Birileri yapılamaz, yapılmamalı, aleyhimize olur, oralarda ABD ya da Rusya ile karşı karşıya geliriz gibi bahanelerle engellemeye çalışsa da, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatları başarılı bir şekilde neticelendi.
Şimdi gözler öncelikle Menbiç'e çevrilmiş durumda. Menbiç meselesinin bir şekilde hallinden sonra da, sıranın Fırat'ın doğusuna gelmesi kaçınılmaz.
Başta ABD olmak üzere Suriye konusuna müdahil ülkeler ne hesaplıyor olurlarsa olsunlar, konu Türkiyeaçısından sadece güvenlik değil,nerdeyse bir varlık meselesi.
80'li yıllardan itibaren başımızı ağrıtan PKK probleminin şimdi başka bir veçhe kazanması ve önceleri gizli duran terör destekçilerinin artık maskelerini çıkarmış olmaları, Türkiye'yi 'kendi göbeğinikendisi kesme' noktasına getirdi.
Bir NATO üyesi olarak ittifakın önemli ülkelerinden birisi olan ABD'nin desteklediği terör yapısının tehdidi ile karşı karşıya ülkemiz. Herhangi bir üyeye yapılan saldırının tüm üyelere yapılmış sayılacağı şeklindeki kural başta olmak üzere, normalde gündeme gelmesi gereken birçok konu da göz ardı ediliyor.
Meselenin ittifakla filan alakalı olmadığı, ittifakın patronu olduğunudüşünen ABD'nin bölge ile ilgilihesaplarının olup bitenlerdeöncelik taşıması sebebiyle iyice açığa çıkmış durumda.
Suriye krizinin ilk zamanlarında bölgeye gelmeye ve hele kalmaya hiç niyetli gözükmeyen ABD'nin, şimdi Suriye'nin kuzeyinde bir ordu, dolayısıyla bir koridor devlet oluşturma gayreti arayışına girmesi ise kafaları en çok karıştıran konu.
Suriye'nin kuzeyinde oluşturulması düşünülen yapıya Türkiye'yi yönetenlerin 'terör koridoru' ismini vermeleri boşuna değil. Ülkede çıkan karışıklıklar sonrası, önce mantar gibi ortaya çıkan DEAŞ'ın bölgeye hakimkılınması ve ardından da, PYD/YPG mensuplarına çoğu zaman tekmermi bile sıkılmadan teslimi, iki yapının da ABD güdümünde olduğunun göstergesi...
KORİDOR SAPLANTISI...
Fırat Kalkanı ve ardından Zeytin Dalı Harekatı ile Türkiye'nin terör koridoru ile ilgili hesaplara büyük darbe vurduğu, biliniyor.
Ancak, Suriye'nin kuzeyinde oluşturulup Kuzey Irak'la birleşecek ve ardından Akdeniz'e uzanacak bir koridor artık hayal olsa da, ABD'nin Fırat'ındoğusunda kalarak İran'ı kontrolaltında tutmayı hesapladığını düşünen epey uzman var.
Bu hesabın devamında tabii ki Suriye'den başka bazı parçaların da koparılması ve böylelikle enerji kaynaklarını kontrol etmenin yanında İsrail'in Golan'la ilgili hesaplarınıkolaylaştırmak da var belli ki...
Bu durum, ABD'nin Suriye'ninkuzeyinde 51. Eyaletini kurmayaniyetlendiğini akla getirse de, esassoru, böyle bir yapının kiralık teröristlerkanalıyla uzaktan kumandalı birşekilde oluşturulmasının mümkün olupolmayacağı...
İster PYD/YPG isterse de SDG adını taşıyor olsun, Suriye'deki PKK uzantılarının içinde olacağı her türlü hesaba Türkiye'nin karşı çıkacağı, açık.
Türkiye'nin arzu edilen her şeyi yapan bir ülke konumundan çıkıp, kendisi için gereken her ne ise onu yapan bir ülke haline geldiği konusunda kimsenin şüphesi kalmadı. Ülkemizinhassasiyetlerini hesaba katmayanformüllerin işe yaramayacağı da, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı ile ortaya çıkmış durumda.
Bu hassasiyetin devamı Menbiç ve Fırat'ın doğusunu da kapsadığına göre, hemen güneyimizde 51. Eyaletlerinioluşturmayı hesaplayan ABD'lilerinuzun uzun düşünmeleri gerek...
ABD'nin bölge ile ilgili hesaplarına razı olmakla yetinmeyip katkıda bulunan bölge ülkeleri de, olup bitenler sonunda karşılarına çıkacak faturaları gördüklerinde düşünmeye başlarlar nasıl olsa... 'Biz ne yaptık!..' demeninkimseye faydası olmadığınıbiliyorlardır, umarız...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.