Kovid-19 vakalarının durağan olduğu günlerdeyiz. Ancak sonbahara yaklaşıyoruz ve bu bile ürkütücü. Salgınla mücadele için maske, mesafe, hijyen ve tabii ki aşı, önemli.
Salgınla ilgili tedbirleri yetersiz gören ve fazla olduğunu düşünenler var. Bunlardan bazıları belki iyi niyetli, ama amaçları iktidar karşıtlığı olanların sesleri yüksek çıkıyor.
Aşı olanların sayısı oldukça yüksek olsa da çeşitli sebeplerle aşı olmayan ve bundan sonra da olmayacaklarını söyleyenler az değil.
Aşının özelliği, virüse maruz kalanların hastalığı hafif geçirmesini sağlaması. Kovid-19'un sıradanlaşabilmesi için toplumsal bağışıklık gerekli. Bu da hastalığın belirtisiz ya da mümkün olduğunca az belirtilerle atlatması ile mümkün.
Olabilecek en kötü şey, salgının ilk dönemlerinde bazı Avrupa ülkelerinde olduğu gibi, sağlık sisteminin hastalara cevap veremez hale gelmesi.
Aşıya karşı olanların, komplo teorileri kokan gerekçelerle yaptıkları propaganda mücadeleyi zorlaştıran unsurlardan.
Ciddi çalışmalar neticesinde bulunan ve son derece ciddi aşamalardan geçirilerek onaylanan aşıların özel niyetlerle üretildiklerini iddia edenler, milyarlarca insanın sağlığını ilgilendiren aşıların keşfedildikleri ve üretildikleri ülkelerde kullanıldığını unutmuş gibiler.
Çin Sinovac aşısı olanların Çince konuşmaya başladığı ve benzeri, aşı karşıtlığının eğlenceli tarafları da var. Aşı karşıtlarının aslında iğneden korkup korkmadıkları bilinmese de, aralarında ulusal ve uluslararası verileri kasıtlı olarak çarpıtanlar mevcut.
Bunlardan hekim unvanı da taşıyan birisi, İngiltere'de aşı olanlarda ölüm oranının daha yüksek olduğu iddiasını ortaya attı. Verdiği çizelge iyice incelendiğinde ise, aşı olmayanlarda ölüm oranlarının olanlara nazaran 13.5 kat fazla olduğu görülüyor.
Sağlık Bakanımız Fahrettin Koca'nın 'Türkiye'de aşılarını tamamlayanlar arasında ölüm vakası yok' açıklaması, ülkemizdeki durumun özeti.
Aşı olmayanlara test zorunluluğu getirilmesinin 28 Şubat yasakları ile eş tutulması ve PCR çubuklarında sağlığa zararlı madde bulunduğu iddiası, bu konudaki mübalağanın zirvesi.
Sonbahara düşük vaka rakamları ve hasta sayısı ile girmek, önemli. Aşı konusunda cesur laflarla kafa karıştıranların süreci zorladıkları aşikar.
Kimse aşı olmaya zorlanamaz, tamam. Ama toplumsal bağışıklığa mümkün olduğunca az zayiatla ulaşabilmek için aşının gerekli olduğu da unutulmamalı…
Aşı konusunu ilgililerin ince eleyip sık dokuduklarını unutmamalı ve salgının etkilerinden bir an evvel kurtulabilmek için aşı olmayı ihmal etmemeliyiz...