Televizyonda muhteşem bir "lumpenkanalı" var. Toplumun en alttabakasına sesleniyor.
Yok, "Acun'un kanalı" değil, bu daha beter.
En pespaye müzik, en çarçur konular orada. En çarpık çurpuk vatandaşlar da orada.
Dünyada ve Türkiye'de olup bitenlerle de zerre kadar ilgilenmiyor, sabah akşam şakkada şukkada eğlence.
Burada bir de "evlendirme programı" var, her yerde olduğu gibi. Hani hanımlar damat adaylarına "katın varmı, araban var mı,sigortadan emekli misin" diye soruyorlar da, evlenecekleri bey hakkında daha ayrıntılı bilgi toplamak için "sigorta primlerini çalışırken mi ödedin, sonradan açıktan mı yatırdın" diye de ekliyorlar.
Bir de "profesyonel gelin adayları"var tabii, her teklifi reddedecek, ilgiyi canlıtutacak, aydan aya da televizyon şirketindenmaaşını alacak...
Bu programlardan birine Sefer Amca da katılmış, üçüncü kere evlenmek istermiş.
Fakat sunucu hanım deştikçe ortaya müthiş bir gerçek çıktı.
Aşağı yukarı şöyle bir diyalog kuruldu:
***
"Benim manzaram karanlık... Çilekeşlik... Kader... Önce bir evlilikyaptım amcamın kızıyla..."
"Kaç yaşındaydı Sefer Amca?" "On yedi..."
"Sonra ne oldu?" "Resmi nikah yaptırmamıştım... Beş ay kadar oturduk... Sonra, nebileyim artık, benim kabul etmeyeceğimhareketleri yapınca, benim deelimden bir kaza çıktı, kader kurbanıoldum..."
"Öldürdün mü hanımı?" "Kader olarak..."
"Kaç sene yattın içeride?" "On dört yıl."
"Sonra ne oldu?" "Çıktıktan sonra başka bir hanımlaevlendim... O da daha kocasındanboşanmamış... O da beni para içinkafaya aldı... Paramı aldı, evimi aldı,beni öldürmeye kalktı, kendi gitti."
"Kendi nasıl gitti ya?" "Kendini ben öldürmüş oldum."
"Ay onu da mı öldürdün Sefer Amca?" "Bende yalan yok... Dobrayımben!"
***
Krize girdim. Fakat asıl ekranın altında çıkan yazı beni kopardı: "Sefer Bey'e talip olmak istiyorsanızbizi arayın."
Yani intihar etmek için hiç öyle sevimsizyollara gerek yok, tabanca, bıçak, farezehiri falan. Hem düğün dernek yapıyorsun,gerdeğe kavuşuyorsun, hem dekısa sürede Hakk'ın rahmetine... Kendiniöldürmediğin, seni kocan öldürdüğü içingünah da yazmıyor.
Sonunda işin suyunun çıktığını farkettiler, Sefer'e "lütfen programı terket" dediler. Sefer iki kolunu havaya kaldırdı, gol atmış bir futbolcu edasıyla stüdyodan çıktı gitti.
***
Bütün Türkiye'nin böyle olduğunu sanan çok yanılır.
Fakat Türkiye'de bunların olmadığını sanan daha da çok yanılır.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.