94 dakikanın tamamında Beşiktaş'ın istediği oyun vardı. Kayserispor'un ben hiç 4 yediğini hatırlamıyorum. Canlı takım, diri takım. Ağustos, Eylül ayında kurulan bir takımın küme düşme potasında olması doğaldır. Hakan Kutlu ile iki kritik galibiyet de aldılar. 'İçeride' oynuyor diyebiliyoruz artık Beşiktaş'a.
Türkiye'de teknik adamların yanıldığı en önemli konu şu oldu. Alex de Souza, antrenörleri 4-2-3-1'e yönlendirdi. Sosa'ya gelene kadar onun kadar skor katkısı yapan oyuncu gelmedi. Sosa'yı nereye çekti hoca ikinci yarıda, merkeze Atiba'nın yanına. Necip girince onu sağ öne aldı, yine oldu.
Ceza sahası civarında Alex'ten sonra gelmiş en üretken oyuncu Sosa. Bu ülkede 4-2-3-1'i en iyi oynayan oyuncu.
Atiba, Oğuzhan, Sosa… Böyle bir orta sahayla oynuyorsunuz, bir de santrfor Gomez var. Ortalamanın biraz üstünde oynadıkları zaman Beşiktaş kazanıyor. Burada
Olcay, Kerim, Gökhan, Quaresma gibi oyuncuların formu ya da formsuzluğu da Beşiktaş'ı farka götürüyor. Yani ilk dörtlü maçı kazandıran, diğer dörtlü ise farkı getiren oyuncular. Beşiktaş
13 kişi oynuyor, Atiba'yla birlikte. Her yeri
rahatlatıyor. Bazen ileri, bazen geri oynuyor. Top kazanması yüksek, pası iyi, herkesin arkasını kapatıyor. Bir oyuncudan başka ne beklersin, daha ne? Tek eksiği var, o da süratı yok, patlayıcı güç başka bir şey.
Her eve lazım bir oyuncu Atiba.
Sınırda ve çok kritik bir Galatasaray deplasmanı var.
Normal şartlarda Mario Gomez'in çıkarılması gerekiyordu. Önemli bir silahınızdan eksik kalabilirsiniz, sarı kart
sınırı var. Çıkarmama sebebi
bence kaçırdığı penaltıydı,
morali bozulmasın diye düşünmüştür
Şenol hoca. Haber de yollamıştır, eline
koluna dikkat et çıkarken diye. Oğuzhan
iyi oynarken kenara geldi çünkü, o da
sınırda bir oyuncu.
Cenk Tosun'un durumu hakikaten çok enteresan… Milli Takım'ın birinci
ya da ikinci oyuncusu konumunda
değildi yakın zamana kadar ama şimdi
Milli Takım'da da atıyor. Şuna inanıyorum
ki çok çalışıyor. Attığı gol santrfor
golü. Ön direğe gidersin ama oraya koşu
yapıp kafanı çevirmek kolay
değil. Burada işte zemin
çok önemli. Acaba son
anda seker mi diye
düşünmüyor. Usta
santrfor koşusu ve
vuruşu…
Bunu geliştirdi Cenk, özellikle Gomez geldikten sonra bu özelliğini geliştirmeyi bildi.
QUARESMA&VOLKAN DAHA FAZLA ATMALI
Quaresma, Volkan Şen… Bir tarafta da Olcay Şahan, Alper Potuk. İlk ikisi sokakta eğlenen, karanlığa kadar oynayan çocuklar gibi. Oynuyorlar, keyif yapıyorlar. Çalım atmak hoşlarına gidiyor, oynamak hoşlarına gidiyor. Alper ve Olcay ise koşar, disiplinlidir.
Volkan'la Quaresma'nın bir ortak yönleri var, kalitelerinin altında gol atıyorlar. Bu becerilerle ikisinin de daha fazla gol atması gerekiyor aslında. Quaresma'nın şöyle bir özelliği var: Maça iyi başladı mı iyi götürüyor, kötü başlarsa sinirleniyor ve hata yapmaya başlıyor. Çalımlar, topuklar falan istediklerini yapınca rahatladı.
ÖNCE OYNAMAK AVANTAJDIR
Fenerbahçe, Gaziantepspor maçını kazanacaktır diye düşünüyorum. Fikstürde önce oynamanın avantaj olduğunu düşünüyorum. Fenerbahçe'de ister istemez bir stres yaratır. Geriye düştüğün anda
"6 puan geriye düşüyoruz" psikolojisini hissederler. Beşiktaş berabere bile kalsaydı, bunu değerlendirme telaşı oluşabilirdi.
Bu bakımdan Beşiktaş'ın önce oynaması bence önemli bir avantaj. Bir de dün şunu gördük ki Beşiktaş'a karşı 2-0 geriye düşmeyeceksin, gerisini getiriyorlar.