Mondros Mütarekesi sonrası işgal edilen illerimizde, bahusus İstanbul'da yaşayan bir kısım insanın, içi kan ağlayanlara inat, işgalcilerleoldukça medeni(!)münasebetler kurdukları,hatta düzenlenen balolardaberaberce eğlendikleri, bilinen hususlardandır.
O dönemde ortalığı karışık gördükleri için çeşitli Avrupa başkentlerine kapağı atanlar da vardır. İşgal sonaerdikten sonraülkeye dönen buzevatın, Anadoluinsanına 'helesiz kenaraçekilin,yönetimbizim işimiz' demeleri meşhurdur.
Bunu yaparken, işgalcilerle günlerini gün edenleri de yanlarına almışlardır üstelik...
Günümüzde de, tamamen farklı bazı gelişmeler sonrası, başta Avrupa ülkeleri olmak üzere yabancı ülkelere sığınan epey kişi var. Bunların çoğunluğu da, ülkemizi şu andasığındıkları ülkelere bir şekildepeşkeş çekmeye gayret eden amaamaçlarına ulaşamadıkları içinkaçmak mecburiyetinde kalanhainler.
Sığındıkları ülkelerde hainlik katsayıları yüksek olan bazıları el üzerinde tutuluyor bunların.
Başbakan, Meclis Başkanı, hatta Cumhurbaşkanı düzeyinde kabul görüyor ve ağırlanıyorlar. Birçoğu maaşa da bağlanmış durumda. İhanetsonrasının cicim aylarını yaşıyorlar yani.
Bu kişileri kullanan ve şimdi mecbur kaldıkları için kollamak durumunda kalan ülkeler, bundan sonra kullanabileceklerine bir tür teminat gösterisi yapıyorlar belli ki. Onları yüzüstü bıraksalardı, bundan sonrakullanabilecek insan bulamazlardı çünkü.
İhanet ettikleri için kaçmak ve hesaplarına çalıştıkları ülkelere sığınmak zorunda kalanların durumu tam ibretlik. Başları öne eğik gezmeleri gerekenhainler, kuyruklarını dik tutma veyaptıklarının doğru olduğunu savunmaçabasındalar hala.
Ülkemizdeki gelişmeler konusunda sosyal medyada yayınladıkları mesajlara bakmak, tıynetlerini anlamak açısından yeterli...
İhaneti sevip, hainlerden nefretetmek...
Kimler yok ki hainler arasında.
Yıllardır ülkemizin birlik ve beraberliğini hedef alan terör örgütü PKK mensupları.
İstikrarımızı bozabilmek için kullanılan çeşitli marjinal örgütlerin militanları.
Yabancı ülkeler için casusluk yaptıkları tespit edilince ülkemizi terk etmek zorunda kalan güya gazeteciler. Ve netice alamadıkları çeşitli girişimlerden sonra tarihin en büyük ihaneti olan 15 Temmuz kalkışmasına imza atan FETÖ bağlıları...
Hainler, yenildiklerini ve bundan böyle herhangi bir anlamları kalmadığını biliyorlar. Ancak, hesabına çalıştıkları ülkelerin koruma ve kollamasını sağlamak için olsa gerek, bol bol laf üretiyorlar. Ülkesine ihanet etmiş ve busebeple başka ülkelere sığınmışkişilerin milletimiz nezdinde enufak bir karşılığı olmayacağınıbiliyorlar oysa. Çeşitli maskeler ardındasaklanan ülke içindeki taraftarlarının da,ne yaparlarsa yapsınlar, bu temel gerçeğideğiştirme şansları yok. Hainlerle ilgilimağduriyet hikayeleri uydurulamayacağıda kesin.
Yaşananların çoğu henüz taze.
Ülkemize yönelik operasyon yapma meraklısı devletler de ümitlerini henüz yitirmiş değiller belli ki.
Ancak 'aynı delikten ikinci defa ısırılmama' konusunda kararlı bir millet olduğumuzun unutulmaması gerekiyor.
Hainlere kol kanat geren ve onları şimdilik el üstünde tutan devletlerin akıllarının başa geleceği günler de çok uzak değildir herhalde. Cicim ayları bir gün bitecektir elbet.
Doğup büyüdükleri ülkeye ihanet edenleri bir süre ağırlayacak olsalar da, hainlerin enindesonunda kendilerine de ihanetedebilecekleri ihtimalini hiç ama hiç akıllarından çıkarmayacaklardır çünkü...
Yunanlı felsefeci ve tarihçi Plutarch'ın, "Sezar, ihaneti sever,hainlerden nefret ederdi" sözünühainler bilmeyebilir belki, ama devlet yöneticileri mutlaka biliyorlardır...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.