Bakmayın afra tafralarına... Birleşmiş Milletler GenelKurulu'ndaki oylama sebebiyleABD'de ve İsrail'de uykusuz gecelergeçirenlerin sayısı epeyce fazla olmalı...
Her iki ülke de, BMGK'da ABD'nin gösterdiği inat sonrası BM Genel Kurulu'nda da işlerin istedikleri gibi yürüyeceğini zannediyorlardı çünkü...
Oylama neticesinin kendileri için bir şey ifade etmediğini ve aleyhlerinde alınan sonuca rağmen dünyayı takmayıp, alınan kararı uygulayacakları yönünde mesajlar verip duruyor olsalar da, bundan sonra ne yapacaklarını düşünüyorlardır muhakkak. Yüksekperdeden savurdukları tehditlerinhep işe yaramasına fenaalışmışlardı çünkü...
ABD ve İsrail'in BM Güvenlik Konseyi'nde sağladıkları 14'e karşı bir neticesi ne ise, ama 17 ülkenin katıldığı BM Genel Kurulu'ndaki oylamada 128 'evet' oyuna karşılık ancak9 yani aslında sadece 7 'hayır'oyu alabilmeleri, kelimenintam manasıyla bir hezimet!..
Cumhurbaşkanımızın deyimiyle, tarihlerinin en büyük hezimeti hem de...
BM Genel Kurulu'ndaki oylama, dünyanın en büyük siyasi,ekonomik ve askeri gücü olanABD'ye atılan muhteşem bir tokat değildi sadece... Küçücük ve sınırları belli olmayan terörist bir ülke olduğu halde, kendisi için cansiperane çalışan lobiler, sermaye ve medya gücü sayesinde istediği her şeyi yapabilme imtiyazına sahip olduğunu zanneden İsrail de ağırbir tokat yemiş oldu.
Çekimser oy kullanan 35 ülkeyi ve oylamaya katılmayanları kendi lehlerine yormaya çalışsalar da, yalnız başına bu bile ABD'nin ve tabii İsrail'in onaylanmadığının işareti. 128 ülkenin yanında çekimser 35 ve katılmayan diğer ülkeler de, ABD ve beslemesi İsrail'e 'yeter artık' demiş oldular böylelikle...
Bir devlet başkanından çok, şımarık bir işadamı gibi davranan ABDBaşkanı Trump da, başta adalet vehakkaniyet olmak üzere, gücün veparanın satın alamayacağı şeylerolduğunu öğrenmiş oldu...
PARAYLA SAADET OLMAZ!..
Güya yardım ettikleri birtakım ülkeleri kast ederek, aleyhte oy kullanırlar yani ABD'nin yaptığıyanlışı onaylamazlarsa artık paravermeyeceklerini ve böylelikleparacıklarının kendilerindekalacağını söylerken aynaya bakmış olsaydı, ne kadar çirkinleştiğini anlayabilirdi aslında...
ABD'nin Başkanını ve BM Daimi Temsilcisinin tehditlerini duyanlardan birçoğu, güya bazı yardımlar yapıyormuşgibi gözüken ABD'nin, aslındakendilerini iliklerine kadar sömürdüğünü ve birtakım müdahalelerle gelişmelerine mani olduğunu hatırlamış olmalılar, büyük ihtimalle.
Oylamada ABD lehinde oy kullanan ülkelerin dünya nüfusunun çok az bir kesimini temsil etmesi yanında haritada yerlerini bulabilmenin bile mesele olması; ABD ve İsrail açısındanbundan böyle işlerin istedikleri gibigitmeyeceğinin açık bir göstergesi.
'Ben kuvvetliyim, bildiğimi okurum' mantığı ile hareket eden ve 1980'de İsrail'in Kudüs'ü tek taraflı olarak başkent ilan etmesine BM Güvenlik Konseyi'nin 478 sayılı kararıyla karşı çıktığını unutturma niyetiyle çıktığı yolda, belki de başkanlığının bundan sonrasınıiyice riske eden bir durumlakarşı karşıya artık ABD BaşkanıTrump...
Kudüs kararına karşı gösterilen direnç, Trump'un başkanlığının devamı ve gelecek dönem başkanlık hayalini tehlikeye sokmuş durumda. ABD devlet mekanizması ve tabii ki İsrail, BM GenelKurulu'ndaki neticenin istediklerigibi olmayışının faturasını, Trump'akeseceklerdir muhakkak...
22 yıldan sonra İsrail tarafından istenilen adımı nihayet atmış olan Trump'un, bundan sonra işeyarayıp yaramayacağı da tartışmalı bir durum...
1995'de Clinton'un başkanlığı sırasında alınan bu kararı, öncekibaşkanların o tarihten beri nedenerteleyip durduklarının hikmetini artık anlamış olmalı Trump...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.