Ülkemiz taşıt üretimindedünya sıralamasında 15.sırada bulunuyor. Bu bize geçmiştegerekli adımlar atılabilmiş ve devlettarafından desteklenmiş olsaydı, kendiotomobilini de üretir hale gelebileceğimizigösteriyor. Yeni üretilen her 67arabadan birisine imzasını atabilenülkemizin, kendisine ait bir markasıolmaması, ciddi bir eksiklik.
Otomobil konusunda Almanlarla rekabet edemezdik belki. Ancak vatansever girişimcilerimizin adımları engellenmemiş olsaydı, otomobil üretimi konusunda Güney Kore yada benzeri başka bazı ülkelerseviyesinde olabilirdik.
Orta seviyede de olsa kendi markası ile de otomobil yapabilen bir Türkiye,ihtiyacının bir bölümünü karşıladığıgibi, montaj ürünler yanında kendimarkasını da pazarlayabilirdi.
Böyle bir üretimin milli gelir, istihdam ve benzeri ekonomik konulardaki katkıları bir yana, insanımıza sağlayabileceği moral destek muhteşem olurdu.
Sadece otomobil de değil. Dışarıdankaynaklanan engellemelereiçeriden birilerinin de desteğisebebiyle birçok konuda geridekaldığımız meydanda. Uçak meselesi debunlardan birisi...
Yolcu uçakları ya da askeri uçaklar konusunda artık birer dünya devi haline gelmiş ABD ve AB firmaları seviyesine çıkamazdık herhalde. Ama bırakın başkalarını, sadece Nuri Demirağ'ınattığı adımlar desteklenseydi, uçakkonusunda da epey mesafe almışolurduk.
Aynı şekilde milli savunma ile ilgili ihtiyaçlarımızı karşılama ve helikopter, tank, gemi, füze ve diğer silahların üretiminde de, şu anda geldiğimiz mesafenin çok daha ilerilerinde olurduk.
Kısa bir süre öncesine kadar gerek temini ve gerekse kullanılmasında ABD ve İsrail'e mecbur olduğumuz İHA veSİHA'larda aldığımız mesafe, eğeristenirse neler yapılabileceğinin enaçık göstergesi.
BARİ KÖSTEK OLMASALARDI... Bütün bunların gösterdiği şu:
Otomobil ve uçak başta olmak üzere, ihtiyaç duyduğumuz ve çoğu zamantemini konusunda güçlüklerlekarşılaştığımız birçok şeyi kendimizyapabilir hale çoktan gelebilirdik...
En kötü ihtimalle, bazı ihtiyaçlarımızı yine dışarıdan karşılamak zorunda kalsak bile, kendi kendimize yetebilir ve dahası sattıklarımızla aldıklarımızı karşıladığımız gibi daha ötesine de geçebilirdik.
Eksikliklerimizi gidermek için adımlar atılan bütün sahalarda durum aynı. Bu ülkeyi yönetiyormuş gibi yapanlar,ülkemizin geleceği için atılanadımlara destek olmasalar bileköstek olmasalardı, bambaşka bir Türkiye'de yaşıyor olabilirdik yani...
Tarihin üzerindeki toz tabakaları kaldırılmaya başlanan sahifeleri, birilerinin ülkemizi önce ithalata vesonrasında montaja mecbur etmekiçin çevirdikleri dolapların hikayeleri ile dolu.
Şimdilerde ise, vaktiyle ülke içinatılan bütün adımları engelleyenlerinçocukları ve torunları işbaşında.
Engellemeye güçlerinin yetmeyeceğini bildikleri için, memleket lehine olan her şeyi itibarsızlaştırmaya çalışıyor bunlar da. Seleflerinden herhangi bir farkları yok yani...
Dışarıdakiler ve içeridekiuzantıları, yerli otomobili karalamakampanyalarına başladılar bile.
Seleflerinin 'otomobil yapmak kim, biz kim... kesinlikle yapamayız' şeklindeki şarkılarının değişik versiyonlarını tekrarlayan bir güruh, 'yerli otomobil' girişimini itibarsızlaştırma peşinde.
Ülkemize ekonomik olarak diz çöktürebilmek için bin bir atraksiyon yaptıkları bilinen bazı ülkeler de, yerli otomobil için yapılacak yatırımın 'çöpe gideceğini' ileri sürüyorlar mesela.
İçimizdeki uzantılarının da sahip çıktığı bu iddianın sahipleri, bu yatırımlarhakikaten çöpe gidecek olsaydı,teşvik etmek için ellerinden geleniyaparlardı oysa...
Yani doğru yolda olduğumuzun onlar da farkında...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.