamda itibarsızlaştırma girişimlerinin farkındayız. Biz şunu biliyoruz ki; devletimiz güçlüdür, kurumlarımız ve hukukumuz güçlüdür. Bunları istismar etmeye çalışan insanlar her daim olacaktır. Türkiye'de kaotik bir ortam oluşturulmak isteniyor. Siyasileri ve siyasetçilerin itibarsızlaştırılması adeta FETÖVARİ bir operasyonun izlerini görüyoruz. Biz her daim vesayete karşı olduk ve milli iradenin yanında durduk.
DÜZMECE DELİK VE TANIKLAR…
Terör ve güvenlik uzmanı Coşkun Başbuğ: Önceden yaşadıklarımız şu anda yaşanan olaylar yapılan resmi açıklamalar bunları üstü üste koyduğunuz zaman hemen akla FETÖ geliyor. Taktik ve tekniklere bakıldığı zaman FETÖVARİ kelimesi bunu tam olarak karşılıyor. 15 Temmuz öncesi benzer yöntemlerle devleti ve mevcut hükümeti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef alan kumpaslar gördü bu millet. Düzmece deliller ve tanıklar çok defa uygulandı. Bunun neticesinde devleti ortadan kaldırmaya kalktılar. FETÖ ve PKK ortak çalışmıştır. Bunun en net örneği Şemdin Sakık'tır. Bu kişi devletin ortadan kaldırmaya çalışan bir teröristtir. Devlet bunu yakalama gayretinde olurken bu terörist Deniz kod adlı bir gizli tanık çıkıyor. İşte bu FETÖ ve PKK nasıl kuruldu? Bunu milletin takdirine bırakıyorum.
3-5 KİŞİNİN YAPACAĞI KUMPAS DEĞİL
O zaman gizli tanıklara üretiliyor; bunların ne söyleyeceği önlerine konuyor. Bunları papağan gibi onları söylüyordu. İşte bunların üzerinden insanlar yargılandı. Bunun üzerinden insanlar cezaevine girdi. Bunu yaşayanlardan biri de benimdir. Yabancı bir durum yaşamıyoruz aslında. Yine aynı yöntem, bilindik işler. Bir suç örgütü var bunun lideri Ayhan Bora Kaplan. Bunun en yakınındaki isim Serdar Sertçelik m7 ismiyle gizli tanık yapılıyor.
Bu gizli tanığın yaralı olarak kaçması sonrasında siyasi isimlerin dahil edildiği bir kumpas var. Bu olay çok net şekilde FETÖ aklıyla bu kumpası kurduğunu gösteriyor. Yine birileri devleti hedef alıyor. Yine birileri Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı ve Cumhur İttifakı'nı hedef alan bir oluşumun peşinde. Böylesi kumpaslar Devlet Bahçeli'nin dediği gibi 3-5 kişinin yapacağı işler değil. İçinde emniyet, adalet ve medya ayağının olması gereken işler var. Bu şeytan üçgenin kurmadan bu tür operasyonlara girişemezsiniz.
ŞEYTAN ÜÇGENİ
Şu anda ülke olarak emniyet ayağını gördük. Soruşturmalar, açığa almalar bunu bize gösteriyor. Bunun arkasında medya ayağı gelecektir. T24 gibi Türkiye aleyhine yayınlar yapan bir mecranın sürekli olarak bunu dillendirmesi ve bazı bilgilerin bunun üzerinden servis edilmesi üzerinde düşünülmesi gereken bir durumdur. Medya ayağı olmadan bu işler yürümez çünkü kurduğun kumpası sen çalar sen söylersin. Amaçları toplumda bir infial yaratmak. Bunu medya olmadan yapamazsınız. Eski bildik FETÖVARİ taktiklerin tamamının uygulandığı bir hadise ile yüz yüzeyiz.