Hiç şüpheniz olmasın: "Avrupa Birliği'ne girmektenvazgeçelimmi?" sorusunun cevabı, yüzde 60gibi bir oyla "evet" olacaktır.
"AB ile müzakereleri durduralımmı?" sorusu bu anlamagelmektedir.
Çünkü halkın derdi özgürlükler falan değil, geçimdir.
İnsan hakları falan, halkın değil, aydınların derdidir.
Halkımız örneğin "eşcinsel evliliği" gibi konuları hazmedecek bir halk değildir.
Aslına bakarsanız aydınlarımız da değildir ama durup durup "muasır medeniyetseviyesi" diye öterler.
Çağdaş uygarlıktan anladıkları, "otuzlu yılların" çağdaş uygarlığıdır. Bundan öteye gitmemek gerekir!
Şapka falan... Ama günümüzde şapkanın hiç modası yoktur.
Bunun gibi, "tekeşlilik"... Çokeşli olacağına metres tutmak ya da günübirlik zamparalık daha caziptir.
Niçin? Çünkü Atatürk "iki binonlu yıllara" dair bir şey söylememiştirki! "Günün birindeşapkanın modası geçerse şapkayıçıkarın" da dememiştir.
Evet, Kur'an-ı Kerim'de de cep telefonuna ilişkin herhangi bir tebliğ yoktur.
Nasıl "ilim Çin'de de olsaisteyiniz" (ıtlib-ül ilme velev bisSin) hadisi bize cep telefonu kullanmakonusunda yol gösteriyorsa,çağdaş uygarlık da 2016 şartlarınagöre algılanmak zorundadır amabu Kemalistler'in işine gelmez.
Tek parti yönetimine karşı çıkarlar ama bu "onların" partisi olacaksa ses etmezler.
Tek adam yönetimine karşı çıkarlar, o kişi Atatürk ya da İnönü değilse!
Cihangir entelleri, Avrupa'ya girmeyi "istediğimiz gibi küfüredelim, hatta gençleri ayaklandıralım,kırıp dökelim amaTayyip Erdoğan bize dokunamasın" diye istiyorlar.
İş dünyasının uyanıkları da "hadeyince 35 milyar avro gelecek"diye...
Halkın umurunda değildir.
Çünkü insan hakları karın doyurmaz.
Yolunu bulan Avrupa'ya zaten gitmekte, yerleşebilen yerleşmektedir.
Yani, üye olsak bile asla elde edemeyeceğimiz, Kaf Dağı'nın ardındaki "serbestdolaşım hakkı" için yaltaklanmaya gerek yok. (Üye olsak bile bu hakkı bize vermeyeceklerini açık seçik söylediler.) İç içe geçmiş halkalardan oluşan, merkezden çevreye doğru gittikçe zayıflayan, üstelik sürekli çatırdayan ve kaç yıl daha süreceği pek de belli olmayan bir birlikte "üçüncü sınıfüye" olmanın da ne onuru var ne yararı.
Halkımız artık "3000 yılındaancak girersiniz" gibi onur kırıcıaşağılamalara da kızmaya biletenezzül etmiyor. İpin ucunu koyuvermişdurumda...
Bir referandum yapılırsa, bilinçaltından çıkaracağı Osmanlı refleksi ağır basacaktır: Kefereye müdanaa etmeyelim!
"İngiltere bile çıktı" cümlesi de bunun salçası olur.
Bu halk hem 1961 Anayasası'na hem de 1982 Anayasası'na evet demiş, daha sonra anayasa değişikliklerine de onay vermiş, cumhurbaşkanını önce meclisin seçmesini sonra da kendi seçmeyi istemiş bir halktır. Avrupa Birliği'ne de "vazgeçelimanasını satayım" eğilimiyleyaklaşır.
Hiç şüpheniz olmasın.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.