ÖNCE Suriye Devlet Televizyonu tarafından ortaya atılan bir iddiaydı. Sonrasında resmi devlet açıklaması da geldi: Suriye rejimgüçleri Afrin'e gireceklermiş...
Rejim güçlerinin Afrin'e girecekleri yönündeki rivayet eğer doğruysa, bu ortalığın ciddi şekilde karışması demek. Kimin elinin kimin cebinde olduğunun anlamanın zor olduğu Suriye meselesi, daha daiçinden çıkılmaz hale gelecek yani. PYD/YPG ABD ile iş tutarken, onları kah müttefik olarak kullanan kah vatan haini ilan eden Suriye rejimi Rusya ve İran'a daha yakın gözüküyor. Rejim güçlerinin Afrin'e TSK ve ÖSO karşısında sürekliolarak gerileyen PKK/PYD/YPG'ye destek olmak için girmek istedikleri, yaygın kanaat. Türkiye'nin terörle mücadele için Rusya ve İran'ın anlayışla karşıladıkları müdahalesine engel olmak niyetiyle oraya rejim güçlerinin gönderilmesi, mantıken sakat bir şey. Türkiye'nin terörle mücadelesinin toprak kazanmak için olmadığı açık iken, ülkemize yönelik işgalci ve benzeri resmi açıklamalar ise zaten anlamsız. Rejim güçlerinin teröristlerin yanında Türkiye'ye karşı savaşmak üzere mi, yoksa PYD/YPG'yi Afrin'den uzaklaştırıpterör tehdidini ortadan kaldırmakiçin mi geleceği, cevabı bulunması gereken en önemli sorulardan birisi. Esad'in bir ara 'vatan haini' ilanettiği PYD/YPG'ye Suriye rejimgüçleri ile yardım edebilecek haliolup olmadığını şimdilik bir kenarabıraksak bile, PYD/YPG'nin vaktiylebaşı sıkışan Esad'den kopardığı AfrinKantonu'na rejim güçlerinin girmesinerazı olup olmayacağı da, bir başkaönemli soru.
Rejim güçlerinin Afrin'e girmesi demek, PYD/YPG açısından ülkenin kuzeyinde oluşturmak için can attıkları terör koridoruna elveda manasına da gelir... Başı sıkıştığı için Afrin'i dePYD/YPG'ye 'emanet' etmekzorunda kalan Esad, hangişekilde olursa olsun, ordusunuoraya gönderirse teröristlere gülegüle demek zorunda çünkü.
AFRİN'E HAZIR GİRMİŞKEN
PYD/YPG'den pek haz etmediği bilinen Esad'in, hazır girmişkenAfrin'de hakimiyet kurmakisteyeceği, açık. Vaktiyle kimlik bile vermediği insanlar arasından PKK tarafından devşirilen ve sonrasında ABD'nin katkılarıyla uluslararası bir terör örgütü haline getirilip ülkesinin kuzeyinde hakimiyet kuran bir örgütten bahsediyoruz çünkü. Zeytin dalı Harekatı'nın Afrin ve havalisindeki terör hakimiyeti ortadan kaldırılmadan sona ermeyeceği, kesin. Bu açıdan bakıldığında, Suriye ordusununPYD/YPG'yi oradan kovmadanAfrin'e girmesinin pratik herhangi bir anlamı zaten yok. Karmaşık bir denklemle karşı karşıyayız ve bundan sonra neler olabileceğini tahmin edebilmek te güç. Esad'in, ABD'ninmenfaatlerine uygun olarakkullanabilmek için ülkesininbir bölümünü hakimiyeti altınaalan PYD/YPG'ye yardım için asker göndermesi, akla aykırı. Bu sadece Suriye'nin bölünmesine rıza göstermek değil, ABD emellerine hizmet manasına da gelir çünkü...
Terör tehdidi ortadan kalkmadan Türkiye Zeytin Dalı Harekatı'nı kesinlikle durdurmayacağına göre, eğer gelir ve teröristlerle beraber hareket ederlerse, rejim güçlerinin, meşrusebeplerle Zeytin Dalı Harekatınıyapan Türkiye'nin muhatabıolması, kaçınılmaz... Türkiye ve ÖSO karşısında sürekli gerileyen PYD/ YPG, Afrin'de ABD tarafından yalnız bırakıldığı gibi, Suriye rejiminden darbe yeme ihtimali ile karşı karşıya...
Rejimin Afrin'e girmesi, PYD/ YPG'nin çıkmasını gerektirir... Aksi durum, terörün dolayısıyla Zeytin Dalı Harekatı'nın devamı demektir çünkü...
Açık olan, Suriye'nin de PYD/YPG'nin de bir tür 'kırk katır mı,kırk satır mı?' durumu ile karşıkarşıya oldukları...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.