CHP'yle yollarını ayırıp parti kuracağı söylenen Muharrem İnce meselesi, aslında o cenahta yaşanan derin çatlağın sadece görünen yüzü. Çünkü CHP'de çok daha derin bir ideolojik tartışma ve ayrılık var. Buna kısaca Sorosçu-Kemalist veya Küreselci-Yerli ayrımı diyebiliriz. Tabi bunlar da kendi aralarında mesela küreselciler ABD'ci- Almancı, Kemalistler ise eski Baykalcı-Sol Kemalistler diye birkaç hizbe ayrılıyor.
Bu ideolojik ayrışma bugüne kadar "CHP bölünecek" korkusuyla hep arka plana itildi. Zaman zaman sol Kemalist- Ulusalcılar çıkış yapsalar da bir işe yaramadı. Özellikle yerli ve milli konulardaki hassasiyeti bilinen Baykalcılar, biraz da Baykal'ın bastırmasıyla hep sustular. Son bir-iki yıldır Yılmaz Ateş ve Mehmet Sevigen gibi isimler çıkıp özellikle dış politika, FETÖ ve PKK konusunda konuştular ama konuştukları gibi de ihraç edildiler.
Burada ilginç olan Muharrem İnce'nin kendini ikinci gruptan da ayrıştırması... Onların Suriye ve Libya gibi dış meselelere, FETÖ ve PKK gibi terör örgütlerine bakışlarını pek paylaşmadı.
Tek neden bu mu bilemem ama Baykalcıları partisine almayacağı söylenen İnce'nin apar topar eski Başbakan Mesut Yılmaz'a, hatta DYP'li HüsamettinCindoruk'a gittiğinin konuşulması manidar bulundu ve şu yorum yapıldı: "O da dostlarını içeride değil dışarıdaarıyor"
Kılıçdaroğlu'nun CHP'yi rotasından çıkarması,İnce'nin de bir kısım CHP'lileri dışlamasızaten kurultay öncesi gündemde olan"Yeni Parti" kurma çabalarını bir hayli hızlandırdı.
İşte CHP'den çıkacak ikinci partiyi onlar kuracak.
Aralarında Yılmaz Ateş, MehmetSevigen, Onur Öymen, Önder Sav veBülent Baratalı gibi tecrübeli CHP'liler varve bugünlerde karar aşamasındalar, ya yenibir parti kurup yola çakacaklar ya da siyasetsahnesinden çekilecekler...
Bu sürecin içinde yer alan siyasi aktörlerden biri şöyle diyor: "15 Ağustos'u bekleyin,sürpriz şeyler açıklayacağız..." Aralarında "parti içinde kalıp mücadeleedelim" diyenler de var ama onlar azınlıkta.
Eğer süreç CHP içinden iki partinin kurulmasıyla sonuçlanırsa ortaya çok ilginç bir durum çıkacak. AK Parti'yi seçimle yenmek için Ali Babacan ve AhmetDavutoğlu'nun partilerine kucak açan, motive eden CHP'nin, "Dimyat'a pirincegiderken evdeki bulgurdan olacak" sözündeki gibi elindeki muhalefet liderliği bile tehlikede. Herhalde küresel güçler de yeni bir Rand Corporation raporu hazırlatırlar...
Bu siyasi tablonun nasıl şekilleneceği gerçekten ilgiyle izlenecek. İnce, parti kurduktan sonra nasıl bir yol izleyecek? CHP'nin başını çektiği Millet İttifakı içinde mi yer alacak yoksa "3. yol" diye yeni bir hat mı oluşturacak ya da Cumhur İttifakı ile mi birlikte olacak? Aynı şey, ikinci partiyi kuracağı söylenen diğer CHP'liler için de geçerli.
Şu da çok merak ediliyor: Peki CHP'den ayrılan İnce ve diğerleri, AK Parti ve MHP'nin oluşturduğu Cumhur İttifakı'nınlaik ayağı olarak demokrasiye daha büyük katkı sunmazlar mı? Böylece Saadet Partisi'nin tersi de gerçekleşmiş olur.
Aslında İnce'nin 2018 Cumhurbaşkanlığı Seçimleri öncesi CHP'nin Abdullah Gül'ü aday göstereceğiyle ilgili bir soruya verdiği cevap, bu konuda bir ipucu olabilir: "Gül 7 yıl cumhurbaşkanlığı yaptı,bu süre içinde hangi yasayı veto etti? Tek yaptığı onların dümen suyuna gitmekti. Böyle şey olur mu? Ben ikisininarasında kalsam Erdoğan'a oy veririm!"
Şimdi Demirelvari "dün dündür bugünbugündür" diyecek ama yine de insanmerak ediyor; 2023'te CHP'nin adayı Gülolsa İnce nasıl bir tavır takınır?
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.