Arap Baharı'nın sonuçları, otoriteryönetimlerin alternatifininsokakta kurulamayacağı gerçeğiniperçinledi... Benim gibi, gençliğindeyoğun şekilde "devrimci romantizme"maruz kalmış bünyelerdebile.
Suriye'ye bakın...
Sizce Suriyeliler, rötuşlu bir BaasFaşizmiyle ülkeyi yöneten Esad döneminde mi daha iyidurumdaydılar yoksa bugün mü?
Bir ülkede, baskıya karşı daha özgür bir atmosfer yaratmanın bedeli vatandaşların yarısının mülteci olması, yüz binlercesinin ölmesi, vatanın kırkparçaya bölünmesi olabilir mi?
Geriye doğru gidin...
Sadece adları kaldı ama Libya'yı, Irak'ı düşünün...
Kim Kaddafi'nin ya da Saddam'ın ülkesine ve halkına şimdiki kukla yönetimler kadar kötülük ettiğini, zarar verdiğini söyleyebilir?
Bu soruyu tanıdığınız sokaklarımızda gördüğünüz herhangi bir Suriyeliye, Iraklıya, Libyalıya sorun...
***
Aynı taktiği bizde de denediler. Adını da "Bahar Gezisi" koydular.
Ama polisin işkence yaptığıçocuklar şablonu ya da açlıktankendini yakan seyyar satıcı klişesiTürkiye'de tutmazdı.
Çünkü ülkede işler iyi gidiyordu. Demokratikleşme adımları atılıyor, büyüme tavan yapıyor, ihracat rekor kırıyor, dolar 1.90'larda geziyordu...
Onlar da Gezi parkının dipleri çiş kokan ağaçlarına sarıldılar. Ve o ağaçlardan sıyırdıkları kıymıkları ekonomimizin, büyümemizin, geleceğimizin etine batırdılar.
Hayatın kendi itirazı olan gençleri, muhalif vatandaşı, hatta hatta "Sandıkher şey değildir" diyen gül gibi "demokratları" bile kafaladılar...
CHP'li Şafak Pavey'in dediği gibi, Türkiye'yi "Beraber iyi salladılar" ama deviremediler!
***
Fransa'da yaşanan "Sarı yelekliler" isyanına bakınca insan ister istemez bu tabloyu hatırlıyor.
Macron "küreselcilerin" adamı ama belli ki gözden çıkartılmış durumda.
Cumhurbaşkanı'nın, dün göstericilerin taleplerini kabul edip ekonomik reformdan geri adım atması da, karşısındakigücü anladığının kanıtı.
Ne yapsın, ittifaksız oyu yüzde 24 olan dahası çok genç ve toy bir siyasetçi. Arkasında halk desteği olmadığı için de, aksiyona reaksiyon gösteren Erdoğan ya da Putin gibi bir "karakter" olamıyor.
Küreselciler vurunca dikleniyor amadik duramıyor.
Dua etsin ki ülkesinde yönetimler, Türkiye ve diğer demokratik devletlerde olduğu gibi sandıkla belirleniyor.
Yoksa sonu, Fransız hava saldırısı sonucu Sirte kentinden kaçarken sokakta yağmacı bir grup tarafından linç edilen Kaddafi gibi olabilirdi.
Bize, ülkeye sahip çıkmanın öncesandığa sahip çıkmakla, yani demokrasiyesarılmakla olacağını gösteren budeneyimleri hiç unutmamalıyız.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.