Normal şartlar altında Suriye'nin toprak bütünlüğünü savunması ve bu ülkenin yaşadığı karışıklığın bitmesi için gayret etmesi gereken ABD,Suriye'yi bölmeye ve bu ülkeninkuzeyinde bir koridor devletçikkurmaya niyetli.
Binlerce TIR ve uçak dolusu silah gönderdiği teröristlerden bir ordu ve ardından da bir koridor devletçik oluşturma peşinde olduğu biliniyor ABD'nin. Bu girişimini maskelemek için de, yalan olduğunu herkesin bildiğiDEAŞ'la mücadele argümanını kullanıyor.
Kasım 2017 itibariyle fiili olarak bittiği söylenen DEAŞ'ın, uygun bir bahane olmadığını biliyorlar aslında. Ama açıktan, 'Kuzey Suriye'de bir terördevleti kuracağız' demenin ayıpkaçacağını düşünüyorlar.
Ufak tefek farklılıklar olsa da, ABD'liyetkililerin Türkiye'den beklentisi,yapacakları her şeye kayıtsızşartsız evet demesi. Suriye'yibölmelerine ve sınırlarımızda bir terördevleti oluşturmalarına razı olmamızen temel arzuları. Bu taleplerini demüttefiklik ve benzeri hitaplar eşliğindedile getiriyorlar, utanmadan...
NATO üyesi olan Türkiye'nin sınır güvenliği konusunda hassas olması beklenen NATO üyesi ABD, bu güvenliği berhava edecek adımlar atmaya çalışıyor yani.
Türkiye'ye saldırıyı tüm üye ülkelere yapılmış kabul etmesi ve duruma vaziyet etmesi ümit edilen NATO'dan,yaşananlarla ilgili bir inilti bileçıkamıyor. BM Güvenlik Konseyi ise durumun biçimsizliği konusuna hiç temas etmemeyi tercih ediyor.
Yaşadıklarımızın akıl sır almaz taraflarından birisi de, bilinen bütün uluslararası kuralları yok sayan muhataplarımızın bizim de bu durumu anlayışla karşılamamızı ve kabullenmemizi istemeleri.
Olup biteni olduğu gibi kabullenmemiz yanında, bırakın ülkemizin güvenliğiiçin müdahale etmeyi şikayette bilebulunmamamız, başta ABD olmak üzere batılıların ortak arzusu.
HADİ ORDAN!..
NATO üyesi ve dahi güvenilir müttefikleri Türkiye'nin güvenlik ve benzeri kaygıları bir kenara bırakıp, bölgenin dizaynını seyretmesini ve bu arada terör saldırıları sebebiyle yaşanan can kayıpları konusunda sabırlı olmasını bekliyorlar yani.
ABD ve onunla beraber hareket edenler, sınır güvenliği riski ve bölgenin almasını düşündükleri yeni hal sebebiyle kaybedecekleri konusunda Türkiye'ninfedakarlıkta bulunmasınıistiyorlar... Bunu da müttefikliğin gereklerinden birisi imiş gibi göstererek hem de...
İnsanlar hayatını kaybedebilir...
Türkiye'nin menfaatleri zedelenir...
Milyonlarca mülteciye yaptığı ev sahipliğini sürdürmek zorunda kalabilir...
Bu arada ülkenin tam da burnunun dibinde bir terör devleti kurulabilir...
Yukarıdaki listeyi uzatabilirsiniz.
İşte ABD ve yardakçıları, bütün bu ihtimaller artık ete kemiğe büründüğü halde, müttefiklik yaveleri ile bize sabır diliyor ve dahası fedakarlık talebinde de bulunuyorlar... Fedakarlık, ortak hedefe doğru gidenlerin yekdiğerlerinden bekleyebilecekleri ve yapanın erdemli olduğunu gösteren bir davranıştır... Güya müttefiklerimizin istedikleriise fedakarlık filan değil, olupbiteni anlamazdan gelmemiz, hattayardımcı olmamız...
Türkiye, mağdur durumdaki insanlar ve ülkeler için fedakarlıklarda bulunabilir ve bulunuyor da. Ama varlığı, birliği, huzur ve istikrarı söz konusu olduğunda, gereken her ne ise onu yapar, yapıyor da...
Yani Türkiye birilerinin zannettiğigibi 'saf' filan değildir, asla!..
Güya modern, çağdaş, demokratik değerlere çok bağlı ABD'liler veberaberindekilere verilecek engüzel cevap, Rahmetli ErbakanHoca'nın deyimiyle 'Hadi Ordan!..'demektir herhalde.
Türkiye de, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı ile okkalı bir şekilde 'hadi ordan!' diyor zaten...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.