“Hep bana, hep bana” diyerek yaşayan ne anlar gönülden, kalpten?
20.04.2017, Perşembe
Pazar günlerini saymazsak...
Bu köşede epeydir, "insan"dan konuşamıyorduk.
Siyasal/sosyal gündem öylesine sıkıştırmıştı ki...
Modern insanın hinliklerive sersemliklerinden,endişelerindenvesevinçlerinden ve elbette bir silah gibi kullandığı o uzun "dil"inden konu açamıyorduk.
Fakat o zaman da siyaseti bir yere kadar anlayabiliyorsunuz.
Kafanıza dank eden siyasal/sosyal gerçekler ses çıkardıklarıyla kalıyor.
***
Bakınız, eski amiral gemisinin meşhur pop sosyologu dün iktidarı "kalp kırmadan gönülfethetme"ye çağırmış.
O halde, soralım... Bu beyefendi kalpten neanlıyor olabilir; gerçekten bir"gönül" sahibi olabilir mi?
Ah! Tabii bu soruların cevabını aradığınızda işler nasıl da karışıyor.
Hatta bu soruların cevabını aradığınızda demokrasi ve iktidar kavramlarına bile derinden bakma imkanı ortaya çıkıyor ki, çok rahatsız edicidir. Çünkü bakanın gözleri kararır.
Mesela "hep bana, hep bana" diyerek yaşayanların gönlü var mıdır?
Yirmi küsur yıl medyanın tepesinde durup hükümetler devirip hükümetler kuran; ömrü sermayeve bürokratik oligarşiyle pazarlıkyaparak geçen biri toplumdaoluşan kalp kırıklıklarını gerçektenciddiye alıyor olabilirmi?
Hazlarının kulu kölesi olanlar gönüller fethetmenin ne anlama geldiğini bilebilir mi?
Geçiniz!
Neyse daha fazla kişiselleştirmeden anlatayım...
Bütün Nişantaşı, Ulus, Çankaya tayfasının bayıldığı tasavvuf piri dahi gayet açık ifade etmiştir zamanında: "Varlığını masivadantemizlemeyende gönüldeneser yoktur!"
Yani görünür madde alemiylehaşır neşir olmaktan başını alamayanbiri ne anlar gönülden ve başkalarınıngönlünü fethetmekten?
***
Meselenin demokrasi ve toplumsal iktidara derinden bakmak ile ilgisinden söz etmiştim değil mi?
Ona da kısaca değineyim..
Elizabeth Farrely "Modernsiyaset şımarık çocukları pohpohlamasanatına dönüştü" derkenhaklıdır. Bu yüzden iktidarlarınhuysuz seçmenleri kaybetme korkusudireksiyonun şirketlere, ordularave karanlık güçlere bırakılmasınaneden oluyor.
Yani hiç lamı cimi yok! Güçlü ve yeni bir siyasetinyolu bir miktar "kalpkırmak"tan geçiyor.
Zor konu...
Ama anladınız siz onu!
Üstelik, yer bitti. Başka zaman devam ederiz.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.