Suudi Arabistan'ı Hac sırasındaki hizmetleri sebebiyle nasıl tebrik etmek gerekirse, başarılı hizmetleri sebebiyle Diyanet İşleri Başkanlığı'nı da, tebrik etmek gerek...
Bir ay gibi kısa bir süre içinde 1 milyon 800 bin hacı adayını ülkede barındıran ve bu süreçte onlara Mekke ve Medine yanında Arafat, Müzdelife ve Mina'da çeşitli şekillerde hizmetler sunan Suudi Arabistan, zor bir işin üstesinden geliyor.
50 binini kendi organizasyonu ile kutsal topraklara götürse de, toplamda 80 binin üzerinde hacı adayına yönelik hizmetler veren Diyanet İşleri Başkanlığı da, takdir edilmesi gereken bir performans sergiliyor.
Kendisi de Hac ibadeti için kutsal topraklarda bulunan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş'ın da yakından takip ettiği çalışmalar, hakikaten yüz ağartıcı.
Diyanet İşleri'nin Mekke-i Mükerreme ve Medine-i Münevvere'de adeta üslenen Hac ve Umre Ekibi, yılların tecrübesi ile çalışıyor. Hacı adaylarının barındırılması, doyurulması, işin sadece bir kısmı.
Diyanet'in Mekke ve Medine'de kurduğu tesislerle yemek meselesini kökünden halletmesi, hacı adaylarını memnun eden hususlardan. Bu şehirlerdeki sağlık tesisleri de keza...
Hacı adaylarının çeşitli ziyaretler yapmaları yanında günün belirli vakitlerinde Diyanet İrşad ekibinin yaptığı toplantılarla bilgilendirilmeleri, sürecin önemli faaliyetlerinden.
Diyanet'in tecrübeli hocaları yanında birçok akademisyenin de bulunduğu İrşad ekibi, hacı adaylarına sadece hacla alakalı değil hemen her mesele ile ilgili bilgilendirmelerde bulunuyor.
Arafat'a çıkılacak günler yaklaştığında Mescid-i Haram'a yönelik servislerin kaldırılması, sürecin sıkıntılı taraflarından birisi.
Sürünerek tavaf...
Hacı adayları Harem-i Şerif'e gidebilmek için kendileri çare aramak durumunda kalıyorlar ve 'sabır hacı, sabır' hitabının en çok duyulduğu olaylar da bu aşamada yaşanıyor.
Kaldıkları yer Harem-i Şerif'e uzak olanların Mekke'nin sıkışık trafiğinde araç bulabilmeleri, ciddi bir problem. İstenilen para ise başka bir mesele. Normal şartlarda mesela 20 Riyal'e gidilebilecek bir mesafe için 50, 100, 200, 300 hatta 500 Riyal isteyenler bile olabiliyor...
Araç bulunabilse bile istediğiniz yere gidebilmenizin garantisi de yok. Hangi yolun ne zaman kesileceği ya da polislerin hangi araca yol verip hangisine vermeyeceği, belirsiz.
Araç bulma konusunda yaşanan sıkıntılar sebebiyle 44 derece sıcak altında uzun mesafeleri yürümek zorunda kalan hacı adayları da, hakikaten zorlanıyorlar.
Hacı adaylarından birçoğunun hacla ilgili hatıraları arasında Mekke'nin çoğu Pakistanlı taksi şoförleri ile ilgili maceralarının ciddi bir yer tutabileceğini söyleyebiliriz. Çünkü Harem-i Şerif dönüşlerinde en çok konuşulan konu genellikle bu...
Altı çizilmesi gereken bir başka husus da, bu ibadeti yapabilmeyi heyecanla bekledikleri anlaşılan insanların şaşırtıcı dayanıklılıkları...
Gençlerle ilgili mesele yok. Orta yaşı da geçtik. Ama 70, 80, 90 yaş civarında çok hacı adayı var... Hatta bu sene 102 yaşında bir hacı adayının bulunduğunu da biliyoruz.
Yaşlılara ilaveten çeşitli şekillerde engelli olan insanlar da var hacı adayları arasında... Tekerlekli sandalyelerle tavaf ve say yapanlar yanında, koltuk değnekleri yardımıyla, hatta sürünerek bu ibadetlerini yerine getirmeye çalışanları görebilmek de mümkün...
Dokunsan düşecekmiş hissi veren yaşlı ninelerin ve dedelerin tavaf ve say sırasında gösterdikleri performans, hakikaten şaşırtıcı.
Hülasa: İnsanlar kendilerini günahsız hale getireceği umulan bu ibadet için hiçbir fedakarlıktan kaçınmıyor, Cenab-ı Hakk'ın emirlerini yerine getiriyorlar..