Bürokratik vesayeti ortadan kaldırmak Cumhurbaşkanlığı sistemine "evet" diyenlerin en önemli argümanı. Geniş meşruiyet zeminini oluşturan şey ise kuşkusuz ülkemizin acılarla dolu darbeler ve muhtıralar tarihi.
Askerin siyasete müdahalesi sadece kitaplarda okunan geçmişin hikâyesi değil. En yakın örnekleri olan 28 Şubat müdahalesi ve 15 Temmuz kanlı darbe girişimi canlı hatıralar olarak zihinlerde.
Bazı açıklamaların zamanlaması içeriği kadar semboliktir, çok şey ifade eder. Ve es geçilemez.
Kamuoyumuz tam da 16 Nisan'daki sistem değişikliğinin neler getireceğini tartışırken "enteresan bir zamanlama" ile 25 Şubat'ta Genelkurmay'ın 7 eleştiriye verdiği cevaplar Hürriyet gazetesinde yayımlandı.
İç sayfadaki "Karargâh rahatsız" başlığı sivil-asker ilişkilerini yeniden sorgulatacak bir etkide bulundu. Genelkurmay'ın metninde genelde laikçi- ulusalcı çevrelerden gelen eleştiriler cevaplanıyordu. Ancak bunların arasında "silahlı kuvvetlerde başörtüsü yasağınınkaldırılması" konusunun olması dikkat çekiciydi. Hürriyet'in manşeti, bu sebeple, "Karargâhta" 28 Şubat sürecine benzer rahatsızlık hisseden üst düzey komutanların olup olmadığı fikrini akıllara getirdi.
***
Ömrü vesayetle mücadeleyle geçen ve 15 Temmuz darbe girişimini milleti direnişe çağırarak engelleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "karargâh rahatsız" manşetine sert tepki vermesi hiç de sürpriz olmadı.
Nitekim Erdoğan, Pakistan seyahati başlarken manşeti "edepsizce ve ahlaksızca" bulduğunu ve Türkiye'nin artık "manşetlerleyönlendirilecek" bir ülke olmadığını söyledi. "Devletin bir uzvu" olarak Silahlı Kuvvetler'in de bu manşetten "rahatsız" olduğunu vurguladı. İslamabad dönüşü uçakta basına verdiği mülakatta ise Erdoğan söz konusu manşetin 28 Şubat'a benzetilmesine karşı çıktı:
"Ben bunu hiç 28 Şubat'a benzetmekistemiyorum. Çünkü biz bir 28Şubat iktidarı değiliz. 28 Şubat'ın siyasiiradesi farklıydı. Bizim siyasi irademizfarklı. Hükümet olarak da Beştepeolarak da farklı. Biz bu yola kefenimizigiydik öyle çıktık. Manşetlerle şunlarlabunlarla kimse bizi bir yere yönlendiremez."Yine başörtüsünün yargıdan silahlı kuvvetlerekadar bütün kamu kurumlarında serbestolmasının "vatandaşlık" hakkı olduğunubelirtti: "Başörtüsü, dünyada ABD ordusundavar, İngiltere'de var, Batı ülkelerindevar. Oralarda oluyor da halkınınyüzde 99'u Müslüman olan ülkede niyeolmasın? O devir kapandı artık."Erdoğan'ın açıklamaları sadece askerinkendisinin emrinde olduğunu ifade etmeklekalmıyor, darbe heveslilerine de "devirlerininkapandığı" uyarısında bulunuyor.
***
28 Şubat askeri müdahalesi mevcut siyasal sistemin iflas ettiğini en çıplak şekilde ortaya koyan bir olaydı. Hatta 5 yıl sonra Türkiye'yi tarihi bir dönüşüme sokacak AK Parti iktidarının istemeden önünü açan krizin adıydı.
13 yıllık tek parti iktidarına rağmen 15 Temmuz darbe girişiminin yaşanması sistem değişimi yaşanmadan vesayet odaklarının durmayacağını gösterdi. Kemalistlerin yerini FETÖ almıştı; pekala gelecekte başka bir vesayetçi grup buna heves edebilirdi.
Orduyu darbe tartışmalarının, iktidar oyunlarının konusu olmaktan çıkarmak gerekiyor.
Hem Fırat Kalkanı gibi başarılı operasyonlara imza atan bir profesyonelliğin pekiştirilmesi lazım. Hem de yeni nesil subayların seçilmiş siyasi otoritenin emrinde olmayı özümseyen bir sosyalleşme ve kültürle yetiştirilmeleri zorunlu.
Cumhurbaşkanlığı sistemine geçişin kurumları yeniden yapılandıran bir reform dalgası getirmesi işte bunun için de elzem.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.