Afyonkarahisar'da 40 direkli Ulu Cami 7 asırdır ayakta
UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi'nde yer alan Ulu Cami yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı olurken, kent halkının da namaz kılmak için geldikleri en önemli mekanlar arasında bulunuyor 1272-1277 yılları arasında 40 direk kullanılarak yapılan Ulu Cami, 7 asırdan fazladır dimdik ayakta duruyor.
Selçuklu döneminde kalma bir eser olan Afyonkarahisar Ulu Cami, 1272-1277 yılları arasında yapıldı. UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi'nde yer alan Ulu Cami'nin yapımında kullanılan 40 direğin önemli bir özelliği bulunuyor. Her biri yapıldığı dönemde bölgede görev yapmış esnafı temsil eden direklerin bir başka özelliği ise kündekâri denilen ağaçların birbirine geçmesi sistemiyle yapılmış olması. İskeleti ayakta tutmak için sadece bağlantı noktalarında 'mıh' adı verilen demirden kesilmiş kalın çivilerin kullanıldığı Ulu Cami, yurt içi ve dışından çok sayıda turistin de uğrak yeri.

Afyonkarahisar Ulu Camii imamı Hasan Balık, 13 yıldır görev yaptığı caminin özelliklerini anlattı. İmam Balık, Nusrettin Hasan Bey tarafından yaptırılan caminin 40 direğin hikayesi olduğunu söyledi. Caminin bulunduğu alanda daha önce çarşı olduğunu aktaran Hasan Balık, çarşıda bulunan 40 esnafın, yine alanda bulunan Hocabey Mescidi'nde ibadetlerini yaptığını söyledi. Balık, "Hocabey Mescidi yangın geçirir. Çarşı esnafı dönemin beyi Sahipataoğulları'ndan Nusrettin Hasan Bey'den cami yaptırmasını ister. Hasan Bey de ahşap ustası ve mimar Emir Hac Bey'den, 40 esnafı temsilen 40 direk yapmasını ister. İçeride gördüğünüz her bir direk o dönemde ticaret yapan esnafı temsil eder" dedi.

Direklerin çam ağacından yapıldığını aktaran Balık, "Çivisiz bir şekilde monte edilmiştir. Kündekâri dediğimiz bir sistemle yapılan eserimizde ağaçlar birbirine geçmeli sistemde yapılmış. Direkleri üzerine kirişler onun üzerine de döşemeler konulmak suretiyle, ancak bağlantı noktalarında 'mıh' diye tabir edilen eski demirden kesme çiviler iskeleti ayakta tutmak için kullanılmıştır" diye konuştu.
Caminin döşemelerinde zamanın halı motiflerine yer verildiğini belirten imam Hasan Balık, halıların yıpranması ve eskimesi ihtimaline karşın motiflerle yeni halı yapılaması için böyle bir uygulama ortaya konulduğunu aktardı.



