Son dakika: Başkan Erdoğan'dan AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısında önemli açıklamalar
Son dakika haberine göre AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda Konya'da düşen askeri gösteri uçağıyla ilgili açıklama yapan Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Pilot yüzbaşımız şehit oldu, Allah'tan rahmet diliyorum." dedi. Başkan Erdoğan, "Avrupa ülkelerinin hemen tamamı Türkiye'den daha ağır kapatma tedbirleri uyguluyor. Biz Ramazan ayı sonrası vaka sayısını 1000-2000 seviyesine düşürürsek turizm için fırsatımız olacak. Ramazan ayında tedbirlere riayet ederek salgının boynunu da kıracağız. Hepimiz aynı Türkiye gemisindeyiz." ifadelerini kullandı.
Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda önemli açıklamalarda bulundu. Başkan Erdoğan, geçen ay gerçekleştirilen 7. Olağan Büyük Kongre sonrası ilk il başkanları toplantısını düzenlediklerini belirtti.
Her kongre ve her seçimin, yeni bir başlangıç olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Şimdi bir adım daha ötesine gitmiş bulunuyoruz, geçtiğimiz 19 yılda ülkemize kazandırdığımız eser ve hizmetleri de yeni bir başlangıç kabul ederek, 2023 hedeflerimize yöneldik. Büyük kongremize besmele ve Fatiha ile başlayarak niyetimizin hayır olduğu inancıyla akıbetimizin de hayırla neticeleneceğine olan teslimiyetimizi tekrarladık." diye konuştu.
Erdoğan, "Türkiye için güven ve istikrar" diyerek inandıkları yolda hangi istikamette yürüyeceklerinin taahhüdünü millete verdiklerini belirterek, kendileri ile tüm kardeşlerinin, dostlarının ve insanlığın hayrı ve huzuru için yeniden yola revan olduklarını söyledi.
Konya'da düşen askeri gösteri uçağına ilişkin Erdoğan, "Bizim, Türk Yıldızları olarak tanıdığımız ve bildiğimiz uçaklarımızdan bir tanesi eğitim uçuşu esnasında maalesef düşüyor ve pilot yüzbaşımız da şehit oluyor. Allah'tan kendilerine rahmet diliyoruz ve birlikte gelin şahsında tüm şehitlerimizin ruhuna birer Fatiha okuyalım. Gerek ailesine gerekse tüm silahlı kuvvetlerimize ve milletimize başımız sağ olsun diyorum." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, dünyanın koronavirüs salgınıyla açığa çıkan zulüm, çarpıklık, adaletsizlik ve haksızlık batağında daha fazla ilerleyemeyeceğinin her geçen gün daha iyi anlaşıldığına dikkati çekti.
Tarihin bu önemli kavşağında medeniyet nöbetini devralmak için her alanda çok daha fazla çalışacaklarını, gayret göstereceklerini ve mücadele edeceklerinin ahdini milletle paylaştıklarını ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:
"Tüm kalbimizle ülkemizin ve milletimizin önünde yepyeni bir dönemin açıldığına inanıyoruz. Bu yeni süreç, inşallah büyük ve güçlü Türkiye'yi inşa ederek 21. yüzyılın lider ülkesi hedefimize ulaşacağımız bir dönem olacaktır. Hamdolsun artık Türkiye için bu vizyon iç geçirecek özellikle de iç geçirmek suretiyle ifade ettiğimiz bir rüya olmanın ötesinde somut bir hedefe dönüşmüştür. Coğrafyamızdaki bin yıllık varlığımız boyunca defalarca gerçekleştirdiğimiz medeniyet şahlanışlarından birinin tam eşiğindeyiz.
Türk milleti bu noktaya gelememesi için Cumhuriyet tarihimiz boyunca tek parti zulmü ile vesayetle darbe ile terörle engellenmeye çalışıldı. Demokrasimizi güçlendirerek, kalkınmamızı tamamlayarak, altyapımızı kurarak, insan gücümüzü geliştirerek ve vizyonumuzu genişleterek önümüze çıkartılan engelleri birer birer açarak buraya kadar geldik. Herkes kendi hesabını yaparken, kader hükmünü verdi ve kendimizi yeni bir küresel değişimin tam merkezine yerleştirmeyi başardık. Ülkemize kazandırdığımız eserleri ve hizmetleri her fırsatta hatırlatmamızın özetle de olsa sayıp dökmemizin 2023 hedeflerimize ve 2053 vizyonumuza atıfta bulunmamızın sebebi işte budur."
GEREĞİNİ YERİNE GETİRİYORUZ
Erdoğan, "Bunları söylerken madalyonun diğer yüzünü de görmezden gelmiyoruz. Sıkıntılarımız yok mu, elbette var. Bunun için kendi içimizde yapmamız gereken değişimler olduğunu biliyoruz.Teşkilatlarımızdan başlayarak, her seviyede bu değişimi adım adım hayata geçiriyoruz, geçirmeye de devam edeceğiz. Hiç şüphesiz bu süreçte yanlış insanlarla yanlış işlerle ve yanlış yöntemlerle de karşılaştığımız oluyor. Bunları tespit eder etmez asla üstünü örtmüyor, asla yanlışı savunmuyor ve hemen gereğini yerine getiriyoruz getirmeyi de sürdüreceğiz." diye konuştu.
HATALARI DERHAL TELAFİ YOLUNA GİDİYORUZ
"Meclis çalışmalarından, hükümet icraatlarına ve belediye faaliyetlerine kadar her yerde tespit ettiğimiz eksikleri, aksaklıkları ve hatta hataları derhal telafi yoluna gidiyoruz, gitmeye devam edeceğiz." ifadelerini kullanan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Milletle inatlaşılmayacağını, ancak millete ram olunacağını, teslim olunacağını ve hizmetkar olunacağını siyasetinin merkezine yerleştirmiş bir parti olarak, zaten başka türlü de hareket edemeyiz. Bunun yanında karşımızda başka sıkıntılar da var. Mesela uluslararası alanda Türkiye'nin geldiği konumu hala kabullenemeyenler var. Sınırlarımız boyunca terör koridoru oluşturma projesinden hala vazgeçmeyenler var. Tek misyonu ülkemize düşmanlık olan zalim rejimleri ayakta tutmakta ısrar edenler var. İçeride siyasetini kendi ülkesinin ve milletinin felaketi üzerine kuran muhterisler var. Proje genel başkanlar, proje partiler, proje şahsiyetler ve proje kampanyalar üzerinden bizi yıpratarak Türkiye'ye diz çöktürmeye çalışanlar var. Artık tarihe karışmış olmasını arzu ettiğimiz darbe ve vesayet heveslerini buldukları her fırsatta ortaya dökenler var. Bunlara karşı da tavizsiz bir şekilde mücadeleyi sürdürüyoruz. Ülkemizin içerideki ve dışarıdaki kazanımlarından asla vazgeçmeden çok daha iyisi, çok daha fazlası ve çok daha hayırlısı için var gücümüzle çalışıyoruz."
Erdoğan, Türkiye'nin geldiği her seviyenin yeni ihtiyaçları ve yeni araçları gerektirdiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Bir yandan mevcut çalışmalarımızı sürdürüyor ve diğer yandan da kesintisiz reformlarla değişim nehrinde ilerliyoruz. Yeni anayasa teklifimizi bu ihtiyaç ortaya çıkarmıştır. Büyüyen ve gelişen Türkiye'nin yükünü taşıyamayan darbe dönemi anayasasını bir kenara bırakarak, ilk defa siyasetin ve milletin bizatihi kendi eseri olan bir anayasa için kolları sıvadık. Girişimci ve insani dış politikamızın önümüze açtığı yeni alanları en verimli şekilde değerlendirmek için sahada ve masada sıkı bir şekilde çalışıyoruz. Terörle mücadelede 40 yıl sonra nihayet ülkemizin içini tamamen temizleme aşamasına geldik. Ekonomide yatırım, istihdam, üretim ve ihracat temelinde ülkemizi büyütme kararlılığı ile ilerlerken hiçbir temeli olmayan finans hareketlerine karşı da tedbirlerimizi alıyoruz. Sanayi ve ihracat tarafında salgın döneminin ülkemizin önünde açtığı fırsatları değerlendirmek için tüm imkanlarımızı kullanıyoruz. Hamdolsun, bugün üretim tarafında çarklar dönüyor, tırlarımız, uçaklarımız ve gemilerimiz harıl harıl yurt içinden yurt dışına mal taşıyor."
RAMAZAN BAYRAMI AÇIKLAMASI
Erdoğan, salgın tehdit olmaktan çıktığında normalleşme adımlarını hemen başlatırken, tehdit yeniden arttığında mecburen sıkılaştırmaya yöneldiklerini ifade etti.
"Amacımız, ülkemizi ramazan ayında genel olarak dinlendirerek bayram sonrasındaki güzel günler için hazırlamaktır." diyen Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Türkiye'nin tek başına salgın tedbirlerini gevşetmesi, hatta tek başına salgını tümüyle yenmesi önemli değildir. Asıl olan, yakın insani ve ticari ilişki içinde olduğumuz coğrafyalar başta olmak üzere dünyadaki genel iyileşmenin gerisinde kalmamak, hatta mümkünse önünde gitmektir. Bugün Avrupa ülkelerinin hemen tamamı, Türkiye'den daha ağır kapatma tedbirleri uyguluyor. Üstelik bu ülkelerin sağlık sistemleri de tam anlamıyla felç durumdadır. Şayet biz ramazan ayındaki tedbirlerimizle vaka sayılarını birkaç binli rakamlara düşürebilirsek mayısla birlikte başlayacağı anlaşılan turizm sezonu ve bunun içeride yol açacağı ticari hareketliliği yakalayabiliriz.
Aksi takdirde sadece turizmde bir sezonu daha kaçırmakla kalmayacak, yurt dışına yapılacak iş ve aile ziyaretleri de dahil olmak üzere pek çok alanda ciddi sıkıntılar yaşayacağız. Tabii, en önemlisi de kendi vatandaşımızın sağlığıdır. Tek bir insanımızın bile bu meşhum hastalık sebebiyle acı çekmesine, hele hele hayatını kaybetmesine gönlümüz razı gelmez. Ramazan ayının manevi ikliminde tuttuğumuz oruçlar, kıldığımız namazlar ve diğer ibadetlerimiz ruhumuzu zenginleştirirken tedbirlere riayet ederek salgının boynunu da Allah'ın izniyle kıracağız."
TÜRKİYE'NİN EN ÖNEMLİ SORUNU MUHALEFETİN DURUŞUNDAKİ BOZUKLUKTUR
Herkesin aynı Türkiye gemisinde bulunduğunu, kazançların ve kayıpların ortak olduğunu dile getiren Erdoğan, "Salgın sebebiyle yaşadığımız sıkıntıları daha sonraki kazançlarımızın kefareti kabul ederek sabredeceğiz. 'Sabreden zafere ulaşır' diyerek her birimiz kendi alanımızda üzerimize düşenleri yerine getireceğiz." ifadelerini kullandı.
"Hep söylediğimiz gibi Türkiye terörün de ekonominin de uluslararası mücadelelerin de üstesinden Allah'ın yardımı ve milletimizin desteğiyle gelecektir." diyen Erdoğan, Türkiye'nin en önemli sorununun muhalefetin zihniyetinde, dilinde, duruşundaki bozukluk olduğunu söyledi. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"CHP'nin başındaki zatın durumu, bu çarpıklığın en somut örneğidir. Söylediği şeylerin yarısı yalan, yarısı yanlış olduğu halde sanki atomu parçalamanın formülünü bulmuş edasıyla sürekli konuşuyor. Bir yalanı söylüyor, ilgili birimlerimizce gereken cevabı verildiği halde yüzü kızarmadan hemen bir sonrakine geçiyor. Bir iftirayı atıyor, bilgileri ve belgeleriyle doğrusu ortaya konduğu halde ertesi gün arsızca aynı iftirayı tekrarlamayı sürdürüyor. Yanlış bir şey söylüyor, pek çok kanaldan düzeltildiği halde hiç aldırmadan aynı yanlışı tekrar tekrar ifade ediyor. Karşımızda, öylesine şekilsiz bir malzeme var ki neresini düzelteceğimizi biz de şaşırıyoruz. Tek bir konuşmasında, 40 yalanı, iftirayı, yanlışı aynı anda söyleme başarısını gösteren bu zat son dönemde bol keseden vaatler sıralamaya da başladı. Elbette vaatlerine bir dediğimiz yok. Siyasetçi, biz hariç vadeder, milleti ikna edebilirse bunları hayata geçirmek için iş başına gelir. Şayet, vaatlerini yerine getiremezse de sefil bir şekilde oradan ayrılır, Bay Kemal hariç. Ama sorun, bu zatın vaatlerinin dibinin delik olması."
KILIÇDAROĞLU'NA SERT TEPKİ: İNSAN KİMSEYİ ŞAŞIRTMASIN
Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Türkiye'de 10 milyon işsiz var, ben bunu çözeceğim." dediğini anımsattı.
"İşsizliğe çare olarak söylediği projeye kargalar bile gülüyor." ifadesini kullanan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Türkiye'de bunca hastane niye yapılıyor, hani hastane mi veya hasta mı var?' diyor. Salgın başladığında 'Niye daha çok hastane yapmadınız?' diye yakamıza yapışmaya kalkıyor. 'Türkiye'de tarım sektörü ölüyor diye buğday ithal ediyorsunuz' diyor, bu buğdayların gıda sektörünün ihracatı için yapıldığı söylendiğinde de işi hemen sapa samana bağlıyor. 'Türkiye'de üretim bitti, çarklar durdu' diyor, ihracatçıların siparişlere yetişemediği, fabrikaların 3 vardiya çalıştığı söylendiğinde, 'Niye yeni fabrika yapılmıyor?' diyor. Biraz önce grup toplantımızda söyledim. '99 bin esnaf ticaret sicilinden silindi' diyor. Sicile yeni kaydedilen 365 bin esnafı hiç söylemiyor. Bu örnekler o kadar çok ki neresinden tutsanız elinizde kalıyor.
Hadi hepsini bir kenara bıraktık diyelim. Fırsatını her bulduğunda, teröristlerin, darbecilerin, vesayet güçlerinin savunuculuğuna soyunmasına ne diyeceğiz? İşte geçtiğimiz günlerde bir grup emekli amiralin, onun yanında emekli büyükelçilerin ve yine emekli milletvekillerinin, bunlar, hepsi CHP merkezlidir. Yayınladığı ve içinde açık darbe tehdidi olan malum bildiriye onlardan çok daha sıkı bir şekilde sarılıyor. Allah, kimseyi şaşırtmasın. İnsan bir defa şirazeden çıktı mı işte burada olduğu gibi kendini nerede bulacağı belli olmuyor."
Erdoğan, katılımcılardan illerine döndüklerinde, bugünkü AK Parti Grup Toplantısı'ndaki konuşmasında anlattığı gibi 19 yıllık çalışmaları bıkmadan, usanmadan her fırsatta millete anlatmalarını istedi.
Başkan Erdoğan, "CHP'nin başındaki zatın ve yanındaki çetenin, yalanlarını, çarpıtmalarını, iftiralarını, hezeyanlarını, terörist ve darbe seviciliklerini, kadınıyla, erkeğiyle, genciyle, yaşlısıyla, özellikle de muhalifiyle her vatandaşımıza biteviye anlatmanızı istirham ediyorum. Arazi, arazi, arazi. Durmak yok yola devam." diye konuştu.