16 Nisan'da yurt içi ve dışında toplam 174.474 sandıkta, 49.127.724 kişinin katıldığı referandumda, oyların 804.095'inin çeşitli sebeplerle geçersiz kabul edilmesiyle, netice olarak 48.323.629 geçerli oyun 24.747.046'inin 'Evet', 23.576.573'inin de 'Hayır' yönünde olduğu, -geçici olarak- netleşti.
Referandum mantığı, geçerlioylarınyarısının birfazlasınınneticeyibelirleyeceği esasına oturduğu için de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile ilgili anayasa değişikliğine 'Evet' denilmiş oldu. Bu sonuç üzerinde şaibe oluşturmaya çalışanlar, bazı sandıklarda sandık kurulu mührü bulunmayan oylar kullanılması üzerine YSK'nın yaptığı "Sandık kurulu mührü olmayanoylar geçerlidir" açıklamasına istinaden, referandumun iptal edilmesi gerektiğini söylüyorlar. YSK'nın referandum günü Doğu illerinde sandıkların açılmaya başlanmasından hemen sonra aldığı bu kararın, maçsırasında kural değiştirmek olduğu iddiası, referandumun iptal edilmesini savunanların en önemli argümanı.
YSK'yı maç sırasında kural değiştirmekle suçlayanların, referandum neticeleriortaya çıkıp, 'Evet'lerin yüksekolduğu anlaşıldıktan sonra konuyayoğunlaşmaları, kafalarda soru işaretleri oluşturuyor. İtiraz için sıraya giren partilerin, önceki seçimlerde ortaya çıkan benzer durumlarda mühürsüzoyların sayıma dahil edilmesiyönündeki talepleri de ayrı bir vakıa.
Ama esas mesele, sandık kurulumührü bulunmadığı söylenenoyların nerelerde, ne kadar olduğuve bunlara sandık kurullarında zabıttutularak, ilçe seçim kurulu ve il seçimkurulu nezdinde itiraz edilip edilmediği.
Başta CHP olmak üzere itirazcılar bu tür detaylarla uğraşmak istemiyorlar belli ki. Onlar, YSK'nın daha önce hemen her seçimde benzerlerini aldığı bir karar üzerinden ve reddedileceğini dekesin olarak bildikleri halde iptaltalebinde bulunuyorlar.
Bari adayın ismini öğrenirler...
Sandık kurulu mührü bulunmadığı söylenen oyların, YSK tarafındanözel olarak bastırılan filigranlızarflara konulan yine filigranlıpusulalardan oluştuğunu biliyoruz.
Üstelik bunların hepsinde ilçe seçim kurulu mührü de var. Dahası her sandıkta var olan değişik partilerden üyelerin denetiminde yapılan bir oylama bu.
Sandık kurullarındaki çeşitli partilerden üyelerin huzurunda, listelerde ismi bulunanların, kimlikleri de kontrol edilerek oy kullandıkları, malum. Sandıklara atılan ve çıkan oylarıneşitliği konusunda bir problemde söz konusu değil. Kallanılan oypusulaları ve zarflar da YSK filigranlı veilçe seçim kurulu mühürlü zaten.
Bu durumda sandık kurulu mührünün eksik olduğu oy meselesi, belirli oranda sıkıntılı bir durum, tamam.
Ama, YSK'nın kararında olduğu gibi, herhangi bir suçu bulunmayan insanlarımızın tercihlerinin yok sayılmasının gerektirmediği de açık.
Uygulama evvel eski bu yönde çünkü.
Sandık kurulu mührü olmayan pusula ve zarflarla kullanılan oyların nekadarının 'Evet' ve ne kadarının'Hayır' olduğunu da bilmiyoruz, üstelik. Her şey kontrollerininaltında gelişen ve sayımı yaparaktutanak altına alan sandıkkurullarındaki parti temsilcilerininbir itirazları da yok.
Bütün bunlardan sonra, referanduma şaibe bulaştırmak için girişilen itirazlarve alınan red cevabı üzerine,'Tanımıyorum' açıklamaları, belli ki üzüm yemekle alakalı değil... CHP bir bardak suda fırtına çıkarmaya çalışıyor belli ki. Oysa bu boş işlerle toplumu germeye çalışacağına, 2019'dagöstereceği Cumhurbaşkanıadayını bulmak için nefes harcasa daha iyi olur. Adaylarını erkenden bulabilirlerse ismini bari doğrudürüst öğrenebilirler, hiç değilse...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.