Papatya falı bakar gibi bir durum...
Birçok kişi Trump'un sözleri sonrası, 'ABD Suriye'den çıkacak, çıkmayacak' diye papatyanın yapraklarını koparırken, Trump da muhtemelen 'çıkalım,çıkmayalım' diyerek aynı işiyapıyor.
Daha önce 'PYD/YPG'ye silah vermeyeceğiz' demiş ve yalanlanmıştı ABD Başkanı. Şimdi de 'Suriye'den çıkabiliriz, çıkmalıyız' gibisinden sözler edip duruyor. Ancak bu sözlerin önünde ya da sonunda 'Suriye'debulunmalarının ciddi maliyetleriolduğunu' hatırlatarak sankibirilerine mesaj veriyor...
Fransa, 'ABD Suriye'den çekiliyor, biz giriyoruz' moduna girmiş olsa da, meselenin bu kadar basit olmadığı açık.
Çünkü Trump'un açıklamaları ABD'nin Suriye'den çekileceğinden çok, burada bulunuşundan rant sağlamaya yönelik gibi. Malum, Trump başkandançok alıştığı şekliyle bir tüccar gibidavranma eğiliminde.
Mesajın öncelikli hedefi belli ki Suudi Arabistan. ABD'nin İran'ı tehdit olarak göstererek bu ülkeyi korkuttuğu ve Suud yöneticilerinin de bu tedirginlik sebebiyle, ABD'nin Suriye'de kalmasını istediği biliniyor.
Meselenin en önemli taraflarından birisi de, ABD'nin Suriye'de kalmasıya da gitmesi ile ilgili esas konununİsrail'le ilgili olması. ABD, İran'ı ve tabii ki bu arada Türkiye'yi dengeleme yanında İsrail'in sıkıntılarını asgariye indirmek için de bölgede...
Gelişmelerin şenlikli taraflarından birisi de, taşeronluk konusu. Birçok bölgede olduğu gibi, Suriye'de de ciddi sayıda asker bulundurmayan ve atraksiyonlarını terörist oluşumlarla yani taşeronluk usulü ile gerçekleştiren ABD, Trump'un sonçıkışı ile kendisi taşeron olmayasoyunmuş durumda.
Suudi Arabistan ve başka bazı bölge ülkeleri adına bölgede bulunuyor gözükerek kasasını doldurmaya niyetlenen ABD, bu arada İsrail'e de kıyak geçmiş olacak.
BÖL, PARÇALA, YÖNET!..
Tabii ABD ile iş tutmaya meraklı ya da mecbur bölge ülkelerinin bilmek istemedikleri esas gerçek ise, derenintaşı ile derenin kuşunu vuranABD'nin, İsrail'e de çıkar sağlama peşinde olduğu.
Bunun için bir yandan İran'ın önünü açan girişimlerde bulunurken, bir yandan da bölge ülkelerine İran korkusu pompalıyor ABD. Bölge ülkeleri de,kendi aralarında konuşup anlaşmayıbir türlü beceremediklerinden, binlerce kilometre öteden gelen ABD'nin çıkardığı fitne sebebiyle hırlaşıp duruyorlar.
Binlerce yıldır beraber yaşadıklarını unutarak...
Sonunda kimin kazançlı çıkacağının ta baştan belli olduğu bir süreç bu. Hesaplar, her ne olursa olsun ABDve İsrail'in kazanacağı ve bütünbölge ülkelerinin kaybedeceğişekilde kurgulanmış durumda.
Ezber bozacak çıkışlar yapılmadığı sürece de bu planın işleyeceğini ve bölgedeki aktörlerin kaybetmeye mahkum olduğunu söyleyebiliriz.
Keşke, bölgede ABD ile iş tutma mecburiyetinde olduklarını zanneden ülkelerin yöneticileri temel bazı gerçekleri kavrayabilseler.
Bazı İslam ülkeleri yöneticileri dost ya da müttefik zannetseler de, ABD'nin hiç birini zerre kadar düşündüğü yok. ABD'nin tek derdi çıkarları. Ve tabii İsrail'in mevcut melanetlerini bundan sonra da sürdürebilmesi...
Ustaca kurguladığı oyunlarla İslam ülkelerini birbirine düşürüyor ve enerjikaynakları açısından zengin bölgeyikontrol için adımlar atıp, bedelini deonlara ödetiyor. Kat kat fazlasıyla hem de... 'Böl, parçalar, yönet!' dedikleri tam da bu işte...
Suud ve Körfez ülkeleri akıllarını başlarına toplayıp gereken tedbirleri bir an evvel almazlarsa, ABD tarafından kullanılmaktan kurtulamayacaklar.
Tepe tepe kullanılmakla da kalmayacak ve bu arada neleri var neleri yoksa kaybetmek mecburiyeti ile karşı karşıya kalacaklar... Hem kullanılacak ve hem desoyulacaklar yani...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.