Sayın Erdoğan karşıtı AKP'liler AK Parti'den ayrılıp
"particikler" kurma yoluna
girince ister istemez bir
"tartışma" yaşandı.
Bu da gayet normal.
Bir süre daha devam eder bu, hovunu alınca da kaybolur gider. Zira malum AKP'liler sahici bir sosyolojiye tekabül etmiyor.
Şahsi çıkar için politika yapanların da kimsecikler avuruna zavuruna bakmaz, şappadak notunu verir.
Hülasa edecek olursak...
"Madem beni o makamdan aldın veya bana o makamı vermedin, o halde hesabını vereceksin!" yollu kin ve intikam hırsıyla hareket edenlere kimse kendini meze yaptırmak istemez.
Elbette bu hırsı envaiçeşit kamuflajlarla gizlemeye çalışıyorlar /çalışacaklar.
Ama beyhude, mızrak çuvala sığmaz.
Çok zorlarlarsa da en fazla kendilerini iptizale uğratırlar. Yani, dahili ve harici bedhahların amacına hizmet ettikleri dımdızlak ortaya çıkar.
***
CHP'liler bu AKP'lilerden çok mutlu ve umutlu. Fakat sevinçlerini
bastırarak sinsice seyrediyorlar.
AKP'lilere ilan-ı aşk edecekler ama AK Partili sosyolojiyi de kendi elleriyle konsolide etmekten çekiniyorlar.
Kendileri çakal ya herkesi sersem sanıyorlar.
Poker oynarken eline iyi kâğıt geçtiğinde sevinçten kuyruğunu sallayan o köpek misali kuyrukları kıpır kıpır, haberleri yok.
Kuyrukları dediğim...
Yeni Samanyolu TV tesmiye ettiğim FOX TV'den Halk TV'ye,
Sözcü gazetesinden Cumhuriyet'e kadar
CHP yandaşı medya işte.
Bir de AK Parti'nin AKP'lilerin temizlenmesini "
yiyin birbirinizi" diyerek keyifle seyredenler var.
Bunlar,
küresel iktidar yandaşı bu Ortodoks muhalifler 15 Temmuz
öncesi Erdoğan ve AK
Parti FETÖ'ye karşı kıyasıya
mücadele ederken de
"yiyin birbirinizi" diyerek
seyretmişlerdi. (Sakın inkâra
kalkışmasınlar, arşivler
ortada.)
Lakin, hiç farkında
değiller şimdi durum bambaşka.
CHP'de "başkan" yarışı
Muharrem İnce, Mansur Yavaş,
Ekrem İmamoğlu arasında falan geçecekti artık
AKP'li Gül (uymazsa Babacan) ve
AKP'li Davutoğlu da var.
Görecekler kim kimi yiyor?
Sevinçleri kursaklarında kalacak. AK Parti sırasını savdı, malum AKP'lilerle biraz da CHP uğraşacak.
Sayın Gül öyle
Abdüllatif Şener veya
Mehmet Bekaroğlu biraderimiz
gibi oturduğu yerde durmaz.
Her şey bir "
intifada" komutuna bakar.
Kılıçdaroğlu fakire sorarsa arkasını (partisini yani) kollasın. "Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak" diye bir şey var.
AKP'li Davutoğlu mu?
Aklıma nedense
Ephraim Kishon'un Tarsus-Ninova hattında çalışan
bir balinaya söylettikleri geldi: "Ben
eski denizciyim Tanrım.. Şimdiye kadar
midemden en ufak bir şikayetim olmadı. Ama İsrail"den bir yolcu daha binecek olursa beni başka bir hatta transfer etmeni istemek zorunda kalacağım..."
AK Parti'de fitne çıkıyor diye sevinirken işin sonunda "balina" olmak da var.
Nihayetinde 1 Kasım 2015 seçimlerinde AK Parti'nin aldığı oyların (yüzde 49,5) kendisine verildiğini iddia edebilen birinden bahsediyoruz.
Bana öyle geliyor ki CHP adayı olarak "
başkan" yapsalar kesmez. CHP Genel Başkanı olmak ister.
Bunlar da yetmez, CHP'yi ben kurdum der.
Bununla da yetinmeyip, "
Atatürk'ü Samsun'a ben gönderdim" der mi, o konuda kesin bir şey diyemem.