1000'liyıllarda Müslümanlar'la savaşmak amacıyla Ortadoğu'ya gelen Haçlı ordularına katılanlar arasında, geridöndüklerinde tacını tahtını yerindebulamayan çok sayıda kral ya daprens vardı muhakkak.
Haçlı orduları sadece dini gayretlerle yola çıkmıyorlardı. O zamanlar için kendilerinden daha müreffeh olan coğrafyamızı yağmalamak ta hedefleri arasındaydı. Bunun içindir ki, imkan bulduklarında sadece Müslüman coğrafyayı değil, kendilerinden farklı mezheplere mensup Hıristiyanlar'ın yaşadığı beldeleri bile yağmalamaktan çekinmiyorlardı.
1204'te güya Kudüs'ü Müslümanlar'dan almak üzere yola çıkan Haçlılar,geçerken uğradıkları İstanbul'da(Konstantinopolis) 'bütüninsanlık tarihinin görüp göreceğien büyük yağma ve soygun'ugerçekleştirmişlerdir.
Konstantinopolis yağmasının hatıraları ağırlıklı olarak Venedik'te olmak üzere Avrupa'nın çeşitli şehirlerinde sergilenmektedir. Venedik San MarkoBazilikası'nın girişindeki at heykelleri(Quadriga), 1204'te İstanbul'danyağmalanan heykellerin replikalarıdırmesela.
San Marco Bazilikası önündeki Ayios Poliektos Sütunları da Bizans tarihinin en görkemli kiliselerinden birisi olarak kabul edilen Saraçhane'deki Ayios Poliektos Kilisesi'nden yürütülmüştü. Busütunlardan bir tanesinin BarcelonaArkeoloji Müzesinde bulunmasıda, yağmacılar arasında Katalanaskerlerin bulunduğunun göstergesi.
Bölgemizde olup bitenleri Haçlı Savaşları'nın bir tür devamı olarak niteleyenlerin haklı olup olmadıkları tartışılabilir. Ancak bölgede yaşanmakta olanların ardında, batılıların bölgenin zenginlikleri ile ilgili önüne geçilmez iştihalarının olduğunu biliyoruz.
Bölgenin zenginlikleri yağmalamanın yolunun İslam ülkelerinin zayıflamasından geçtiğini çok iyi bilen batılılar, kadimbir usul olan 'böl, parçala veyönet' taktiği ile çalışıyor ve bizimcoğrafyamızın ülkelerini çeşitlifitnelerle birbirine düşürüyorlar.
BATIŞIN EŞİĞİ!..
Ancak, bütün dikkatlerini bölgemize ve sömürebilecekleri başka bölgelere teksif etmiş olan batılılar pek farkındaolmasalar da, ayaklarının altındakizemin kayıyor sanki.
Katalonya'daki referandum girişimi, benzer girişimlerin öncüsü. Avrupa ülkelerinde aşırı sağın önlenemez yükselişi, ayrılıkçı girişimlerin sürebileceğinin göstergesi... Gelişmeler, ülkeleri adınayeni haçlı seferlerine çıkanların,sömürdüklerini götürebilecekleriülkeleri kalmayabileceğini ihtarediyor...
Haçlı Seferlerine katılanlardan bazılarının geride bıraktıkları taç ve tahtlarından olmaları gibi, şimdilerde İslam ülkelerini bölüp parçalamayaodaklananların ülkelerinde debölünme ve parçalanma emareleribaşlamış durumda.
Anayasal tabanı olmadığı için boşuna kürek çekmek gibi gözüken Katalonya'daki referandum, biranlamda geriye dönüşü olmayan birsüreci de ateşledi. İspanya'da yakılan bu ateşin, çeşitli sebeplerle kendi kaderlerini tayin hakkını kullanmak isteyecekler açısından ayrı bir anlamı var.
Hakikaten iyi işliyormuş gibi gözüken mükemmel bir yapı oluşturduklarını düşünen Avrupalılar burunlarından kılaldırmıyor olsalar da, biçtikleri elbisekendi toplumlarına bile uymuyor artık.
Evrensel değerlere sıklıkla atıfta bulunarak karşılığı olmayan laflar,Katalanları İspanya ve AB ile birarada yaşamaya ikna edemiyor artık. Almanya ve başka ülkelerdeki aşırı ırkçılar da, farklılıkların bir arada barış içerisinde yaşaması olarak özetlenebilecek demokratik anlayıştan hızla uzaklaşıyorlar.
Müslümanlar'ı bölüp parçalayarak yönetme hesabı yapanların, bizikendi halimize bırakıp ülkelerindeolabilecekler üzerine odaklanmaları gerek... Aksi durumda neler yaşanabileceğini çok iyi biliyorlar çünkü...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.