Yakın tarihimizde gurbetle özdeşleşen kara trenle yolculuk yapmayan çok azdır sanıyorum. Çoğumuzun hafızasında özel bir yeri var bu yolculuğun... Hele doğduğu topraklarda doyamayanlar için çok daha anlamlıdır.
O yolculuğa 13 yaşında çıkanlardan biri de bendim. Yıllar sonra sevgili YavuzBingöl'le sohbet ederken, o klasik yaklaşımıyla; "Dede,anıları tazelemeyene dersin? BirlikteDoğu Ekspresi'yleKars'a gidelim..."
Harika bir öneriydi. Öneriyi hemen Doğu Ekspresi'ni bir turizm fenomenine çeviren eski Ulaştırma Bakanı Kars Milletvekili AhmetArslan'la paylaştım. Onun motivasyon ve desteğiyle harekete geçtik ve birkaç gün önce Ankara Garı'ndan yola çıktık.
Kalabalık grubumuzun içinde Yavuz Bingöl'le birlikte kızı Türkü, Cumhurbaşkanlığı Sağlık ve Gıda Kurulu Üyesi Füsun Kümet, atv Ankara Temsilcisi Şebnem Bursalı, İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi Mehtap Demir Güven, aHaber Program Koordinatörü TuncayGüven ve İnternet Haber'in sahibi HadiÖzışık gibi çok sayıda farklı isim de vardı.
Doğu Ekspresi, son yıllarda sadece bir turizm hareket olarak değil, Türkiye'nin son 15-20 yılda nasıl değiştiğinin de simgesiydi. Yıllar yılı "kara tren" olarak Anadolu'dan iş ve aş bulmak için milyonları büyük şehirlerle buluştururken, bugün tam tersi bir işlevle o insanları ve daha fazlasını Anadolu'yla buluşturuyor.
Ankara-Kars hattında, Kırıkkale'yle başlayan Kayseri, Sivas, Erzincan, Erzurum ve Kars'a uzanan coğrafyanın nasıl değiştiğini izlerken, Sivas ve Erzincan'da sabah güneşinin doğuşuna, öğlenden sonra da Erzurum ve Kars'ın beyaz örtüsüyle gökyüzünün buluşmasına tanıklık ediyorsunuz.
Ama bu yolculuğun en önemli yanı bizzat insanlar... Doğu Ekspresi'ni belki de farklı kılan taraf bu. Trene bindikten bir süre sonra farklı bir komşuluk ilişkisi başlıyor. Önünden geçtiğiniz kompartımanlardaki insanlarla tanış gibisiniz. Selam verip almalar, günaydın diyerek güne başlamalar, sanki çok iyi tanıyormuşçasına söze girip sohbet etmeler, büyükşehirlerde pek olmayan özlemi çekilen şeyler. Doğu Ekspresi bu yanıyla da fark yaratıyor.
Tabi memleketim Kars'ın hakkını da teslim etmek gerekiyor. O yolculuğun sonunda Kars gibi son dönemde bakımsız kalsa da hem şehir mimarisi, hem şehir sosyolojisi açısından ilginç olan bir şehirle tanışmak var. Ayrıca UNESCO listesine girmiş Ani Harabeleri, buz üzerinde kızak keyfi yaşatan Çıldır Gölü, Sarıkamış kayak merkezi ve Kanlı Tabya Müzesi'nin de aralarında olduğu onlarca tarihi yapıyı görmek de yolculuğu anlamlı kılıyor. Yavuz Bingöl'e Doğu Ekspresi yolculuğunu soruyorum, biraz geçmişe uzanıp anlatıyor; "Uzun zamandır böyle bir yolculuğaçıkmak istiyordum. Bana çok iyi geldi. Bu benim ikinci trenle gidişim. İlk kezyıllar önce yine Kars'a askerlik için gitmiştim. Şunu düşünüyorum, insanlardoğduğu topraklarda doysa, kara trenlerhayatımızda bu kadar etkili olmazdı. Ama artık çok şey değişmiş. Geleceğindaha güzel olacağına inanıyorum."
Aynı şeyi bu kez, yol boyu ara ara aradığımKars Milletvekili Ahmet Arslan'a sordum. Arslan, Doğu Ekspresi'ne emek veren ve Kars'ın turizmde yeni cazibe merkezi olmasına öncülük eden biri olarak şöyle diyor: "Tren yolculuğunun bir kültür olduğunubiliyoruz. Bu kültürün canlanması, ilgigörmesi bizi memnun ediyor. Bu yolculuklaKars gibi birçok değere sahipşehrimizi görmek ve gezmek olanağıyakalanıyor. Ama daha önemlisi hemtoplumsal kaynaşmamıza hem de bölgelerimizingelişmesine katkı sunması. Daha da gelişeceğine inanıyorum. Sonyıllarda Türkiye'de yapılan altyapı yatırımlarınınbugün ne anlama geldiği çokdaha iyi anlaşılıyor."
Doğu Ekspresi'nin bizi getirdiği Kars'agelmişken, yerel seçim gündemini de izliyorum. Onu da bir başka yazıda ele alalım.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.