Tayyip Erdoğan’a kızıp Feto’nun yandaşı olunur mu?
25.10.2016, Salı
Kendilerini toplumun kültür düzeyinin üzerinde gören ve seçilmişlerin iktidara sahip olmasını kabullenemeyen "Sözde seçkinler"in Tayyip Erdoğan'a kızıp Fethullah Gülen'in yandaşı olduklarını bile görmedik mi?
İşin kötüsü bu tür tutarsızlıklar siyasetçiler tarafından da sergilenir. Örneği, muhalefetteyken söylenenlerin tam tersinin iktidar olunca yapılması değil midir? "Biz iktidarolursak ÇekiçGüç'ün görevsüresini uzatmayacağız" diyenlerin, bu görev süresini kaç kez uzattığını görmedik mi?
Muhalefetteyken "Amerika ile iplerikopartalım" diyenlerin, iktidar oluncabu defa Amerika'nın kucağına oturduğunuda gördük.
Özgür ve özerk olmak
Aktif siyaset dışındaki bağımsız, bağlantısızve özerk olmaları gereken düşünceodakları, her toplum için bir sanaldeniz feneri gibidirler. Bu tür düşünceodakları ülkenin gerçek veya yapay krizlerlekarartılmış siyaset ve düşünce yaşamına,doğrunun ve gerçeğin ışığını tutupyol gösterirler.
Ama bu coğrafyada önyargısız, takıntısız ya da saplantısız olmak galiba pek mümkün değildir. "Barış Açılımı"nı bir Erdoğan Projesi olarak gördükleri için Kürtlere gidip "Öcalan sizi satıyor" diyenleri de görmedik mi?
Egoları şişirmek
Aydınlar olarak da, bazı siyasetçilerinyaptıkları gibi egolarımızı şişirebiliriz. Kendimizi vazgeçilmez ve hatta ölümsüz olarak görebiliriz de. Ama bunu dünyaya, komşulara ve bize göre "Ötekiler" safına yerleştirdiğimiz kişilere ve kesimlere dönük bir nefret operasyonuna dayamaktan kaçınmamız gerekiyor.
Özellikle 15 Temmuz şokunu yaşamış bir toplumun insanları olarak, aklın ve vicdanın sesine kulak vermeyi ihmal etmemekte sayısız yararlar bulmalıyız.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.