Cumhuriyetin kurucu partisi CHP, terör örgütü PKK ile bağlantısı konusunda kimsenin şüphe duymadığı HDP ile ittifakını sürdürebilmek için olmadık atraksiyonlar peşinde.
MHP ele geçirilemediği için oradan koparılabilenlere kurulan İP'de de, HDP ile aynı ittifakta bulunmaktan kaynaklanan tepkiler yükseliyor. Milliyetçi tabana yaslanan İP'le ilgili olarak, ayrılanlarca dile getirilen FETÖ ile ilgili iddialar da yabana atılacak gibi değil.
CHP, İP ve ittifakın diğer üyelerinin, AK Parti'yi devirebilme amacıyla oluşturdukları yapıdan gelen çatırdama sesleri artık ayyuka çıkmış durumda.
Terör örgütünün uzantısı bir parti ile aynı ittifakta olmanın sebebi olarak gösterilen Ak Parti'yi işbaşından uzaklaştırma bahanesinin para etmediği, bir vakıa. Sloganlarla uyuttukları tabanlarından, 'AK Parti'yi gönderdikten sonra yapacaklarınızdan da bahsedin' talepleri yükselmeye başladı.
CHP ve İP içindeki kaynamaların Millet İttifakı'nı parçalama eğilimi, 'dostları ile birlikte' iktidara gelebilme hesapları yapanları telaşlandırmışa benziyor.
Arzu edilmeyen türden gelişmelerin köşeye sıkıştırdığı CHP Genel Başkanı'nın, 'Millet İttifakı'nı dağıtmaya uğraşıyorlar' ve benzeri açıklamaları, siyasetin tabiatını bilenlerce bıyık altı gülümsemelerle izleniyor.
Kılıçdaroğlu, Muharrem İnce ve Mustafa Sarıgül'ün kuracağı partiler yanında çeşitli sebeplerle partiden kopanları önemsemiyor gibi. Ancak CHP açısından turpun büyüğünün heybede olduğunu gösterecek kıpırdanmalar var.
CHP Ulusal Birlik Kadro Hareketinin, "Çağrımız Türkiye'ye, Hedefimiz Ulusal Birlik" başlıklı açıklaması bu kıpırdanmalardan. Önemli isimleri temsil eden bu grubun eleştirilerinin neticelerini kestirmek zor.
'Bugünkü yönetimin CHP'yi tarihi misyonundan, ilkelerinden uzaklaştırdığı' ve 'Kuruluş ilkelerinden sapan CHP'nin Türkiye'ye de zarar verdiğini' vurgulayan açıklama, CHP yönetimi açısından pek hayra alamet değil.
'Mecburen CHP'lilerin işe el atması uzun sürdü belki. Ama geç olsun da güç olmasın denilmiş, malum…