İstanbul seçimlerinin dikkatle izlenmesinden daha doğal bir şey yok. Bunun nedeni de Türkiye'nin en büyük şehri ve ülke ekonomisine katkı vermesi kadar seçimin başa baş geçmesidir.
Bu durumda CHP de olsaydı aynı şeyi yapardı. Bu hukuki bir süreç. Nitekim geçen yerel seçimde CHP Yalova'da aynı şeyi yaparak durumu kendi lehine değiştirdi.
Şimdi herkesin merak ettiği soru şu; sonuç BinaliYıldırım lehine değişir mi?
Bu ihtimal fazlasıyla var ve 550 sandıkta yapılan sayımla ortaya çıkan tablo bunu gösteriyor. Ekrem İmamoğlu, seçimin ertesinde yaptığı açıklamada aradaki farkın 29 bin oy olduğunu ve işin bittiğini söylüyordu.
Sonra ne oldu? Yine kendi ağzından aktaralım: "17 ilçesonuçlandı. 18 bin 742aradaki fark. 119 bin 652geçersiz oy sayıldı."
Yani sadece 550 sandıkta yapılan oy değişimi 10 bini geçmiş. Binalı Yıldırım da umutlu ki şöyle diyor: "Aradaki oy farkı 29binden 18 bine düştü. Kamuoyunu yanlış yönlendirmekistemiyoruz. Sayım tamamenyapıldığındaişin değişeceğinidüşünüyoruz."
Şimdi soralım,AK Parti hiç itirazetmeseydi ne olacaktı? 29 bin oy farkıyla mazbatayı alıp o koltuğa oturacaktınız? Oysa sonuç değişmese bile sadece iki gün içinde çok emin olduğunuz fark neredeyse yarıya indi. Bu yüzden mi apar topar Anıtkabir'e gidip toplumun sinir uçlarını harekete geçirerek kafalarda soru işareti oluşturmak istendiniz?
Bu işin nasıl sonuçlanacağını birkaç gün içinde göreceğiz ama ortada garip şeyler olduğu çok açık. En azından şu anda İmamoğlu'nun rakamıyla 10 bini aşkın oy Yıldırım'a geçmiş durumda. Bu önemli bir gösterge değil mi? Bu sahtekarlığı İmamoğlu nasıl açıklıyor doğrusu merak ediyorum.
Basit bir sandık görevlisi hatası mı yoksa işin içinde başka şeyler var ve onun açığa çıkmasından mı korkuluyor? Şu da çok merak ediliyor; Acaba onlarca tutanakta Binali Yıldırım'ın hanesine "sıfır veya bir oy" yazan görevli ne düşündü?
Hiç mi kafasında soru işareti oluşmadı?
Büyükşehirlerde HDP, İP ve SP'nin rolü
Bu seçimleri etkileyen birçok parametreden söz edilebilir. Kimi ekonomik krizi, kimi beka tartışmasını, kimi adayların profilini öne sürebilir. Kuşkusuz hepsinin oy vermede katkısı oldu. Ancak şu iki şeyin özellikle büyükşehirlerde etkili olduğunu düşünüyorum. CHP Genel Başkanı KemalKılıçdaroğlu'nun 2015'tenbu yana, partisinin oy kaybetmesinigöze alarak sürdürdüğüittifak siyaseti. Bunun birayağında İP ve SP, diğer ayağındaise HDP vardı. Her üçpartinin varlığını sürdürmesiiçin Kılıçdaroğlu, terörümakulleştirme ve sağa kaymasuçlamasını bile göze alarakelinden geleni yaptı. Sonuçtaistediğini de elde etti.
CHP, İstanbul'da belediye meclisinde 3 milyon civarında oy alırken, büyükşehirde 4 milyonu geçen bir oy aldı. Aradaki 1 milyona yakınoyun gerekçesi ekonomiveya daha iyi bir şehirdeyaşamak değil, tamamenAK Parti karşıtlığı veetnik milliyetçilik. Tıpkı 7Haziran seçimleri gibi.
Oy kaydırmalar, sahtekarlıklar bir yana büyükşehirlerdeki bu değişim HDP, İP ve SP oylarıyla gerçekleşti. Onların İstanbul'da belediye meclisinde aldıkları oy toplamı 861 bin. Bunu CHP'ye eklediğinizde büyükşehir oyu çıkıyor. Kılıçdaroğluboşuna HDP, İP ve SP'yegüzellemeler yapmadı.
Acaba onların kaybetmeyi göze alıp, CHP'ye kazandırmalarının nedeni neydi? Sadece AK Parti karşıtlığı ya da AK Parti'nin izlediği stratejinin onları birleştirmesi mi yoksa işin içinde başka şeyler mi var? Önümüzdeki süreçte bu sorunun cevabı aranacak.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.