BAZILARI "ABD Avrupa ittifakı parçalanıyor." diyor. Kısmen doğru. Çünkü aslında bir ABABD İTTİFAKI, hiçbir zaman olmadı. 2. Dünya Savaşı sonrası yerle bir olan ve ne kadar zayıf olduğu ortaya çıkan Avrupa, Amerika'nın kurtarması ile okyanus ötesi ülkeye köle oldu adeta. AB, yıllardır kendisini esir alan ABD'nin uydusu ve küresel ilişkilerde dominant etkisi olmayan bir pozisyondaydı.
Sadece pazardı! Üstelik ABD'ye göbekten bağlı bir pazar. ABD Avrupa'dan ALMAYI, İTHALATI KESSE, AB MAHVOLUR!
İngiltere'nin yıllık 800 milyar dolarlık ihracatında ürün sattığı ülkeler arasında ABD birinci sırada yer alır. Sadece AB'nin liderciğini oynayan Almanya 2024'te ABD'ye 161 milyar dolarlık mal sattı. AB ülkelerinden Amerika'ya yıllık 500 milyar doların üzerinde mal gidiyor. Buna karşı nerdeyse onda biri mal alıyorlar ABD'den.
Washington yıllardır bu asalaklar tarafından sömürülüyor. O yüzden ABD derin devletinin operasyonu başladı.
Avrupa mallarına gümrük geliyor. ABD, uydusu gibi gördüğü ve sırtına aldığı Avrupa asalağının sürekli kendisinden para emmesinden rahatsız. O yüzden fırlatıp atmaya hazırlanıyor.
Dolayısı ile ittifak hiç olmadı ki şimdi parçalansın. ABD Avrupa'ya milyarlarca dolarlık silah vb satmaya, AB'yi iyice yolmaya hazırlanıyor.
Bazıları da "ABD -İNGİLTERE ayrışması başladı" diyor. Ne ayrışması? ABD, sistemindeki asalakları temizlemeye başladığı için bu tam anlamıyla bir TASFİYE. Üstelik de giderek hızlanıyor.
2. Dünya Savaşı'ndan sonra güneş batmayan imparatorluktan, minnacık adasına hapsolan zavallıya dönüşen İngiltere, dünya hakimiyeti ve çıkarlarını koruma adına, ABD'ye yapıştı; et-tırnak oldu! Güçlüye sızarak güçlü göründü.
ABD sisteminde paralel yapılar kurarak etkisini sürdürebildi. Lakin bu dönem sona erdi ve derin sistem bagajlarından kurtuluyor artık! Bu tasfiyenin de iki büyük kaybedeni var : İngiltere ve İsrail. ABD, Çin'i başına bela eden İngiltere'ye hemen her ortamda adeta sopa vuruyor.
Lonra'daki Krala bağlı Kanada'ya bile "Artık bizim eyaletimiz" diyen, işgalden bahseden bir ABD Başkanı var artık.
Beyazsaray'ın resmi sitesinden o yüzden "Taç giymiş Trump" fotoğrafı servis ediliyor.
"Kral artık Londra'da değil, Washington'da" mesajı veriliyor.
Küresel sermayenin kurduğu İsrail'de bugün baktığımızda aslında öpülerek tasfiye ediliyor.
Trump'ın "Gazze bizim olacak, el koyuyorum" çıkışı asla mümkün olmayacak bir hayaldi.
Ancak Trump'ın bu hayali planı, İsrail'deki ırkçı faşistlerin ağzına bal çalma operasyonuydu. AB derin devleti, küresel sermaye ve onun Ortadoğu'daki sopası İsrail'den kurtulmak zorunda olduğunu biliyor.
Ülkenin her yerine sızan paralel yapılara karşı şu anda muazzam bir operasyon var.
Bürokrasideki yüzbinlerce kişinin mail atılarak istifaya çağrılması ve istifa ettirilmesi de tesadüf değil.
İçeride büyük temizlik için düğmeye basılırken, tasfiye edilmesi ABD için hayati derecede önemi olan İngiltere ve İsrail gibi iki asalağın oluşturduğu boşluğu da, küresel güç TÜRKİYE, eşit ve etkili stratejik ortak olarak işbirliği ve ortak örtüşen menfaatler doğrultusunda doldurmak zorunda!
Hazırlanan tüm raporlar bunu gösteriyor.
O yüzden yeni dünya düzeninde Trump-Putin ve Şi Jinping'in yanında Erdoğan'ın fotoğrafı da yer alıyor her yerde. Ne İngiltere ne de Almanya Başbakanlarına yer bile verilmiyor.
ABD, asalak olarak gördüğü Avrupa'ya "Üzerimden ineceksin, enerjiyi pahalı da olsa benden alacaksın, silaha da trilyon dolarlar yatırıp benden ithal edeceksin. Ben artık sana enayi gibi koruma olmayacağım" diyor. O yüzden bunu net şekilde anlatmak için gidiyor, Rusya'ya yanaşıyor, Ukrayna'yı dövüyor, aşağılıyor, Putin'i öpüp kokluyor. Tüm bu manzara bambaşka bir dünyanın ayak sesleri olarak karşımıza çıkıyor.
Zavallı ABD liderleri toplanıyor, "Ukrayna'nın arkasındayız, ABD bedel öder" gibi salakça konuşmalar yapıyor.
Hiçbir güçleri yok.
Ukrayna'ya ABD gibi gönderecek silahları bile yok. Kendilerini koruyacak orduları hiç yok. ABD'ye bedel ödetecek ekonomileri ise mevcut değil. Tam
tersine ABD, alımı durdursa Avrupa batacak.
O yüzden küresel arenada artık bir hiç durumuna geldiler. Onların güvenliği bile NATO'da ikinci büyük orduya sahip olan Türkiye'nin şemsiyesi altına girmekten geçiyor artık.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Zelensky geldiğinde ona şemsiye tutarak karşılaması bundandı. Dünyaya muazzam bir mesajdı. O şemsiyenin altına girmeye Avrupa'nın tarihinde hiç hissetmediği kadar ihtiyacı var şu dönemde.
Dünya arenasında söz sahibi ve küresel bir güç olmak istiyorlarsa, bunu başaran Türkiye'ye şiddetle ihtiyaçları var. Hem ABD hem de Avrupa şu anda Ankara'ya uğramak ve çıkarları için Türkiye'yi yanına almak zorunda.