FETÖ lideri Gülen'in Türkiye'den ABD'ye gidişiyle ilgili çok şey yazıldı, konuşuldu. O sürecin en kritik adımlarından biri de Hacettepe Üniversitesi'nden verildiği iddia edilen sağlık raporuydu. Ama ne hikmetse o raporu kimin verdiği aradan geçen 18 yıla rağmen bulunamadı.
Bırakın 18 yılı, son üç yılda yoğunlaşan FETÖ davalarının ve Meclis araştırması komisyonunun gündemine girmesi bile sonucu değiştirmedi.
Bu durum hukuk sistemi ve devletin geleceği açısından ciddi bir sorun. Nasıl olur da bir devlet, kendi üniversitesinde veya hastanesinde verilen bir raporu kimin verdiğini bulamaz.
Meclis Darbe Araştırma Komisyonu, FETÖ lideri Gülen'in tedavi gördüğü Hacettepe Üniversitesi'ne resmi başvuru yaptığında aldığı cevap ise inanılır gibi değil.
Hastane bilgi sisteminde 1998-1999 yıllarında açılmış bir hasta kaydı vardı ama "75yE901458" numaralı o kayıt incelendiğinde kaydın başvurudan sonraki bir tarihte aktarıldığı değerlendirmesi yapıldı.
Yani anlayacağınız "titiz" aramalara rağmen kayıt bulunamadı. Hacettepe Üniversitesi gibi köklü bir kurumun verdiği ve ne dediği anlaşılmayan şu cevaba bakın: "Yetkili kurum ve kuruluşlardanmevzuata ve usulüne uygun olaraktalep edilmesi durumunda hasta kayıtdosyası gönderilebilmektedir. Ancakbu tür durumlarda mutat bir uygulamaolarak tutulan, isteyen kurum veistenme nedenine ilişkin kayda da sözkonusu hastanın dosyasına da olmasıgerektiği yerde rastlanmamıştır."
Şimdi bu mesele bir kez de yargının gündeminde. Yargı da aynı yolu izleyerek bir kez daha Hacettepe Üniversitesi Rektörlüğü'ne başvurdu ve 1996-1999 arasında kimlerin görev yaptığını, raporu kimlerin verebileceğini sordu.
Rektör Prof. Dr. A. Haluk Özen imzalı cevapta "hakem" hastane olarak bir devlet hastanesinin rapor verebileceği belirtildikten sonra şöyle denildi: "Hastane ve ilgilibirimlerdeki kayıtlar yukarıda aktarılanhususlar doğrultusunda 1., 2. sorularınızdave sağlık raporunun hangi tarihteverildiğine ilişkin 3. sorunuzda talepedilen hususlarla ilgili olarak müspetveya menfi bir değerlendirme yapılmasıimkânı da bulunmamaktadır."
Durum gördüğünüz gibi karmakarışık. İyi de o yıllarda kimlerin görevli olduğu bilinmiyor mu? Mahkeme onu da sormuş ve şu isimler bildirilmiş: Rektör Prof. Dr. Süleyman Sağlam, Dekanlar Prof. Dr. Aydın Yavuz Renda, Prof. Dr. AhmetZafer Öztek, Prof. Dr. İskender Sayek,Hastane Genel Direktörü Prof. Dr. MetinÇakmakçı, başhekimler Prof. Dr. MuratTuncer, Prof. Dr. Dinçer Fırat, Prof. Dr. M. Tezer Kutluk.
Şimdi merak ediyorum bu isimlere bu durum, bugüne kadar sorulmadı mı? Hacettepe Üniversitesi Rektörlüğü'nün bugüne kadar verdiği net olmayan cevaplardan anlaşılan ve ima edilen şu: FETÖ lideri Gülen'in raporuna ilişkin kayıt ancak Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde bulunabilir.
İyi de o neden araştırılmadı? Bunu araştırıp bulmak çok mu zor?
Bu işe neden gayri ciddi yaklaşılıyor. Aslında bu olay, FETÖ liderinin etkilediği kitle açısından da çok önemli. Çünkü bu rapor sahte. Ortada bir hastalık yok. Bu ortaya konursa o yapı içinde Gülen'in itibarı yerle bir olur. O günlerde "Türkiye'de doktorlar çare bulamadı" yalanı uydurularak ABD'ye gitti. Ama 18 yıldır dipdiri ayakta. Bu yalanın çökertilmesi gerekiyor. Hacettepe bunu çözmeli ya da çözdürülmeli..
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.