Bilim dünyasını şoke eden keşif: Uzaylı mumyası iddiası

Mezar soyguncuları bilim dünyasını ikiye bölen bir keşif yaptı. Uzaylı varlıklara ait olduğu iddia edilen yeni mumyalar görenleri ürküttü.

Bilim dünyasını şoke eden keşif: Uzaylı mumyası iddiası

1.70 boyunda bir iskeleti saklayan bu mezar 3.802n. uzunluğunda, 2.20 m. genişliğinde ve 25 cm. kalınlığında oymalı taşla örtülmüştü. Palenque Taşı'nın yüzeyi birbirinden ilginç esrarlı resimlerle dolu.

Bilim dünyasını şoke eden keşif: Uzaylı mumyası iddiası

Esrarengiz bir aracın içinde bir insan görülüyor. Bu aracın alt kısmından ateş fışkırıyor ve aracın içi birçok aletlerle dolu. Palenque taşı konusunda ayrıntılı* bir araştırma yapan "Bilinmeyen Uygarlık Unsurların Araştırma ve İnceleme Merkezi"'nden Guy Tarade ve Andr Millou mezar taşındaki oymayı şöyle açıkladılar:

Bilim dünyasını şoke eden keşif: Uzaylı mumyası iddiası

"Taşın ortasında görünen pilot adını verdiğimiz kişi bir miğfer giymiş ve aracın ön kısmına doğru bakmaktadır. İki eli kaldıraçların üstünde. Şağ eliyle Citroen arabalarınkine benzeyen bir vites kolunu tutuyor. Başı bir desteğe dayanmakta ve burun deliklerine bir soluk alma aygıtı yerleştirilmiş durumda. Füzeleri andıran araç güneş enerjisini kullanan bir uzay gemisi duygusunu veriyor. Füzenin arka kısmında 10 akümülatör yerleştirilmiş. Bunlardan başka, enerji çekmeye yarayan düzenlemeler de görülüyor. Önde dört bölümlü bir motor, arka kısmında da ateş 'fışkıran, bir boruya bağlanmış hücreler, karmaşık uzuvlar var."

Bilim dünyasını şoke eden keşif: Uzaylı mumyası iddiası

GİZEMLİ MUMYA

Bilim dünyasını şoke eden keşif: Uzaylı mumyası iddiası

1932 yılında Pedro Dağlarında bulunmuş bir mumya. (ABD ,Wyoming eyaleti , Casper şehrinin 60 mil güney batısı). Mumya koyu bronz renginde ve oldukça buruşmuş vaziyettedir. Hayattayken boyu 35 cm. ' yi geçmiyordu !!! Röntgen ışınlarıyla yapılan incelemede bu canlının ağırlığının 5,5 kg. olduğu ortaya çıkarıldı. Cinsiyeti erkek ve bütün dişleri yerinde. Öldüğünde aşağı yukarı 65 yaşında idi. Mumya 350 gr. ağırığındadır. Alnı çok aşağıdadır. Ezik bir burnu ile büyük ve geniş burun delikleri vardır. Çok geniş ağzı ile incecik dudakları bulunmaktadır. Bu yaratık bilinen insan türlerinden çok daha küçüktü. Bazı araştırmacılara göre bu çok küçük boyutlarda olan bir ırkın üyesiydi.

Bilim dünyasını şoke eden keşif: Uzaylı mumyası iddiası

KRİSTAL KURU KAFA

Bilim dünyasını şoke eden keşif: Uzaylı mumyası iddiası

Maya dönemine ait 1000 yıllık bu kristal kuru kafa, tek bir blok kristal üzerine oyma olarak yapılmış. Nasıl yapıldığı hala anlaşılamayan kuru kafanın altından tutulan ışık, doğrudan göz çukurundan yansıyor. Bu teknolojinin bugün bile mümkün olmadığı söyleniyor.

Bilim dünyasını şoke eden keşif: Uzaylı mumyası iddiası

RONGORONGO YAZISI (PASKALYA ADASI)

Paskalya Adası benzeri olmayan büyük taş heykellerinin (moai} dışında esrarengiz bir yanı da rongorongo ("şarkılar" ya da "ezberler") adı verilen kendi yazısına sahip olmasıdır. Bu o kadar egzotik ve esrarengizdir ki, 1860′da Avrupalılar tarafından keşfedildiğinden beri rongorongo yazısıyla yazılı tahtadan tabletler çözüm meraklıları için âdeta bir mıknatıs olmuştur.

Bilim dünyasını şoke eden keşif: Uzaylı mumyası iddiası

Honolulu'dan Santiago'ya ve Avrupa başkentlerine kadar, muhtemelen bir köpekbalığı dişi, kuş kemiği ya da bir obsidyen parçasıyla tahtaya kazınmış olan 25 rongorongo kitabesi vardır. Paskalya Adası'nda bir tane bile kalmış değildir. Çoğu Büyük St. Petersburg tableti gibi şu anda bulundukları yerlerin adlarıyla anılırlarsa da, bazıları yumurta biçimi nedeniyle Rapa Nui dilindeki adıyla Mamari ("yumurta") olarak bilinir. Bu yazıların çoğu çok kısadır, ancak en büyüğü ve uzunu olan Santiago bastonunda 126 x 6,5 santimlik bir tahta üzerinde 2300 karakter vardır. Bir Avrupa ya da Amerikan küreğinden yapılma ahşap bir tablet olan Tahua'da da 1825 karakter vardır ve bu da en uzun tablet yazısıdır.

Bilim dünyasını şoke eden keşif: Uzaylı mumyası iddiası

PHOENIX IŞIKLARI

Bilim dünyasını şoke eden keşif: Uzaylı mumyası iddiası

UFO'cu olanlar ve olmayanların birbirine karşıt kanıtlar sunarak didiştikleri 13 Mart 1997'de üç saat boyunca Las Vegas'tan Phoenix'e kadar gözlemlenmiş olay.

Bilim dünyasını şoke eden keşif: Uzaylı mumyası iddiası

Yerel hava kuvvetleri üsleri ve haber merkezleri, gökyüzünde ilerleyen dairesel turuncu ışıklar rapor eden binlerce kişi tarafından telefon yağmuruna tutuldukları için santraller kilitlenmiş. Gözlemi yapan tanıkların söyledikleri arasında pek çok ortak nokta var.

Bilim dünyasını şoke eden keşif: Uzaylı mumyası iddiası

Cisim son derece büyük; "V" şekilli, üzerinde pek çok parlak ışık var ve karanlığın içinde sessizce ilerlemiş. Paulden'den Prescott Valley'e doğru ilerleyen cisim burada bulunan halkın tam üzerinden geçmiş, dolayısıyla çok net bir biçimde gözlemlenebilmişti.

Bilim dünyasını şoke eden keşif: Uzaylı mumyası iddiası

UFO'nun bir sonraki durağı Dewey olmuş; aynı zamanda Chino Valley, Tempe ve Glendale'den de gözlemlenmiş. İşin can alıcı kısmı CNN bu olayı canlı bağlantıyla ekranlara yansıtmış. Görüntülenen cisim radarlara da yansımamış. Kısa süre içerisinde Arizona valisi Fife Symington bir basın toplantısı yaparak bunun UFO ile ilgisi olmayan bir doğa olayı olduğunu belirtmiş hatta uzaylı kıyafeti giymiş bir kişiyi yanına alarak dalga geçmiş.

Bilim dünyasını şoke eden keşif: Uzaylı mumyası iddiası

Bir süre sonra işinden ayrılan aynı vali; cismin dünya dışı bir yerden gelme ihtimalinin yüksek olduğunu fakat valilik görevi sırasında böyle bir açıklamada bulunamadığını, konuyla ilgili bir belgeselde dile getirmiş.

Bilim dünyasını şoke eden keşif: Uzaylı mumyası iddiası

EDGAR CAYCE

Bilim dünyasını şoke eden keşif: Uzaylı mumyası iddiası

Edgar Cayce hipnozla uyutulduğu sırada kayda alınan "okumalar"la tanınmış. Trans halindeyken yaptığı teşhisler, nadir vakaların tedavisi için gerekli ilaçların nerede bulunabileceği, astroloji, reenkarnasyon ve Atlantis ile ilgili kehanetlerde bulunmuş.

Bilim dünyasını şoke eden keşif: Uzaylı mumyası iddiası

Kendisi de kendinden oldukça şüpheci olan Cayce, önceleri "uyurken konuşuyorum diye insanları tedaviye kalkamam" diyerek direnmiş. Sonunda bazı şartlarla bu seansları kabul etmiş. Hastaları görmeyecek, para almayacak ve uyku seanslarında bir doktor hazır bulunacak. Uykusu sırasında hastalara koyduğu teşhisler o kadar isabetliymiş ki doktorlar sendikası sekreteri John Blackburn bir komiteyle birlikte seansları izledikten sonra Edgar Cayce'a resmi konsultasyon yapma izni vermiş. Örneğin bir keresinde hipnoz esnasında dört reçete yazdırmış ama bunların kime uygulanacağı bilinmiyormuş. Sonradan kendisine başvuracak hastaların reçetesini 48 saat önce yazdırdığı ortaya çıkmış.

Bilim dünyasını şoke eden keşif: Uzaylı mumyası iddiası

Bir başka seansta da "Codiron" adlı bir ilaç yazdırmış ve yapan firmanın adresini vermiş. Telefon edildiğinde firma; formülü yeni bitirdiklerini ismini henüz koyduklarını söylemiş. Cayce hipnoz uykusundan uyanınca hiçbir şey hatırlamadığını söylüyormuş. Bunu nasıl yaptığı sorulduğunda yaşayan herhangi bir insan beyniyle ilişki kurabildiğini, beyinlerdeki bilgilerden, kendisine gelen hastaları teşhis edebildiğini ve ilaçlar verebildiğini, tüm bunların ışık hızıyla gerçekleştiğini söylemiş. Fakat Edgar Cayce'in bu durumu bugün için dahi açıklanamıyor.

Bilim dünyasını şoke eden keşif: Uzaylı mumyası iddiası

PHILADELPHIA DENEYİ

Bilim dünyasını şoke eden keşif: Uzaylı mumyası iddiası

Görünmezlik ve hatta molekül transferi yani ışınlanma mümkün mü?

Bilim dünyasını şoke eden keşif: Uzaylı mumyası iddiası

Philadelphia Deneyi, diğer adıyla Gökkuşağı Projesi, resmi makamlarca ve hatta deneye katıldığı iddia edilenler tarafından yalanlansa da bilim dünyasının en merak edilen konularından biri.

Bilim dünyasını şoke eden keşif: Uzaylı mumyası iddiası

Deneyin resmi ve bilimsel adı "Project Rainbow" (Gökkuşağı Projesi) idi. Gökkuşağı Projesi, iddialara göre II.Dünya Savaşı sırasında küçük destroyer tipi bir savaş gemisinin başından geçti. Olayın yeri Philadelphia Deniz Üssü'ydü. Amaç ise gemiyi düşmanın fark etmemesi için görünmez yapmaktı.

Projeye göre gemiler düşman radarlarına yakalanmadan istenilen yerde birden ortaya çıkacaktı. Bilimsel tanımıyla 'optikal görünmezlik' diye adlandırılan bu sistemde; özel bir mekanizma veya jeneratörle oluşturulan çok güçlü bir manyetik alanın, önce; hedef gemiyi sarması, sonra da; ışınları veya radar dalgalarını büker yada kırarken de gemiye görünmez sağlaması hedeflenmişti.

Düşüncesi dahi bir mucizeye benziyordu. Ancak iddialara göre proje başarılı olmuştu. Yani gemi fiziksel olarak kaybolmuş ve tekrar geri dönmüştü. Tanıklara göre geminin üzerini bir pelerin gibi saran manyetik alan görevini yapmıştı. Fakat ana hedef geminin kaybolduğu yerde değil, bir başka yerde ortaya çıkmasını sağlayabilmekti yani daha yaygın bir deyimle "ışınlama" yapılmalıydı.

Bilim dünyasını şoke eden keşif: Uzaylı mumyası iddiası

ALBERT EINSTEIN'IN "ÇEKİM VE ELEKTRİKLENMEDE BİRLEŞİK ALAN KURAMI" ETKİSİ

Philadelphia Deneyi'nin temelinde düşünce olarak Albert Einstein'ın "Çekim ve Elektriklenmede Birleşik Alan Kuramı" vardır. Bu teori bu konuyla ilgili kişilerce "Elektronik kamuflaj" olarak tasarlandı. Einstein, bu teorisi 1925-27 arasında Almanya'da bir bilim dergisinde yayınlandı.

Fakat Einstein, bu teoriyi daha denememiş ve daha tam anlamıyla geliştirmemişti.O zamanlardaki amaç, çok güçlü elektromanyetik alanın yapılarak gemilerin görünmez olmaları ve düşman kuvvetlerine karşı korunmasıydı.Hatta bu olayı havada oluşturarak üslerin görünmesinin engellenmesi de düşünülmüştü.

Bilim dünyasını şoke eden keşif: Uzaylı mumyası iddiası

PROJEDE YER ALAN BAZI ÖNEMLİ İSİMLER

Bu deneyin çalışmaları 1930 yıllarda "Project Rainbow" ismiyle başlatıldı. Başlatıldığı yer ise Chicago Üniversitesidir. 1 yıl sonrada bu çalışma Princeton Üniversitesinde devam ettirildi. Bazı önemli bilim insanları da bu projede zaman zaman yer aldılar. Bunlar: Einstein, Dr. Johnvon Neumann ve Dr. Nikola Tesla'dır.