Bazı gelişmeler vardır; gerçekleştiğini gördüğünüzde rahatlar ve geleceğe daha bir ümitle bakmaya başlarsınız.
O gelişme her ne ise, kafanızda ister istemez uyanan birtakım şüphelerin, tedirginliklerin izale olmasını sağlamıştır çünkü. 15 Temmuz gecesiCumhurbaşkanımız Recep TayyipErdoğan'ın televizyonların canlıyayınına bağlanıp insanımızısokaklara, meydanlara davetetmesi böyle bir olaydı mesela. O çağrıyapıldığı andan itibaren hemen herkesiniçi rahatlamış ve ülkeyi gaspçılarakaptırmama konusundaki kararlılık dazirve noktasına çıkmıştı.
İlgi çekici olan, bu kanaatin ülkemizdeki birtakım muhalifler tarafından olduğu gibi, yurt dışından Türkiye'yi takip eden birçok devletadamı tarafından da dile getirilmiş olmasıdır.
16 Nisan Referandumu'nda milletimizin yaptığı tercih de böyle bir şeydi aslında. Böylelikle, teorik olarakiyi olsa da özellikle de ülkemizdekiyorumlanışı ve uygulanışısebebiyle gelişmemize ket vuracakmekanizmalarla donatılmışParlamenter Hükümet Sistemi'ndenkurtulmuş oluyorduk artık.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçişimiz, ülke ve millet olarak ileriye doğru yürüyüşümüzün bundan böyle daha rahat olacağı ve Parlamenter Sistemi tümüyleiyi olana yönelik engellemeleriçin kullanmaya kalkışanların borularının artık ötmemesi demekti çünkü. MHP Genel Başkanı DevletBahçeli'nin geçtiğimiz günlerde yaptığı:
"Benim aklım Türkiye'dir. MHP'nin Cumhurbaşkanı adayı yoktur, MHP Genel Başkanı aday olmayacaktır. MHP olursa ittifakla, olmazsakendi partisi olarak milletvekilliğiseçimine girer. Cumhurbaşkanıseçiminde Recep Tayyip Erdoğan'ıdestekleme kararı alır..." şeklindekiaçıklama da, 2019'a yönelik olarakiçlerinde azıcık ta olsa tedirginlik duyanlarırahatlatan ve geleceğe daha ümitlebakmalarını sağlayabilecek biraçıklama idi...
MEHELDİR ONLARA!..
Devlet Bahçeli, genel başkanlığındaki MHP'nin, Türkiye'nin bekasını vegeleceğini ilgilendiren hemen herkonuda AK Parti ve CumhurbaşkanıRecep Tayyip Erdoğan'la beraberhareket etme kararlılığı karşısında ne yapacaklarını şaşıran çevrelerin bu partiye yönelik operasyonları malum.
Yakın zamanlarda milli meselelerde bu partinin duruşundan rahatsız olan çevrelerin, önce partiyi ele geçirme ve bunu başaramayınca bölme gayretleri hatırlandığında, Devlet Bahçeli'nin yaptığı bu açıklamanın, ülkemizin ileriye doğru yürüyüşünü engelleme ya da hiç değilse yavaşlatma hevesinde olanlar için kelimenin tam manasıyla bir hayal kırıklığı olduğunu söylemek gerek.
Bahçeli'nin bu açıklamaları yaptığı sırada söylediği: "Türkiye'de yeni birkapı açılmıştır. Bu uygulamalardandoğan aksaklıklardan özetlenerekgelinmiş olan bir yapıdır. Türkiye'nin geleceğini dikkate alarak, dirliğini, birliğini göz önüne alarak, kaosçu faaliyetlerini de göz önüne alarak, yeni sürecin başlaması tarihi 3 Kasım 2019 olacaksa, o zaman MHP Cumhurbaşkanlığı seçimi veyamilletvekilliği seçiminde bu yönüile hareket edecektir. DüşüncemizCumhur ittifakıdır..." şeklindeki sözler de, önümüzdeki sürecin önemini ve bu süreçte hakikaten ülke ve milletini düşünenlerin yapması gerekenlerin altının çizilmesidir.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'la MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli arasında dün Ankara'da gerçekleşen görüşme de, bundan sonra yapılacakların yol haritasının belirlenmesi amacıyla atılan önemli adımlardan birisiydi.
Oluşturdukları 'karşı cephe' açısından her şeyi makul ve mantıklı görmelerine rağmen, milli ve yerli olanlarınoluşturmaya çalıştığı ittifakıitibarsızlaştırmaya çalışanlar, artık kabus dolu rüyalar görmeye başlayabilirler.
Meheldir onlara!..
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.