İnsanoğlu çeşit çeşit... Kimi ülkelerinin yaptığı her şeyin doğru olduğunu, kimileri tümüyle yanlış olduğunu, kimileri ise bazılarının doğru bazılarının ise yanlış olduğunu düşünür.
Sıradan insanların ülkeleri ile ilgili uluslararası gelişmelere bakışları basittir: Ülkelerini yönetenlerinuluslararası meselelerdeki karar veuygulamaları, doğru ve yerindedir onlara göre. Ülke onların ülkesidir ve söz konusu kararlar yanlış olsa bile, ülkelerinin menfaati gerektirdiği için öyle olması gerektiği kanaati ağır basar onlarda. Yapılanın doğru olduğu yönünde tatmin edici açıklamalara da sahiplerse, mutluluklarına diyecek yoktur...
İstisnalar hariç, hemen bütün dünya ülkelerinde yaygın olan tavır budur.
Sıradan insanların olup bitenlerin arka planı ile ilgili derinlemesine bilgi sahibi olmaları mümkün değildir çünkü.
Mürekkep yalamış olanlarda seviye biraz yükselir ve gelişmeleri mümkün olduğu kadar objektif bir şekilde değerlendirmeye çalışırlar. Bu kesime mensup olanların dikkate aldıkları kriterler uluslararası anlaşmalar, teamüller ve benzeri evrensel değerlerdir.
Vatandaşı oldukları ülke, bahsi geçen kararları şartların gereği olarak mecburen almış olsa bile, takınmaya çalıştıkları 'tarafsız' tavırdan feragat etmeye yanaşmayan 'objektif' tavır sahipleri arasında, bazı hallerde mevcut güçler dengesini değerlendirmelerine esas alanlar da vardır. Yani ülkelerimuhatap ülkelere nazaran güçsüzgözüküyorsa, mümkün olduğukadar güçlünün suyuna gitmeningerekli olduğunu düşünürler. Bu, başını derde sokmamanın gereğidir onlara göre. Sıradan insanları ve objektif davranmaya çalışanları anlamak mümkün olsa da, adeta ülkelerinindüşmanı gibi davranan bir başkakesim var ki, bunları anlayabilmek ve takındıkları tavra bir isim bulabilmek, son derece zor bir iştir.
BİZDE BİRAZ FAZLA SANKİ!.. Vatandaşı olduklarıülkenin yöneticilerinin bütünyaptıklarını yanlış olarak kabuleden bu kesimde, akıl hocaları olarakkabul ettikleri birilerinin etkisi altındabulunan sıradan insanlar yanında, hatırısayılır derecede mürekkep yalamış olanlarda var. Kimliklerini taşıdıkları devletiyönetenleri hasım olarak kabulettikleri için, hangi gelişme olursaolsun bin dereden su getirir ve olupbiten her şeyde onları suçlayacakbir şeyler bulmaya çalışırlar. Yüzdeyüz haklı olunan durumlarda bile, durumdeğişmez. Adeta cımbızla çalışır ve gerekduyduklarında konuyu çarpıtmaktançekinmeden ülkelerini yönetenlerin tavırve davranışlarından haksızlık üretip,muhatap ülke ya da ülkelerin haklıolduğunu savunurlar... Dış mihraklarınülke içerisinde yapmaya niyetlendikleribazı operasyonlara her daim katılmayahazır olan bu kesim mensupları,huzursuzluk ve istikrarsızlıkçıkaracağını umdukları hergirişimin de gönülden destekçisidirler.
Bu kesimin, vatandaşı oldukları ülke ile alakalı hesapları olan dışmihraklarla paralel bir şekildeçalışması da dikkat çekicidir. İçeriden gönderdikleri çoğu üretilmiş bilgilerle onlara lojistik destek sağladıkları gibi, o mihrakların buna dayanarak yaptığı değerlendirmelerin memleketlerinde yayılması için de ellerinden geleni yapmayı görev addederler...
Yakın tarihte yaşadığımız birçok gelişme gibi, ABD ile aramızda çıkan vize krizinde olup bitenlere baktığımızda; ABD'lilerin söylediği her şeyikabule ve bizi yönetenlerin mutlakaama mutlaka yanlış yaptıklarınısavunmaya hazır birçok insanolduğunu görüyoruz.
Bu durum, ilgili kişilerin çeşitli sebeplerle aşağılık kompleksinekapılmış olmaları ile izah edilebilir belki... Ama her ülkede olabileceği gibi, bizde de hain kontenjanına mensupinsanlar olduğunu unutmamakgerekiyor... Bizdekilerin biraz fazla olduğunu bile söyleyebiliriz hatta...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.