Siz kumru kuşu deyin, ben üveyik diyeyim, meğer onun guguklarıyla uyanmak ne güzelmiş!
Unutmuşum. Ergenlik dönemimin Kafka ruhlusabahlarında odamın havalandırmayabakan penceresinde yuva yapan kumruçifti hatırladım.
Müziğin sesini kısar onların yarenliklerini dinlerdim. Sesleri beni gömüldüğüm karanlıktan çıkarır içimde bir yerlerde sırasını bekleyen aydınlığa doğru sürüklerdi.
Sonra sömestr zamanı teyzemin Pendik'teki kır evine gidişlerimi, orada kumru sesleriyle uyanışlarımı hatırladım.
Twitter sağ olsun, Metin Hoca'dan (Karabaşoğlu) öğrendim. Rahmetli anneannesi "bak bakalım" dermiş torununa, "yedi kez guguğu yaptıysa bahar gelmişdemektir."
Bunu öğrenince saymaya başladım.
Gelmiş. Hem de ne gelmiş!
***
Bugün bunları yazayım istiyorum.
Epey eskiden bu köşede yaptığım gibi.
Fakat acemileşmiş miyim ne!
Neyse... Dün sabah kumruyla göz gözegeldik. Boynunda kolye gibi birhalka. Nasıl yakışmış!
Üzerinde önce bir ürkeklik vardı. Her an uçmaya hazır gibiydi. Gözleri eşini arıyordu sanırım. Yoksa bütün bunlar kumrular hakkında tatlı bir rivayet mi?
Derken içi ısınıverdi birden bana.
Ben çıplak terasa atılmış hasır koltukta oturdum usulca. O iki metre öteme geldi. Anlattı, anlattı. Ah, keşke anlasaydım anlattıklarını!
***
Sonra çok sevgili arkadaşımın kırlık,bağlık arazilerin ortasında yer alanbahçesine gittik.
Boyları belime kadar gelmiş biberiyelerebakakaldım. Zeytinliklerin altınadüzensizce ekilmiş bakla ve bezelyelere,az ötedeki pancarlara baktım, baktım,baktım.
İçim açıldı.
Buradaki ve "öte"deki hayatın hikmetlerine bir kez daha iman ettim.
Üç yıl önce arkadaşım bu araziyi aldığında toprak verimsiz demişlerdi. Eh, gözle de görünüyordu doğrusu. Zeytinlerin işi bitmiş demişlerdi. O kadar içleri geçmiş, kurumuş, sıskalaşmış ağaçlardı üç yıl önce.
Arkadaşım "olur" demişti, "severiz,olur. İnanınca olur. Sabrederizolur."
Hiç şüphe duymamıştım bundan. Çünkü sessizce sever, inanır, sabrederdi.
Baktım, olmuş. Ne güzel olmuş hem de!
***
Ama insanların bir kısmına soracak olursanız... O turistik kasabaya onca yılsonra şöyle bir bakmaya gitmiştim. Gördüm, dönüyorum.
Olmamış. Olmuyor. Sabah akşam mutluluk düşünüpsırf bu yüzden mutsuz düşenler nasıl"ol"sunlar! Neşeyi unutup eğlenceye tapınanlarnasıl "ol"sunlar!
Ama iyiye işaretler de yok değil.
Sabırla bekleyelim bakalım.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.