Hiç lafı dolandırmayalım, edebiyat yapmayalım. Tayyip Erdoğan, dün
2014'te Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aldığı yüzde 51,79 oyu tazeleyerek güvenoyu almıştır.
Dolayısıyla, 16 Nisan referandumunun sonucu
2002'den beri karşısına hep blok olarak çıkan rakiplerini 10 kere yenen halkın o tek adamının "diğerleri" karşısındaki zaferidir.
Diğerlerinin kimler olduğunu biliyorsunuz. Yalnızca
CHP ve HDP değil, evet çıkarsa müzakerelerin gözden geçirileceğini söyleyen
Avrupa Birliği, FETÖ ve PKK da hayır cephesinin bir bileşenidir.
Devlet Bey'in
samimi çabalarına rağmen memleketi Osmaniye'de Hayır'ın yüzde 47'leri bulmasının gösterdiği üzere,
MHP tabanından kayda değer bir evet gelmediği ortada.
Dahası, geçmişte Ak Parti'yi yönetmiş
Davutoğlu ve Gül gibi aktörlerin sahaya inmemeleri ve
ağızlarından "evet" dışında her şeyin çıktığı düşünülürse...
Diğerleri cephesinin yukarıda saydığımız aktörlerden ibaret olmadığı da görülmektedir.
7 Haziran seçimleri sonrası
"Erdoğan gitsin koalisyon kurulsun" yayıncılığına geçen ürkek hayırcı medyanın, Ak Parti tabanına yönelik sinsi manipülasyonlarını saymıyorum bile...
Ama son on beş yılda dokuz kez başaramadıkları gibi bu sefer de yenildiler.
Yeni hükümet modelimiz hayırlı olsun.
Türkiye'nin önü her zamankinden daha açık!
***
Katılım, sistemden umudu gösteriyor
Referanduma katılımın
yüzde 85 civarında olması mutluluk verici. Avrupa ortalamasının katbekat üzerindeki bu oran
seçmenin sistemden umudunun açık bir göstergesi.
Yüzde 51-52 arasında çıkan evet sonucuna gelince.
Birleşik Krallık AB'den ayrılma referandumdan
yüzde 51.9 evet diyorsa...
Trump ABD'ye, bir puan bile değil,
yüzde 0.4 farkla Başkan olabiliyorsa...
Türk halkının 16 Nisan referandumundaki evet oranı da tartışmasız meşrudur.
***
Dersler...
Yazıyı yazdığım saat itibariyle İstanbul ve Ankara'nın seçim sonuçları netleşmemişti. Ancak kıran kırana bir mücadele sürdüğünü, oy oranlarının gidip geldiğini görüyorum.
Ak Parti teşkilatları kuşkusuz bu durumu değerlendireceklerdir.
Hayır cephesinin sonuçlardan alacağı derse gelince... Dün baktım
Evet'in galip geleceği anlaşılır anlaşılmaz seçmene hakaret etmeye, halka kızmaya başladılar.
Çok merak ediyorum,
hezimetlerinin bu kibirden kaynaklandığını anlamaları için sandıkta daha kaç kez yenilmeleri gerekecek?
***
Artık rahatça hayır diyebiliriz
Sizce, 16 Nisan'a dek kahvede, metroda, markette sıkça duyduğumuz "hayırlı günler" temennisini artık daha mı çok işiteceğiz yoksa daha mı az?