Dolandırıcılar teknolojiyle birlikte yöntemlerini de hızlı bir şekilde yeniliyor. Biz daha eski yöntemlere karşı kendimizi savunmayı öğrenmeden bir yenisi ile karşılaşıyoruz. Bu konudaki risk de her geçen gün daha da tehlikeli bir hal alıyor.
Son günlerde yurt dışı numaralarından yapılan görüntülü bir aramalar
hiç suçu olmayan insanların hayatını kabusa çevirebiliyor.
Arama açılır açılmaz ekrana çocuk istismarı içeren iğrenç görüntüler yansıtılıyor ve o anda şaşkınlıkla ekrana bakan kişinin yüzü kaydediliyor. Ve kabus başlıyor!
Ardından mağdurun görüntüsü, montajla bu içerikle ilişkilendirilmiş gibi gösterilerek hazırlanan sahte videolarla şantaja başlanıyor.
"Ailene, arkadaşlarına göndeririz" tehdidiyle para talep ediliyor.
Kişi bir anda kendini, hiçbir suçu yokken, utanç ve korku sarmalının içinde buluyor!
"Ya inanırlarsa?", "Ya beni dinlemezlerse?" endişesi, dolandırıcıların en büyük silahına dönüşüyor. Sizi istedikleri gibi ellerinde oynatabiliyr.
Mağdurların hiçbir suçu olmamasına rağmen, bir sahte aramayla büyük bir tuzağın içine düşüyor.
Bu durum başlı başına bir suç! Ve yapılması gereken, kesinlikle para ödememek, tüm ekran görüntülerini delil olarak saklayıp derhal emniyete başvurmaktır.
Bu korkunç tuzağın amacı yalnızca para da değil, nsan onurunu zedelemek, itibarıyla oynamak.
Bu yüzden toplumun bilinçlenmesi ve mağdurların susmaması hayati önem taşır.
Bu konuda alabileceğiniz en etkili yöntem bilinmeyenleri rehberinizde olmayan görüntülü konuşma davetini kesinlikle açmamanız.
Bir diğer yöntem ise sizi arayan şüphelilerin aradığı anda ilk önce sizden "alo" sesini beklemesi.
Sakın telefonu açar açmaz karşınızdaki insanlar seslenmeden "alo" demeyin…!