ENGİN ARDIÇ

"Yapay zekâya" şiir yazdırmışlar.
Bu ülkede hiç zekâsı olmadan şiir yazanlar da çoktur, onun için şaşırtıcı bulmadık. Herkes yazıyor, varsın yapay da yazsın.
"OpenAl" diye bir Amerikan şirketi varmış, herkese açık bir şey geliştirmiş, ne sorarsan cevap veriyor.
Hani bir tarihte Temel bilgisayara "Ne var ne yok?" diye sormuş da bilgisayardan dumanlar çıkmaya başlamış... (Bendeniz de denedim, aynı soruyu sordum, bilgisayar beni bu isimli bir siteye gönderdi.)
Burada, yapay zekâ uyarıyor: "Ben bir yazılım programıyım, lütfen bana insan gibi davranmayın!"
Yani tekme atmayın, tükürmeyin, üstüme işemeyin falan mı demek istiyor?
Fakat kaça alırım ben onun yapaylığını?.. "Dünya Kupası'nı kim kazanır?" diye sormuşlar, "Kupa boyunca en iyi performansı gösteren takım" diye ortadan bir cevap vermiş. Bu olmadı işte.
Yapay zekâ, kuru fasulye tarifi bile veriyor ama Rusya-Ukrayna Savaşı için "Çok üzücü, her iki taraf da hayatını kaybetme riskini taşıyor" diyor...
Tam politikacı olacak bir robot!

***

Yapay robotun Türkçe yazdığı şiirler edebiyatımızın dorukları.
İstanbul için bir şiir yaz, demişler.
Bakın şöyle yazmış:
"Verdim bütün çabam İstanbul'a
Aklımda hep sığmaz bu şehire
Gözlerim ve ruhum hep hep özlem
Bu güzel şehir her zaman bizim"
Bravo! Şiir dediğin böyle olur.
Türkçe arızaları da kendisine aittir tabii.
Ama bunu alınız, Şair-i Azam Abdülhak Hamid ile karşılaştırınız:
"Yılan mı yedim peri mi yuttum?"
Yapayın şiiri devam ediyor:
"Her sokaktan özlem çıkıyor
Şahane bir kent her zaman özlem
Her zaman çok sevdiğim İstanbul"

***

Bakalım bu yapay ne zaman kendisi gibi bir yapay daha üretecek ve bunlar çoğalıp insanlığa savaş açacaklar?
Bir Sarah O'Connor bulmak gerekecek ki bunlarla savaşacak bir insan evladı doğursun.
Fakat hiç öyle gelecekten geçmişe robot mobot göndermeye kalmasınlar, Arnold Schwarzenegger şeklinde bile olsa...
Çünkü robot şallak mallak geliyor.
Burası Amerika değil, öyle elbise ve araba istemeye bir bara mara girerse...
Neye uğradığını şaşırır da Gora filmindeki yumuşak robota döner!