İşte Anadolu Efsaneleri
Ağlayan Kaya - Manisa
Manisa'daki Ağlayan Kaya'nın Kral Tantalos'un kızı Niobe olduğuna inanılır... Efsaneye göre Niobe'nin çocuklarının çokluğu tanrıça Leto'yu kıskandırır. Leto, çocukları Apollon ve Artemis'ten Niobe'nin cezalandırılmasını ister.
Onlar da Niobe'nin çocuklarını öldürür. 12 çocuğunu kaybeden Niobe büyük bir acıya kapılır. Baştanrı Zeus bu durumuna son vermek için onu taş haline getirir. Niobe'nin acısı dinmez ve o gün bugündür kayadan gözyaşları süzülür.
Gelin Pınarı Efsanesi
Bu yörede yaşayan ailelerden birinin genç oğlu ile genç kızı evlendirilir Yeni gelin, yöre âdetlerine göre belli bir süre evde kaldıktan sonra, bir gün kayna- nası, geline: "Hadi gelinim Şu bakracı al Sağım yerine getirilen hayvanlarınızı sağ ve sütü al getir" der Gelin, bakracı alır Köyün diğer genç kızları, gelinleri gibi o da sağım yerine gelir ve kendine ait bütün sütlü hayvanları sağar, bakracını sütle doldurur Ancak en son sağdığı kara keçi, birden ayağını vurur Süt dolu bakracı devirir, süt akar gider Gelin, birden şaşırır, çok üzülür ve ağlamaya başlar "Daha yeni gelinim Bana, 'elinden iş gelmez, beceriksiz gelin' diyecekler Benimle alay edecekler" diye sızlanır ve bir yandan da kara keçiye beddualar yağdırır.
O sırada gelinin geciktiğini gören kaynana, yüksekçe bir yere çıkarak acele gelmesi için gelinine seslenir Gelin, mahcup ve üzgün bir şekilde, önündeki boş bakracı, boş götürmek- tense Yaradan'a sığınarak yanındaki pınardan su ile doldurur ve ağzına da bir bez kapatıp, o şekilde getirip sepetin altına koyar Bir müddet sonra, sütü kaynatıp mayalamak için, bulunduğu yerden almaya gelen kaynana, bezi kaldırdığında bakracın içindeki su süt olmuştur Bir kenarda durarak olanları üzüntü ile seyreden gelin, kendisini mahcup etmediği için Tanrı'ya şükreder O gün bugündür, bu pınardan akan sular, koyunlar sağılmaya başlan- dığında, süt renginde akarlar Koyunların sütü kesilince de tekrar tabii rengine dönerler
Kız - Olan Mezarı / Sivas
Eski zamanlarda Şarkışla'nın varlıklı ailelerinden birinin, Bedir adında güzeller güzeli bir kızı varmış. Bir delikanlı Bedir'i istemiş. Ancak Bedir'in annesi Gürcü Hanım, kızını vermemiş. Delikanlı yine de Bedir'le konuşup görüşmek istemiş. Bedir delikanlıyı çok sevmesine rağmen, gören duyan olur diye, cevap verememiş.
Bir zaman sonra Bedir çeşmeye giderken, delikanlı kızı atının terkisine atıp kaçırmış. Bedir'in akrabaları kızlarını kaçıran delikanlıyı yakalamak için peşine düşmüş. Bedir ve sevgilisi yakalanmamak için ekin yığınlarının arasına gizlenmiş. Aramalara rağmen kimseyi bulamayan Bedir'in akrabaları ekin yığınlarını ateşe vermiş. Dışarı çıkamayan aşıklar ekin yığınının arasında can vermiş. Babası kızının yanmış cesediyle karşılaşınca pişman olmuş. Vicdan azabıyla, hatıralarına mezar yaptırmış. O günden sonra halk oraya, Kız-Oğlan Mezarı demiş.