Yenilen içilende olsun, arzu edilmediği halde karşılaşılan davranışlarla ilgili olsun, hazımsızlık zor şey. Ne yiyip içtiklerini ve bu konuda bir problemleri olup olmadığını bilmiyoruz ama, ABD'lilerin Türkiye'ninbeklemedikleri tavrı sebebiyle ciddibir hazımsızlık çektikleri, kesin.
Hangi Amerika neyi istiyor sorusu, hiç olmadığı kadar anlamlı bir soru şimdilerde.
Başkan ve etrafındakiler ne istiyor, Savunma Bakanlığı yani PENTAGON ne istiyor, CIA neyin peşinde, ABD merkezli Küresel şirketlerin hesapları ne gibi sorular da benzer durumda.
Eskiden bizim bölgemizle ilgili hesaplarının temel verisi, 'ABD'nin menfaatlerinin gereği olarak, şunları şunları yaparız ve bu arada Türkiyede bütün bunlara ses çıkarmaz' cümlesiydi herhalde.
Şimdi denklem kurarken, 'şunu ve şunu belki yapabiliriz ama bu arada belirleyiciolan Türkiye'nin ne yapacağı' demek zorunda kalıyorlar. Ve işte tam da bu sebepten haritaları pusulaları şaşmış durumda.
Suriye'nin kuzeyinde derleyip toparladıkları, silah, teçhizat ve eğitim verdikleri birileri üzerinden bir koridor kurmak istiyorlar, bu belli. Bu koridor, öncelikle bölgede üretilen enerjiyi kontrol etme imkanı sağlayacak onlara.
Enerji hesaplardan birisi. Gelişen veartık kabına sığmayacağı anlaşılanTürkiye'yi de belli ölçüde kontroletmek... Kendi ayakları üzerindedurduğu yetmiyor, başka ülkeleri de bunaözendiriyor Türkiye...
İstemese de son dönemlerde artık Filistin meselesi ile ilgili makul ve mantıklı kararlar alma mecburiyeti ile karşı karşıya kalmış olan İsrail'i de rahatlatacaklar akılları sıra. Suriye'nin kuzeyinde bir koridor, dikkatlerinin oraya yoğunlaşması demek çünkü.
Koridor denilen hayal üzerine bina edilen beklentilerin devamında İran'ı ve Rusya'yı sınırlamak ta var tabii.
Sınırlanacaklar bölümüne Çin ve Hindistan gibi başka ülkeleri de ilave edebilirsiniz.
ESKİ DÜNYA, YENİ DÜNYA...
ABD, dünyanın hala tek kutuplu olduğunu ve bundan sonraki süreci de rahatlıkla kontrol edebileceğini düşünüyor. Dünyanın eski dünya olmadığıgibi, kendisinin de o eski güçlüve burnundan kıl aldırmaz AB Dolmadığını görmek zorunda oysa.
Eskiden menfaatinin gerektirdiği yerlere ordularını, tanklarını, toplarını, uçaklarını, gemilerini yığar bodoslamadan dalardı, malum. Şimdilerde kendisi doğrudanbir yerlere gidebilme şansına sahipdeğil AB D. Bunun için değişik yerlerden temin ettiği taşeronlar aracılığı ile gösteriyor dişlerini.
Biraz macera tutkusu, azıcık ideoloji, mümkün olduğunca dünyalık ve cesaret aşılayacağı farz edilen birtakım uyuşturucu türleri ile motive edilen taşeronlar, işin gösterikısmında başarılı olsalar da, sıkıyagelemiyorlar...
Devlet otoritesi olmayan alanlarda başıboş dolaşıp, tanklarla drift atmak...
Ağır silahlar kuşanıp bol bol 'selfie' çekerek uzak diyarlardaki yavuklusuna göndermek... Bütün bunlar güzel belki.
Ama birilerinin doğupbüyüdükleri için vatan kabulettikleri, başka birilerinin degüvenlikleri açısından 'kırmızı çizgi'olarak değerlendirdikleri yerlerdepisi pisine ölmek, hiç te şık değil.
Her şeyin bir sınırı var... Bölgenin ve bu arada Suriye'nin geleceği konusunda birbirinden çok farklı tahminler var. Ne olacağını kestirebilmek zor. Ama açık olan şu: ABD'nin bölgenin hayrına olmayan niyetleri artık afişe oldu. Yakın tarih, ABD'nin güvenilirbir müttefik olmadığının delilleriyledolu. Yola beraber çıktıklarını yoldabulduklarıyla değiştirmesi, vukuatıadiyeden.
NATO müttefikini bile satan bir ülkenin, taşeronlarını satması çok daha kolay... Bundan sonraki esas mesele, Türkiye dışındaki bölge aktörlerininve taşeron kadrosundakifigüranların akıllarını ne kadar başlarına toplayabileceği ile alakalı...
İstikballeri hiç parlak değil çünkü...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.