Bunları kim icat etti?
Hergün kullandığımız ‘şeylerin’ hayatımıza nasıl dahil oldukları Kudret Emiroğlu tarafından ‘Gündelik Hayatımızın Tarihi’ isimli bir kitapta toplandı. Kitapta ilk kaloriferden prezervatife, konserveden sutyene kadar geniş bir yelpaze yer alıyor Kudret Emiroğlu’nun kaleme aldığı “Gündelik Hayatımızın Tarihi” isimli kitap İş Bankası Kültür Yayınları tarafından tekrar basıldı. “Gündelik Hayatımızın Tarihi”nde hergün kullandığımız ‘şey’lerin hayatımıza nasıl dahil olduğuna dair araştırmalar yer alıyor. Geniş bir kültür tarihi niteliği taşıyan kitapta, günlük hayata ilginç tesadüfler veya gelişmelerle giren eşya ve uygulamalardan bazıları şöyle:
Doğum günü kızı Kleopatra
Doğum günü kutlama fikri, eski Mısır’da M.Ö. 3000’lerde Firavun’un doğum gününün kutlanmasıyla başladı. Doğum günü kutlanan ilk kadın da Kleopatra oldu. Çocukların doğum gününün kutlanması ise 13. yüzyılda Almanya’da başladı. Çocuk sabah üstünde mum yanan pastayla uyandırılıyor, akşam yemeğinde pasta aile tarafından yenene dek üzerindeki mumlar gün boyu değiştiriliyordu.
Şampuan Almanlardan
Eski Mısırlılar, saçlarını sitrik asitle yıkıyorlardı. Yüzyıllarca evde yapılmış kokulandırılmış sitrik asit ve sabun karışımları da kullanıldı. Kaynamış suda sabuna soda veya potas katarak elde edilen karışım, modern şampuanın atasıydı. 1890’larda Almanya’da ilk gerçek deterjan temeline dayanan şampuan üretildi ve Birinci Dünya Savaşı sonunda piyasaya çıktı.
Sutyeni işçiler getirdi
Her şey Mary Phelps Jacob’un 1913’te yeni aldığı elbiseyle korsesi uymadığı için hizmetçisi Marie ile diktiği ilk sutyenle başladı. Bir kaç arkadaşına yeni icadından hediye eden Jacob, bunun büyük ilgi görmesi üzerine 1914 yılında icadının patentini aldı. Elde birkaç yüz sutyen üreten Jacob, pazarlama sorunlarını aşamayınca patentini 1500 dolara Warner Kardeşler Korsa Şirketi’ne sattı. Türkiye’ye sutyenler 1960’lı yıllardan itibaren Avrupa’da çalışan işçiler tarafından getirildi.
‘Tanrı seni kutsasın!’
Hapşırmak 6. YY.’da İtalya’da yaşanan veba salgınında hastalıkla özdeşleşmişti. Papa Büyük Gregorius, İtalya’yı dehşete düşüren salgına karşı tedbir olarak sağlıklıların hastalara dua etmelerini emreden bir karar çıkardı. Bu karara göre hapşırana “Tanrı seni kutsasın!” denilecek, yalnız olanlar ise “Tanrım bana yardım et!” diye bağıracaklardı. Katolik dünyasının liderinin bu emri vebayla birlikte tüm Avrupa’ya yayıldı.