- 16.06.2025, Pazartesi
Küresel tedarik zincirinde zorlu meydan okumalar
OECD'ye göre, tedarik zincirini yerelleştirme ülkeler için dayanıklılığı otomatik olarak artırmayacak. Rapor, tedarik sisteminde yerelleştirmeyi dikkate alan modele dayalı senaryoda, ilgili ekonomilerin yarısından fazlasında GSYH oynaklığının arttığına işaret ediyor. OECD'nin uyardığı bir başka başlık, küresel ticaret ve ithalatın artan konsantrasyonu. Dünya ticaretine konu olan ürünlerin yaklaşık yüzde 30'unda tedarik yalnızca birkaç ülkeye bağlı olacak şekilde 'fazla yoğunlaşmış' durumda. Burada bahsidelen ülkelerin başında elbette Çin geliyor. 1990'ların sonlarına göre, önemli ürünlerin ithalatında konsantrasyon yüzde 50 artmış durumda. Bu artış büyük ölçüde Çin'e olan bağımlılığın, 1990'larda yüzde 5 düzeyindeyken, 2020'lerde yüzde 30'a yükselmesini teyit ediyor. Tersine, ABD, Almanya ve Japonya'ya bağımlılık ise aynı dönemde yüzde 30'dan yüzde 15'e gerilemiş durumda.
OECD bu nedenle önde gelen ekonomilere 'Triple-A' Stratejisi öneriyor. Yani, çevik (Agile), uyumlu (Adaptable) ve hizalanmış (Aligned) bir küresel tedarik zinciri. Mevcut jeopolitik ve jeoekonomik gerginliklere karşı ülkenin küresel ticarette dayanıklılığını arttırmak, riskleri bertaraf etmekten çok, yönetmekten geçiyor. Yani, küresel ve bölgesel jeopolitik riskleri ortadan kaldırmak mümkün olmadığından, yönetmek adına, esasçevik olmak, hızlı tepki ve yön değiştirme yeteneğini geliştirmek önemli. Küresel gelişmelere karşı uyumlu olmak, zaman içerisinde esneyebilme kabiliyetini geliştirmek önde gelen ekonomiler için bir o kadar önemli. Ayrıca, hizalanmış bir şekilde, küresel tedarik zinciri risklerine karşı, ülkenin kamu-özel sektör işbirliği ile ortak hedefler ve çözümler oluşturması bir o kadar gerekli. OECD, bu nedenle üye ülkelerin hükümetlerine de önemli rol düştüğünü hatırlatarak, dayanıklılığı artırmak için kapsamlı politikalar öneriyor.
Örneğin, ticareti kolaylaştıracak, maliyetleri azaltacak adımlar. Gümrük işlemlerinin ve düzenleyici süreçlerin hızlandırılması gibi. Bunun yanı sıra, hizmet sektörü reformları da, taşımacılık, lojistik, finans ve dijital hizmetlerde var olan düzenleme hafifletilmesi de önemli. Hükümetler dijitalleşmenin teşviki konusunda da cesaret vermeye davet ediliyor. Veri yönetimi, öngörü analitiği, bulut sistemlerinin tedarik zinciri dayanıklılığı(TZD) yönetiminde kullanımı gibi. OECD bulut tabanlı çözümler, büyük veri analitiği, yapay zekâ temelli erken uyarı sistemleri gibi dijital araçların, tedarik zincirlerini daha izlenebilir, esnek ve tahmin edilebilir hale getirmesi yönünde bir dijital dönüşüm stratejisi öneriyor. OECD'nin temel yaklaşımı tedarik zincirlerinde sağlamlığın, küresel ticaretten çekilerek değil; tersine risklerin etkin yönetimi ve kamu–özel sektör ortaklıkları yoluyla sağlanabileceği. Politikalar hedefe yönelik, dengeli, açık ve iş birliğine dayalı olmalı. OECD'nin raporu stratejik risk yönetimi, dijital altyapı, düzenleyici reform ve çok taraflı işbirliği üzerine eyleme yönelik net öneriler sunuyor.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- ABD-Çin müzakerelerinde ‘1 yıllık ateşkes’e doğru (31.10.2025)
- 102 yıllık gururla, ‘Türkiye Yüzyılı’na (29.10.2025)
- Türkiye Yüzyılı'nın Stratejik Eşiği (27.10.2025)
- Türkiye'ye saygı yükselirken, dezenformasyon hızlandı (24.10.2025)
- Finansal Kapitalizmin Çöküşü, Üretim Kapitalizminin Dirilişi (22.10.2025)
- Sıfır Atık’ın Küresel Başkenti: İstanbul (20.10.2025)
- IMF: Ekonomiler dayanıklılığa odaklanmalı (17.10.2025)
- ABD-Çin ticaret savaşı derinleşiyor (15.10.2025)
- ‘Recep Tayyip Erdoğan’ markasına paha biçilemez (13.10.2025)
- IMF: ‘Hazır olun, belirsizlik yeni normal’ (10.10.2025)