AB Bakanlığı'nın bir süredir Avrupa başkentlerinde düzenlediği 'Türkiye-AB sivil toplum buluşmaları'nın bu seferki durağı Paris'ti. Türk medyasının, akademi ve sivil toplum dünyasının temsilcileri ile Fransız muhatapları, bir 'zaaflar birliği'olan AB'nin, zaaflarıkaşımak değil, zaaflarıgiderecek çözüm vereformlara odaklandığı,zaaflarıngiderildiği 'yenive taze' bir gündeme ihtiyacı olduğunda mutabık kaldılar. Bizler, Fransızmuhataplarımıza,Türkiye'ye 'imtiyazlıortaklık' teklifinin,Türk toplumundaciddi bir hayalkırıklığı oluşturduğunuaktardık. Onlar da,Avrupa'daki son seçimlerdeöne çıkan 'nefret' söyleminive popülist yaklaşımlarıbertaraf etmek adına, dahafazla sivil toplum işbirliğive daha fazla fikir alışverişiçağrısı yaptı. Öne çıkan birhusus da, basıncı artan küreselmeselelerin, AB kurumlarıve liderleri, Avrupa'nın önceliklisorunlarına ve başlıklarınaalıkoyduğu gerçeğiydi. Euro'nun geleceği,Brexit ve Avusturya'dakurulan yeni hükümet,'birleşik Avrupa' idealiaçısından da, Avrupa'nıntemel değerleri açısındanda önemli riskler oluşturmakta.
Muhataplarımız, Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un Türkiye ve İngiltere'yi ikinci halkada gördüğü 'yeni' bir Avrupa için çalıştığını ifade etti. Bu nedenle, Türkiye ile AB müzakerelerinintıkanmasının kritik nedenlerinden birinin de, AB'nin yeni konumunuhenüztanımlayamamasından, bulamamasından kaynaklandığını vurguladılar. Bu noktada, diyalog vesivil toplum çalışmalarıyla,Türkiye-AB ilişkilerininformatlanması gerekiyor.
Türk tarafının değerli temsilcileri Fransız muhataplarına, Avrupa'nın, AB'nin radikallerin, aşırı sağcılarınbeslediği, istismarettiği 'korkular'ınesiri olarak, geleceğini riske attığını hatırlattılar.
Muhataplarımız, bir iletişimkopukluğununyaşandığını ve Türkiye'den demokratikreformlarve hukukunüstünlüğüne yönelik kararlılık adına, daha fazla sinyal almayı arzu ettiklerini belirttiler.
Okan Müderrisoğlu'nun AB'nin yükümlülükleriniyerine getirmesi gerekennet bir yol haritası olduğu ve bir an önce adalet, özgürlükve güvenlik fasıllarınıaçması gerektiği, Meryem İlayda Atlas'ın 'kolektifriyakârlık' üzerinden, AB'nin 'risk toplumu' formatıyla hata yaptığı ve Orhan Sali'nin de beraber eşit vefarklı nasıl yaşanacağınınunutulduğu ve korkularateslim olanların kaybedeceği noktasında önemli tespitleri oldu. 'Birbirimizinmedeniyet zenginliğininfarkında olmak'adına, AB Bakanlığı'nın'sivil toplum' girişimindenönemli tespitler çıkıyor.
AB Bakanımız Çelik'i, Müsteşar Yenel'i ve Müsteşar Yardımcısı Yılmaz'ı tebrik ederim.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.