Afrika denince aklıma öncelikle Fildişi Sahili, Gine, Gana, Madagaskar gelir nedense. Gördüğüm kadarıyla sefaletleri insanın içiniyakan ülkeler olduklarından belki de...
Cumhurbaşkanımızın son Afrika seyahatine katılan arkadaşların anlattıklarından sonra Mali'yi de ekledim bu listeye... Gerek Afrika'dave gerekse diğer kıtalarda sefaletiçerisinde olan başka ülkelerolduğunu da biliyorum tabii...
Dünyanın en fakir ülkeleri arasında bulunup hemen hepsi de kelimenin tam manasıyla fakirlik derilen kavramın adeta dibini bulmuş olan bu ülkeler,ilk bakışta 'yaşanamaz' hükmünüverebileceğiniz yerler. Türkiye'de ya da benzeri başka ülkelerde sıradan kabul edilebilecek birçok şeyi, buralarda bulabilmeniz mümkün değil çünkü.
Kanalizasyon yok mesela, çünkü tuvalet bile yok bazılarında, ihtiyaçların görüldüğü söylenen kanallar var...
Düzgün denebilecek herhangi bir ev ya da işyeri bulamazsınız neredeyse.
Yol, su, elektrik gibi şeyler de ulaşılması mümkün olmayan birer lüks adeta. 23 milyon nüfuslu Madagaskar'ınyüzde 90'ında elektrik olmaması,belki de en çarpıcı örneklerden birisi.
Hemen her birinde yurt dışından gelen ziyaretçilerin gidebileceği rafine mekanlar bulunabilse de, buralar tabir caizse reklamlar bölümü. Genele baktığınızda, göz alabildiğine hakimolan bir sefalet söz konusu.
Dünya içerisinde adeta bambaşka bir dünyada bulunduğunuz hissini verebilecek bu ülkelerin halini izah edebilmek için çeşitli sebepler sayılabilse de sefaletin temel sebebinin,yıllar önce başlatılan ve halenbir şekilde sürdürülen sömürüolduğunun altını kuvvetlice çizmek gerek.
Bahsi geçen ülkelerin ve benzerlerinin yeraltı ve üstünde bulunan varlıklarının akılcı bir şekilde değerlendirilmesi halinde, orta karar ve hatta belki daha üstünde bir hayat standardına kavuşabilmesi mümkün oysa.
Ancak uzunca bir süredir bu ülkeleri sömüren ve halen çeşitli şekillerde sömürülerini sürdüren ülkeler ve onların uzantısı kuruluşlar sebebiyle buralarda yaşayan milyonlarcainsan, hayatlarını sefalet içindesürdürmek zorunda kalıyorlar.
KâR HIRSI ESAS MESELE
Sefalet dediğimizde akla açlık, çeşitli hastalıklar, yoğun çocuk ölümleri, eğitim imkanlarının olmaması, küçük yaşlarda adeta bir köle gibi çalışma mecburiyeti, düşük ömür süresi ve tabii ki başka başka şeyler geliyor...
Buraları sömürenler son derece demokrat, çağdaş ve hümanist rolleri yapmakta ne kadar başarılı olduklarını çok iyi bildiğimiz batılılar... Bir yandansömürüyor, bir yandan güya buülkelerle ilgileniyor ve hatta yardımediyormuş gibi yapıyorlar...
Bahsi geçen ülkelerden sömürdüklerinin birazını bile bu ülkelere harcasalar, bir fark oluşacağını biliyorlar aslında. Ancak, karlarından zerre kadar fedakarlıkyapmaya bile tahammülleri olmadığıiçin, sefaletin gittikçe koyulaşmasını ve bu ülkelerde hayatın daha da zorlaşmasını izlemekle yetiniyorlar sadece.
Başbakanlığı döneminden başlayıp, Afrika ülkelerine ziyaretler gerçekleştiren ve kıtada uğranmadık yer bırakılmayacağını vurgulayan Cumhurbaşkanımızise Afrika'ya Türkiye'nin işbirliği,ortak yatırım, bilgi ve tecrübe aktarmatekliflerini götürüyor...
Kapsamında muhtaç olanlara 'balık vermek' ama daha çok 'balık tutmayı öğretmek' de olan bu gezilerin birilerini en çok rahatsız eden tarafı da, gidilen ülkelerin yaşadıkları sefaletten nasıl kurtulabilecekleri konusunda uyarılıp, gereken desteğin de sağlanması... CumhurbaşkanımızRecep Tayyip Erdoğan'ın,Afrika'nın büyükçe bir bölümünüsömürenler ve onlarınuşakları nezdinde istenmeyenadam, Türkiye de istenmeyen ülkeoluşu, biraz da bu sebeplerden...
Dışarıdan ve içeriden gelen bazı havlamalar da bu rahatsızlığın neticesi...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.