Tuzla Piyade Okulu'nda yedek subay öğrenci iken, yürüyüşlerde bölük komutanımızın kısa aralıklarla 'ayak uydur' komutu vermesi ilgimi çekerdi. Komutan, 150 kişi arasında hakikaten uygun adım yürümeyenler olduğunu mu fark ederdi, yoksa nasılolsa aralarında ayakuyduramayanlar vardır diyemi bu komututekrarlardı, anlamak isterdim.
Sonunda, ikinci ihtimalin daha ağır bastığına kanaat getirmiştim, çünkü yürüyenlere bakmıyorken bile aynı komutu tekrarladığına göre, komutan bunu her ihtimale karşı yapıyor olmalıydı.
Konunun aklıma gelme sebebi, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun,AK Parti içinde Bylock kullananlarolduğu iddiasını tekrarlaması.
Malum, aynı konuyu daha önce de gündeme getirmiş ve Başbakan Binali Yıldırım, elinde bilgi ve belge varsa kamuoyuyla paylaşması çağrısı yapınca da susmuştu.
Bulunduğu makama gelişinde FETÖ'nün ne gibi katkıları olduğu konusu, hala tartışma masasında olan birisi Kılıçdaroğlu. Bu sebeple elinde hakikaten konuyla ilgili bilgi ya da belge olsa, ne yapacağını kestirmek güç olsa da, başı sıkıştığında kullanma ihtimali yüksek. Dolayısıyla Kılıçdaroğlu'nunher yerde ve CHP'de de Bylockkullananlar olduğuna göre AKParti'de de vardır mantığı ilehareket ettiği söylenebilir.
Oysa herkes gibi AK Parti ileFETÖ arasında kılıçların 7Şubat 2012'de, hatta belki dahaöncesinde çekilmeye başlandığınıKılıçdaroğlu da biliyor olmalı.
O kesime mensup birileri varsa bile, alttan alta yaşanan çatışmalar sırasında bunların tasfiye edildikleri kesin.
Hele 17-25 Aralık darbe girişimi yaşandıktan sonra AK Parti'nin FETÖ mensuplarını bünyesinde barındıracağını düşünmek, akla ziyan bir ihtimal.
Esas mesele, Kılıçdaroğlu'nun bu mesnetsiz iddiası değil tabii. Vaktiyle birkaç defa gündeme getirip arkasını boş bıraktığı bu iddiayı gündeme getirmekle yetinmedi bu defa. Çok daha vahim ve altından kalkması mümkün olmayacak bir başka iddiayı da dillendirerek, '15Temmuz'u 'kontrollü darbe girişimi'olarak nitelendirdiklerini' söyledi.
Züğürt tüccar...
'Kontrollü darbe girişimi' ifadesini, 'darbeden daha önce haberdarolmak' manasına kullandıklarını söyleyen Kılıçdaroğlu, böylelikle daha önce de ileri sürdüğü 'Hükümetindarbeden daha önceden haberiolduğu' iddiasını tekrarlamış oldu.
Şüphesiz, bu iddianın gerçeklerle uzaktan yakından alakası olmadığını en iyi bilenlerden birisi CHP lideri.
Ancak, Cumhurbaşkanımızın'Kılıçdaroğlu 15 Temmuz gecesineredeydi?' sorusunun altındaezilince, iddialarını güncellemeihtiyacı hissetmiş olmalı.
15 Temmuz gecesi, tam da darbe girişimi saatlerinde Atatürk Havalimanı'na inen Kılıçdaroğlu'nun,insanımızla beraber darbegirişiminde bulunanlara karşıdurmak yerine, darbecilerinizniyle çıkıp gitmesi, o gecenin unutulmazları arasında.
Referandum kampanyasını, anayasa değişikliği ile ilgili maddeler hakkında konuşmak yerine, bunlarla alakasız yalanlar üzerinden sürdüren birisi Kılıçdaroğlu. Ortalığı bulandırabilmek maksadıyla ortaya attığı yeni iddiaların işine yarayacağını söylemek de, güç. Kılıçdaroğlu'nun züğürttüccar gibi davranıp, eski defterlerarasında işine yarayabilecek birşeyler bulmaya çalıştığınınmilletimiz de farkında çünkü.
15 Temmuz darbe girişimine kimlerin niçin kalkıştıkları ve neden sabah 3'ü yerine akşam saat 9'da harekete geçmek zorunda kaldıkları gibi konuları bilmeyen yok. Kılıçdaroğlu da bunun böyle olduğunu bal gibi biliyor.
Ama, 15 Temmuz gecesihavalimanında kalıp darbeyekarşı koymak yerine, Bakırköy'debir eve sığınmak bütün karizmasınıçizdiği için, aklı sıra büyük birdestan üzerine şüphe tohumlarıekmeye çalışıyor Kılıçdaroğlu...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.